Bir cuma ansızın Makedonya'ya uçulur

Elif HAMAMCI

İşten bunaldınız, her şey üstünüze üstünüze geliyor, canınız sıkıldı kaçacak yer arıyorsunuz. Ama herhangi bir tatil planı da yapmadınız. Yurt dışına gitmek istiyorsunuz ama vize ile kim uğraşacak diye düşünüyorsanız, akşam bilet alıp sabah uçabileceğiniz vizesiz ülkelere bir göz atın deriz. Biz aynen böyle yapıp bir cuma günü ansızın Makedonya’ya uçtuk!

VER ELİNİ SKOPJE!

Skopje dediğimize bakmayın burası bildiğimiz Üsküp. Hani ilkokuldan beri tarih derslerinde Balkan Savaşları’nı işlerken saydığımız önemli şehirlerden. THY uçuşu ile 1 saat 15 dk sonunda şehre iniyorsunuz, neredeyse iç hat uçuşları kadar bir süre. Ufkunuz tamamen yeşil, yani daha iniş yapmadan gözleriniz terapiye başlıyor.

PARA PUL MESELELERİ

Eğer hafta sonu gezisi planladıysanız yanınıza kabin içi bagaj almanızı öneririz. Acil bir şeye ihtiyacınız olsa bile endişelenmeyin, Üsküp’te zaten evinizde sayılırsınız. Eğer birden fazla şehre gitmeyi planlıyorsanız araba kiralayabilirsiniz. İki günlük araba kiralama hizmeti, taksi parası vermekten daha uyguna gelecektir. Ama taksiye binecekseniz de taksimetreyi açtırmayı ihmal etmeyin ve pazarlık usulüne hiç bulaşmayın yoksa zararlı çıkarsınız. Ayrıca toplu taşıma seçenekleri de mevcut ama metro yok. Çift katlı kırmızı otobüslerle yolculuk ederek kendinizi Londra’da hissedebilirsiniz. Zira Londra’nın simgesi olan çift katlı kırmızı otobüslerin yüzlercesi, zamanında Yugoslavya tarafından alınmış ve Üsküp’e taşınmış.

Burada yerli para birimi olan Makedonya dinarı ve euro kullanılıyor. Kredi kartına fazla güvenmeyin, kartla ödeme seçeneği her yerde yok. Buranın yerli parasından bir sıfır atarsanız ortalama Türk parası karşılığını bulabilirsiniz. Eğer gözünüze fazla turistik görünen yerlere gitmezseniz gayet uygun fiyata yiyip içebilirsiniz.

KAÇ GÜN YETERLİ?

Küçük bir ülke olduğunu göz önünde bulundurursak; şehirler arası yolculuk süreleri dahil olmak üzere 1 gün Üsküp, 1 gün Matka Kanyonu ve Kalkandelen, 1 gün  de Ohrid olmak üzere toplamda 3 gün, bu ülkeden güzel anılarla dönmeniz için yeterli.

Burada hava durumu Türkiye’ye göre sadece 1-2 derece fazla. Yani burada ne giyiyorsanız, orada da giyebilirsiniz.

KÜFTE, BÜREK YİYİN, LİMUNADA İÇİN

Burada yemek içmek konusunda hiç sıkıntı çekmeyeceksiniz. Birkaç harf farkıyla tabi. Börek yerine bürek, köfte yerine küfte diyorlar. Sabah kahvaltısını meşhur bürekleri ile yapın, özellikle kıymalısı harika. Tarihi Türk Çarşı’sı içinde yüzyıllık küfteci Destan’dan sıcacık ekmekleri ve ajvar sosu eşliğinde köfte yiyip üstüne de tiriliçe yemenizi öneririm. Biz tiriliçeyi son gün yedik ama bilseydik her gün yerdik, o derece lezzetli. Ayrıca yine çarşı içinde el yapımı limunadayla susuzluğunuzu giderin. Hem ucuz hem de harika.

İNGİLİZCEYE İHTİYAÇ DUYMADAN GEZEBİLİRSİNİZ

Nüfusun büyük kısmı Makedon olsa da,  Arvnavut ve Türk sayısı hissedilir derecede fazla. Sokaklarda neredeyse Makedon bayrağı kadar Arnavutluk bayrağına rastlıyorsunuz. Gittiğiniz hemen her yerde Türk olduğunuzu anlıyorlar. Konuşmaya İngilizce başlayıp Türkçe ile devam ederseniz hiç şaşırmayın. Yani Makedonya’yı gezmek için İngilizceye ihtiyacınız yok. 500 sene Osmanlı hakimiyetinde kaldığı düşünülürse Türkçe öğrenmemek imkansız. Hatta ‘Türkçeyi sizden önce öğrendik’ esprisi bile yapıyor yerli halk.

ÜSKÜP HEYKELLER ŞEHRİ

Üsküp şehrine girer girmez dört bir yanda sizi heykeller karşılıyor. Gördüğümüz at ve aslan heykellerin sayısını hesap edemedik doğrusu. Nüfusun yüzde 70!i Makedon, %10’u Arnavut, %10’u Türk ise %10 da heykel diyorlar.

Vardar Nehri üzerinde uzanan eski taş köprü Osmanlı’nın sembol eserlerinden. Ama Taş Köprü’nün girişine ve çıkışına Şehrin Azizleri heykellerini eklemeyi ihmal etmemişler. Yeni yaptıkları iki yeni heykelli köprü daha var.

Buranın en büyük heykeli ise haklı olarak Büyük İskender’in. Büyük İskender’in babası 2. Filip, oğluna, "Kendine layık bir krallık kurmaya bak, çünkü burası senin için çok ufak" dedikten sonra, İskender hızını alamayıp 13 yılda o zamanki haritanın yarısını fethetmiş (MÖ 334). O zamanki harita deme sebebim henüz yeni kıtaların keşfedilmemiş olması tabii ki.

Burada hoşumuza giden bir diğer şey ise özel tasarım bankların olması. Hatta sigara tiryakilerini de düşünerek heykellerin karşısına küllüklü sandalyeler yapmışlar.

Tarihi çarşıyı, meydanları gezdikten sonra dilerseniz teleferikle şehrin keyfini tepeden çıkarabilir ya da müzelere gidebilirsiniz. Yalnız bir konuda uyarmak isterim, ülkede navigasyon uygulamaları sizi biraz yanıltabilir. En iyisi klasik usul adres sorma yöntemini kullanmak.

ÖNCE GÜNEŞ HAVA SU

Üsküp’te geçirdiğiniz bir gün ve gecenin ardından sadece 15 km uzaklıktaki Matka Kanyon’una doğru yola çıkın. Yanınızda mutlaka yürüyüş ayakkabılarınız olsun, uzun bir parkur sizi bekliyor. Irmağından ağacına yeşilin her tonunu burada görebilirsiniz. Gür akan nehrin yanında taş yollardan yürüyebildiğiniz kadar yürüyün. Bir alternatif olarak tekne gezintisi de yapabilirisiniz. Biz tekne gezintisi hakkımızı Ohri Gölü’ne sakladık.

Matka Kanyonu’nun tadına vardıysanız sıra Kalkandelen’de. Kalkandelen’e sırf Alaca Camii’ni görmeye gittik desek yeridir. Bu cami, daha İstanbul fethedilmeden önce iki Müslüman kız kardeş tarafından yaptırılmış. Her yanı el işi resimlerle süslü, rengarenk, küçük ama sevimli bir cami. Bisikletlerine atlamış namaza gelen yaşlı amcalar da bir o kadar sempatiktiler.

Kalkandelen’den sonra rotamızı Ohrid’e çevirdik. Ohrid’e gitmek için dağları tepeleri tırmandık. Yaklaşık 3 saat süren yolculuk ardından gün batımına yakın şehre vardık. Göl kenarına varınca içimizden geçen ‘Burası aynı Yalova’ sözü, i sokak aralarına girdikçe yerini Safranbolu mimarisine bıraktı.

Sokak içlerindeki gezintilerinizi özellikle yürüyerek yapmalısınız. Araba ile dar sokaklara girmenizi kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Ohrid’te vaktiniz varsa Lupco Panevski el yapımı kağıt dükkanına uğrayın ve baştan sona bir kağıdın yapım aşamalarına tanıklık edin. Ohri Gölü'nden çıkarılan meşhur incilerden almak isterseniz, dükkanlar biraz pahalı gelebilir ama kilisenin önündeki tezgahtan ucuza inci alabilirsiniz.

Ohri Gölü’nde yaklaşık 20 euro karşılığında 30 dakikalık özel tekne turu yapabilirsiniz. Tur esnasında şehrin panoramik güzelliğini seyretmek gerçekten keyifli. Biz tembellik yapıp orman yolundan yürümek yerine uzaktan bile çok güzel gözüken Aziz Yuhanna Kilisesi'ne de tekneden baktık.

SU MÜZESİ - BAY OF BONES

Bu kadar güzel ve yeşil topraklar varken bu insanlar neden su üstünde yaşamışlar sorumuzu cevaplamak için Ohrid’ten 16 km uzaklıktaki Su Müzesi’ne gittik. M.Ö.1200 yıllarında buradaki insanlar yabani hayvanlardan ve insanlardan korunmak için su üstünde yaşamaya karar vermişler ve bu platformu inşa etmişler. Girişteki yüzer köprüyü kaldırdıkları zaman güvende oluyorlarmış. Tabii ki bu adacık o zamandan bu zamana kalmamış, bu bir reprodüksiyon. Evlerin içi ise tilkiden ayıya ölü hayvan postları ile dolu. Güzel bir atmosfere sahip olan bu yapay adaya üşenmeyin gelin derim.

EVE DÖNÜŞ…

Pazartesi sabahı erken bir uçuşla evinize dönebilir ya da doğrudan işinize gidebilirsiniz. Çünkü Makedonya’ya gitmek Bursa’ya gitmek kadar kolay…