Bülent Arınç operasyonla ilgili açıklama yaptı

Bülent Arınç operasyonla ilgili açıklama yaptı

Türkiye'nin gündemini sarsan, üç bakanın oğlu ile ünlü işadamlarının gözaltına alındığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili resmi açıklama geldi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakanlıkta bir basın toplantısı düzenledi.

İşte Arınç'ın açıklamaları:

Cumhuriyet Savcısı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması için 2 yeni savcı daha görevlendirildi. Yeni görevlendirilen savcılar, özel soruşturma memur bürosunda görevlidir. Yargı mercileri yasalar ve görevlerle ilgili hakikatlerin ortaya çıkarılması için çalışmakta olup diyerek yaptıkları işi anlatıyor başsavcı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bugün soruşturma savcılarının görevlerinin başında olduğunu bildirdi. Hatta 2 cumhuriyet savcısının daha görevlendirildiğini söyledi.

BU KADAR ALÇALABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNMEMİŞTİK

Bazılarının bu kadar alçalabileceğini, insanların kişilik haklarına saygısızlık yapacağını gerçekten düşünememiştik. Saflığımıza verin.

Operasyonda bazı bakanların ve bakan çocuklarının, bürokratların isimlerinin geçtiği belli. Buna bir adli operasyon diyebiliriz. Bu konuda hükümetimizin görüşü 11 yıldan bu yana kesinlikle değişmemiştir. Henüz kurulma aşamasındayken biz Türkiye'de siyasetin yozlaştığı bir noktadaydık. Hükümetler o dönem başarılı olamıyordu çünkü yolsuzlukla anılıyorlardı. 3 Y ile mücadele edeceğiz dedik. Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar.. 3 seçimden bu yana bu üç konudaki çalışmaları desteklemiş ve onaylamıştır halkımız. Geldiğimizden bu yana çete ve mafya örgütleri yargının önüne çıkarılmıştır. Pek çoğu dağıtılmıştır. Suç işlemek amacıyla örgüt kuranlar da dahil yolsuzluk amacıyla ortaya çıkan birliktelikler de siyasi iradenin güçlü olması sebebi ile yakalanabilmiştir.

YOLSUZLUĞU YAPAN KİM OLURSA OLSUN..

Bizim buradaki görevimiz, şudur. Siyasi irademiz güçlüdür, siyasi irademiz yolsuzluk yapanların Türkiye'de kökünü kazımak üzere dimdik ayakta durmuştur. Bugüne kadar yapılanları onurla anlatan hükümetimizin, yolsuzluktan yana tavır almasını kimse beklemesin. Eğer bir yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama söz konusu ise yargı en iyi şekilde aydınlatmalıdır. Siyasi irade olarak yargının yanında saf tutan hükümetimiz, yargı ile yine aynı safta yer tutacaktır. Bu kişiler kim olursa olsun, hükümetimizle ne kadar iyi ilişkide olan kişiler olursa olsun bizim nazarımızda her şey nötrdür. Yargıyı engelleyecek bir çabanın içinde olmayacağız. 11 yıldır mafya ile çete ile mücadele eden bir hükümetin desteği, yine yargının arkasında olacaktır. Hükümet isimlerinin veya yakın isimlerin geçmesi bizi ilgilendirmiyor. Bir iddia varsa bu iddia en güzel şekilde ispatlanmalıdır ve ortaya çıkarılmalıdır. Başbakanımızın da hükümetimizin de tavrını takdirle karşılamak gerekir.

Muhalefete şunu diyorum; iddialar üzerine hükümeti eleştirmek, yıpratılmasını istemek, seçimlere kırık bir şekilde girmesini temin etmek, sonraki süreci de bu olay sebebi ile tersine döndürme isteği olabilir. Muhalefetin meşru hakları vardır, gayrımeşru davranmamaları gerekir. Eleştiriler her zaman yapılmalıdır. Ancak bunu bahane ederek, masumiyet ilkesini bertaraf etmek, sadece basına ve internet medyasına servislerle vakit geçiriliyorken bu iddialarla konuşmak muhalefete yakışmaz. Hükümeti bu olay sebebi ile sorumlu tutmak doğru bir şey değildir.

Hukukun evrensel prensiplerinden birisi, soruşturmanın gizliliğini ihlaldir. Soruşturmanın gizliliği esassa, ihlal etmek de suçtur. Bize getirin bunları deme imkanından mahrumuz, ancak kime ait olduğu belli olmayan resimler, işadamlarını, gazetecileri, sanatçıları suçlayacak bir psikolojik savaşın içine sokacak davranış yakışmaz. Adli yargıyı etkileyecek tüm teşebbüs de suçtur.

Bize göre ciddi bir adli yargılama sonucu, kim ne ile suçlanıyor, deliller yeterli midir, karar verilmesidir. Sabırla bekleyeceğiz, hükümetimiz siyasi olarak ayrı çalışmaları da yapacaktır. Lütfen insanları karalamayın, peşin hükümler vermeyin. Bir insan kesin hükümle mahkum sayılıncaya kadar hukuk herkes için geçerlidir.

Burada bir siyasi amaç olabilir mi veya başka bir amaç taşıyor olabilir mi bu operasyonlar. Siyasi iktidar olarak bunları araştırma hakkımız da var. Çünkü bazı köşe yazarları, aylar öncesinden sanki bu operasyonu duyururmuşçasına açıklamalarda bulundu. Şunlar şunlar hakkındaki iddialar, fotoğraflar, yolsuzluklar ortaya çıkarılacak şeklinde açıklamaları sizler de aylardır okuyorsunuz. Biz de siyasi iktidar olarak bu açıklamaların nasıl aylar önce yapıldığını araştıracağız.

Birbirinden farklı isimlerin böyle bir operasyonda bir araya getirilmesinin amacı ne olabilir. 14 aylık bir dinleme ile bu işlerin takip edildiği şimdi sonuçlandığı iddia ediliyorsa, bazı iddialara göre de 6 ay önce dinlemenin bittiği iddiaları yer alıyorsa, bunu da araştıracağız.

GEL DENİLDİĞİNDE GELEBİLECEK İNSANLAR..

Gel denildiğinde gelebilecek insanların sabahın 5'inde evlerine baskınlar yapılarak operasyonları başlatıyorsunuz. Diyelim ki şube müdürleridir bunu yapanlar. Şube müdürünün yaptığı operasyondan, İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürü habersizdir. Arkadaşlar bir görev yapılıyor, en azından bir operasyon yapılacak. İsimleri gizli tutabilirsiniz, üstünüzdeki amirinize bildirirsiniz. Bir İçişleri Bakanı'nın oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesi kadar acıklı ne olabilir ki. Valinin, İstanbul Emniyet Müdürü'nün haberi olmadan operasyon yapılması ne demek oluyor?

Bir üst rütbedeki amirin, senin görevinle ilgili bir kanaatinin oluşması gerekiyor. Soruşturmanın selameti açısından bu şube müdürlerinin görev yerleri değiştirildi. Daha da şunlar şunlar var elimizde diyerek, bakanlara fezleke hazırlanacağı iddialarını da duyduk. Çok planlı, psikolojik harp benzeri bir operasyonla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Hükümeti yıpratma amacı olduğunu söyleyebilirim. Meşru şekilde yıptarılmayan, seçim üstüne seçim kazanan bir hükümetin, güçsüz muhalefet partileri ile yıpratamayacaklarını görenlerin önce Gezi ile sonra bu tür yıpratmalarla üzerine gelindiği çok açıktır.

Başbakan'la birlikte hükümetin yıptarılması, birilerine göre yandaş, candaş isimlerle küçük düşürülmeye çalışılan gazeteler ve gazetecilere tehdit de atbaşı gitmektedir. İşadamları tehdit edilmektedir. Bütün bunları yerel seçimlere yönelik, ekonomik yükselişini önlemek amacıyla yapıldığını söylemek komplo teorisi gibi gözükebilir ancak ulaştığımız bazı bulgular bunu gösteriyor.

DEVLET İÇİNDE KÜMELENMEYE İZİN YOK

Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor ve niçin buna benzer bazılarının daha olabileceği tehditler olarak savruluyor, hükümeti yıpratmak için. Bizim bugüne kadar en çok iddiacısı olduğumuz, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun gözünden düşürmek için yapıldığını düşünüyoruz. Dün bir başkasına, bugün bir başkasına yapılacak şey hukuk devleti olan Türkiye'ye yakışmaz. Ellerindeki imkanları sadece kendi çıkarları için kullanan ve devlet içindeki kümelenmeye çalışanları halkımızın önüne çıkaracağız. Onları ortaya çıkarmak boynumuzun borcudur.

Son rakamları Adalet Bakanlığı'ndan aldım, onun dışında 51 kişinin sorgulamasının yapılacağının bilgisini aldım. Kabine revizyonu ile ilgili ise, son Bakanlar Kurulu toplantısında cevaplamıştım. Aday olacak bakanlar olursa, bunlar görevlerine devam edecek mi yoksa ayrılacak mı diye.

SORUŞTURMANIN SELAMETİ AÇISINDAN MÜDÜRLER ALINDI

Şube Müdürlerinin, kimin hangi şubede çalıştığını ben dahi bilmiyorum. Merak da etmiyorum. Emniyet Genel Müdürü'nün açıklamasını okudum az önce. Gerek görmüştür, haklarında soruşturma açıldıysa, soruşturmanın selameti açısından görevlendirilmiştir.

Başbakan'ın dinlendiğine yönelik somut görüşme yapılmadı. Zirve de yapmış değiliz. Biz kamuoyunu aydınlatmamız gerekiyor. Bakanları Başbakan davet etti. Durumları değerlendirdik ben de size takdim ediyorum. Bunun dışında yasadışı dinleme yapılmış olabilir mi, araştırılacak bunlar. Bunlar kimlerdir, nedir, Başbakan kamuoyuna açıklayacaktır.

BAKANLAR İSTİFA TALEBİ İLETTİ Mİ?

Yapılacak bir işlem varsa, Bakanlarımızı seviyoruz, masum olduklarına inanıyoruz. Veya çocukları ile ilgili iddialar doğru ise, onları korumayacağız. Ama biz beraati zimmet asıldır diye, hükmen suçluluğu sabit olmadıkça bizce masumdur. Siyaseten bize müsade diyebilirler veya Başbakan bunu talep edebilir. Ne yapacaklarını yakın zamanda görürüz.

Bu kadar laftan sonra Cemaat'i mi kastediyorsunuz derseniz olmaz. Biz fitnenin söndürülmesi yönünde düşünüyoruz. Cemaatin temiz olduğunu, Türkiye'ye hizmetler yaptığını, Gülen'in eğitim sevdasına nasıl baktığımızı biliyorsunuz. Eğer bir alçaklık söz konusu ise, bu alçaklığı ona mal etmek doğru olmaz. Sözlerimle Cemaat'i hedef aldığım söylenemez.

DEMEK Kİ TASFİYE EDİLMEMİŞLER

Bundan bir süre önce tasfiye olduğunu söyleyen ve bunun sorumlusu olarak hükümeti gösterenler vardı. Bu operasyonlar gösteriyor ki, demekki tasfiye falan edilmemişler. Hala görevlerinin başındaymışlar.