Aslına bakarsanız incecik bir köprü ile ana karaya bağlı bir yarımada ama özerklik hissiyatından çok fazla kaybetmemiş. Gölyazı, bir zamanlar Apollon Krallığı‘nın başkentiymiş. Daha sonra Bizansı, Osmanlısı, herkes bir iz bırakmış. Mübadeleye kadar da sakin sessiz bir Rum balıkçı köyüymüş. Şu anda da o zamanın esintileri mevcut.
PEK ÇOK KİŞİ BURAYI BİLMİYOR
Manzarası, çevre yapısı ile 'Türkiye’de böyle bir yer mi varmış?' dedirten bir güzelliği olmasına karşın pek çok kişinin buranın varlığından haberi yok. Adanın çevresini yürümek topu topu 15 dakika sürüyor, her adımda da tarih kokan bir geçmişi var. Küçük olsa da tarihi yerlerini gezerken 1 güne yetecek kadar gezmiş oluyorsunuz.
Rumlardan kalan taş kilisesi, tekne turu, komşu adalarındaki tarihi eser kalıntıları, sokak direklerine yuva ören leylekleri derken adeta tarih gezisinde buluyorsunuz kendinizi.
AĞLAYAN ÇINAR DİZELERİ
Gittiğinizde mutlaka göreceğiniz bir yer var. 4 ayak üzerinde duran bir canlı gibi, fantastik ve büyülü bir ağaç: Ağlayan ağaç.
Mehmet Okatan ‘ın dizeleri ağacın kenarında tabelayla birlikte duruyor: “Tarihin verdiği yorgunlukla yan yatmış ulu bir çınar… Lakin, yaşamaktan umudunu kesmemiş, uzanmış öylesine bağrı yanık, yaprakları hüzün, içi kan ağlarcasına, savaşlara, acılara, kara sevdalara tercüman olurcasına ardında sevgi bahçesi, açamayan gonca bir gül, önünde, oluk oluk gözyaşlarının eseri koca bir göl.”
KİLİSE ŞU AN KÜLTÜREVİ
Aziz Panteleimon Kilisesi 19.yy’da inşa edilmiş, Rum Ortodoks kilisesidir. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından kullanılmış olsa da daha sonra bakımsızlıktan ve yangından bayağı zarar görmüş. Nilüfer Belediyesi işe el atıyor tabii, şu an Gölyazı Kültürevi olarak kullanılıyor. Giriş ücretsiz.
TARİHİ RUM EVLERİ HER YERDE
Köyün içinde gezerken tarihi evleri göreceksiniz. Ama korunmadıkları için harabeye dönmüş durumdalar.
ULUABAT GÖLÜ’NE BALIK İÇİN GELİN
Balıkçılarıyla, balıklarla, balık ağlarıyla, kuş türleriyle ve durgun haliyle görülesi, seyre dalınası bir güzellikte bu göl. Bu gölden 7'den 70'e herkes balık tutuyor. 70 yaşındaki teyzeler bile balık tutarak geçimlerini sağlıyor. Gelmişken Uluabat Gölü'ndeki yansımaları çekmeden dönmeyin. Fotoğrafçılar sırf bunun için geliyor.
TARİHİ HAMAM KAHVE ALÂ
Hamam şu anda “Kahve Alâ” adıyla işletiliyor. Hamamı da gezip görebilir fotoğraflarını çekebilirsiniz. Mübadele öncesi, perşembe ve cuma günleri Müslümanlar, cumartesi ve pazar günleri de Rumlar kullanıyormuş.
ZAMBAK TEPE’DE GÜN BATIMI
Gelelim sonuncu maddeye, günü mutlaka buradan batırmanız gerektiği için bu maddeyi sona koydum. Günün günün ilk ışıklarında da çok güzel bir manzarası var ama Zambak Tepesi’ne gün batımında çıkıp, şahane bir ada manzarası çekebilirsiniz.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış