Doğu’da Batı’da Kutsal Sanat ve Tıtus Burckhard

Doğu-Batı gelenekleri ve sanatları üzerine çalışmalar yapan İsveçli yazar Burckhard, geleneksel toplumların kalbini teşkil eden evrensel hakikatler, sanatlar ve bilimler ile ilgili anlayışı yeniden ihya etmek amacıyla çok geniş bir sahada kitap ve makaleler kaleme aldı. Doğu'da Batı'da Kutsal Sanat adlı kitabı da bütün bu entelektüel birikimin ürünü.

Tasavvuf, geleneksel kozmoloji (evrenbilim) simya, Hinduizm, Budizm, Taoizm ve İslam estetiği kent mimarisi yazarın kitap ve makalelerinde yer alan başlıca konular oldu. Aynı zamanda İslam düşüncesine ilişkin çok sayıda önemli eseri Arapça’dan batı dillerine tercüme edip yorumlamıştır.

Burckhard’ın Türkçe’ye çevrilen diğer kitapları;

Aklın Aynası Geleneksel Bilim ve Kutsal Sanat Üzerine Denemeler, İslam Sanatı Dil ve Anlam, İslam Tasavvuf Doktrinine Giriş, Astroloji ve Simya.

SANAT VE KUTSALLIK

Sanat tarihçileri “kutsal” terimini konusu din olan herhangi bir eser hakkında kullandıklarında, sanatın esasen biçim olduğunu görmezden geliyorlar. Oysaki bir sanat, sırf konularının kaynağını manevi hakikatlere dayandırdığı için kutsal olarak nitelendirilemez. Onun biçimsel dili de aynı kaynaktan neşet etmelidir. Fakat Rönesans ve Barok dönemleri dinî sanat için böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Çünkü iki dönemin dinî sanat tarzları ile din dışı sanat tarzları arasında hiçbir fark yoktur.

Doğu’da Batı’da Kutsal Sanat ve Tıtus Burckhard

HİNDU TAPINAĞIN OLUŞUMU

Yerleşik halklar arasında tam anlamıyla kutsal sanat, mabet binasıdır. Evrende görünmez şekilde var olan ilahi ruh doğrudan insan odaklıdır. Mabet âlemde zaman mekâna hâkimdir. Buna karşılık mabedin inşasında, zaman mekâna dönüştürülmüştür. Bir mabedin inşasının, tıpkı ruhun inşası gibi, bir kurban yönü vardır. Ruhun güçleri, eğer ruh inayetin (iyilik) alıcısı ve kabı olacaksa, dünyadan çekilmelidir.

Tam olarak aynı sebeplerle bir mabedin inşa süreci için gereken malzemelerin hazır bulunmalıdır. Hindu tapınağının doğuşuna ilişkin felsefi yaklaşan Titus, bunu kitabın ilerleyen sayfalarında da irdelemeye devam ediyor. Sadece bu tapınak değil, dünyada toplumlar tarafından kutsal olarak kabul görülen diğer önemli mabetler ve tapınaklar için de tarihsel bir süreçten bahsediliyor.

İSLAM SANATININ TEMELLERİ

Türk İslam sentezinin önemli figürlerinden olan sanatın İslam’ın doğuşundan modern dünyamıza kadar olan sürecini etraflıca anlatan yazar, son ilahi din olan İslam sanatının temellerini verdiği örneklerle açıklıyor. İslam’da tasvir yasağı mutlak değildir. Sade bir tasvir din dışı sanatta bir unsur olarak hoşgörüdür. Bir diğer konu ise camilerde tasvirlerin kullanıp kullanılmaması sorunu.

Titus, bunu iki nedenle açıklıyor:

“Birincisi olumsuz amaçtır, yani kendisini Tanrı’nın varlığına ve görünmez varlığına karşı diken bir varlığı ortadan kaldırma amacıdır. Burada söz konusu ikinci varlık, bütün sembollerle eksik olduğundan dolayı, bir hata kaynağı da olabilir. İkinci ve olumlu amaç ise, Tanrı’nın aşkınlığını tasdik etmektir. Zira Tanrısal öz başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz."

AYRICA...

Kitapta farklı konular da mevcut. Hristiyan sanatının temellerinin nasıl atıldığını öğrenecek, Buda tasviri hakkında bugüne kadar duymadıklarınızı keşfedeceksiniz. Bunun yanında Rönesans’la birlikte önce Avrupa sonra da dünyaya yayılan yenileşme hareketlerinin toplumları nasıl değiştirdiğini de okuyacaksınız.

Sanat akımlarının insanların hayatlarının merkezine nasıl yerleştiğini de bu kitap sayesinde öğreneceksiniz.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com