Fikirci Bey yazdı: KANTON

Fikirci Bey yazdı: KANTON

ABD politikaları sayesinde 90’ların başlarında Irak’ın kuzeyinde bir otorite boşluğu oluştu, ilan edilen uçuşa yasak bölge sayesinde buradaki otorite boşluğunu Kürtler fazla güçlükle karşılaşmadan doldurdular. 2003’deki ikinci ABD saldırısından sonra iyi bir ABD müttefiki olarak yerlerini daha da güçlendirdiler. Bir özerk bölge oluşturdular, çoğunun gönlünde de bağımsız bir devlet hayali var ve bu bölgenin adı da “Güney Kürdistan”, Kuzeyi sormuyorum tabi.

SURİYE'DE DE OTORİTE BOŞLUĞU KÜRTLER'E YARADI

Benzer bir durum son bir yıl içinde Suriye’de de gerçekleşti. Esad’ın zayıflığı sonucu sınırımıza yakın bölgede oluşan otorite boşluğunu Kürtler doldurdu, direnişçilerle iyi geçinmekle beraber çok sıkı bir muhalefet de oluşturmadılar. Yani burası da biraz kolayca “Kürtlerin oldu”

Tarihsel olarak Kürtler birkaç bin yıldır burada yaşıyorlar ve bölgenin kadim halklarından biri durumundalar. Bağımsız bir devlet olma hayallerini de garip karşılamamak lazım.

TÜRKLER O TOPRAKLARI SAVAŞARAK ALMIŞTI

Ancak bu işler Ortadoğu’da o kadar kolay olmuyor. Türkler, üzerinde 900 yıl yaşadıkları toprağı bile tekrar savaşarak almak zorunda kaldılar.

Yani “fırsatların uygun olması” sizi devlet sahibi yapmıyor.

Kürtlerin anlamadığı bu. Henüz Irak’ın ve Suriye’nin geri kalanı ile bir anlaşma yapmadan (siz kavga anlayınız) o bölgeler Kürtlerin olmaz. Nitekim Kürtlerin satmak istediği iki tanker petrolü bile hemen uluslar arası tahkime verdiler.

Suriye’deki otorite boşluğundan yararlanan Kürtler orada da 3 şehirde kanton kurmuşlar. Kobani bunlardan birisi, “Kanton”un avukat bir başbakanı var, bir dışişleri bakanı, sağlık bakanı, bir ordu ve ekonomi bakanı, adalet bakanı, kadın ve gençlik bakanı, hatta bir turizm bakanı bile var.

Kobani Dışişleri Bakanı İbrahim Kurdi Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, “Bir devlet kurmaktan korkmamalıyız. Esad rejiminin çekilmesi bir iktidar boşluğu doğurdu. Bu boşluğu başkaları doldurmadan bizim doldurmamız gerekiyordu.” demiş.

KÜRTLER OTORİTE BOŞLUĞUNU "KÜRT DEVRİMİ" SANIYOR

Şimdi Kürtler bu de facto durumu bize bir “büyük Kürt devrimi”, “bir Kürt Rönesans ve Reformu” olarak yutturmaya çalışıyorlar. Burada çok derin demokrasi deneyimlerine sahip bir yönetim oluşturduklarına inanıyorlar ve daha da ileri gidip Türklerle köprüleri atmaya çalışıyorlar. “Çözüm süreci bizim için bitmiştir” çığlıkları atıyorlar, çığlık da yetmiyor taş atıyorlar.

ADI ÜSTÜNDE: İKTİDAR BOŞLUĞU

Oysa durum adı üstünde “iktidar boşluğu”. Suriye’nin geri kalanı ile hiçbir uzlaşma, anlaşma yapılmamış, nitekim hastalıklı unsur IŞİD saldırdığında ellerinde kendilerini savunacak hiçbir şeyleri yok. Yine de kuyruğu dik tutup “biz savaşacağız ama Türkler sınırdan geçmemize izin vermiyor” havasındalar. Halklarını koruyamıyorlar ve bunda şaşılacak veya ayıplanacak bir durum yok, IŞİD çok iyi lojistiğe sahip ve Kürtlerden defalarca üstün. 130 bin Kürt sınırımızdan girdi, biz ev sahipliğinde kusur etmiyoruz ama onlar hala “biz kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz” havasındalar.

Oysa yapmaları gereken şey Türkiye ile köprüleri atıp, barış masasını devirmek, kendi insanını koruyamazken Türk karakollarına saldırarak dangalaklık yapmak değil. Tam da tersine Türklerle anlaşıp var olan tüm silahlı gücünü Türkiye dışına çıkarıp IŞİD ile savaşmak ve Türklerden direkt askeri yardım istemek.

Oportünizm ile devlet kurulmuyor, her şeyin bir bedeli var.
Benim güzel Kürt kardeşlerim..

twitter: @kalemciler