Tüm dünyada, yılın hemen hemen her döneminde, her yaşta ve her iki cinste de görülebiliyor. Virüsün alınmasından sonra 2-12 gün içinde ortaya çıkan enfeksiyonun 2-3 hafta daha bulaştırıcılığı söz konusu. Okul, fabrika, hastane ve toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda başta gözyaşı olmak üzere virüslü salgılar eller aracılığıyla yayılır. Tipik olarak, öncelikle gözde burun köküne yakın kısımda, sonra dış tarafta da hissedilen batma, yabancı cisim hissi oluşur. Birkaç saat ile bir hafta içinde diğer gözde biraz daha hafif olmak üzere her iki göz kapaklarında belirgin şişlik, kızarıklık ve sulanmayı takiben korneadaki birikintiler ile ışıktan rahatsızlık ve görme bulanıklığı başlayabilir.
BİYOMİKROSKOPLA MUAYENE ŞART
Virüsü gösterebilen çeşitli laboratuvar testleri olsa da teşhis genellikle muayene bulguları ile konabilir. Gözde kızarıklık ve şişlik yapan diğer nedenlerin ayrımı ve korneanın incelenmesi için gözün biyomikroskopla muayenesi şarttır. Kulak önündeki lenf bezlerinin şişmesi ve hassasiyetine ek olarak solunum yolu ve / veya mide-bağırsak enfeksiyonu da tabloya eşlik edebilir. Gözde kızarıklığın ve şişliğin hafiflediği dönemde, enfeksiyon tamamen geçti sanılırken özellikle kornea merkezinde oluşabilen birikintilerin ışıkları dağıtması ve astigmatizma nedeniyle aylarca, hatta yıllarca sürebilecek görme bulanıklıkları ve iş-güç kayıpları oluşmaktadır.
HİJYEN ÇOK ÖNEMLİ
Akut dönemde etkili bir tedavisi olmamakla birlikte bazı damlaların da rastgele kullanımı virüsün üremesini arttırabileceği ve enfeksiyon süresini uzatabileceği için sakıncalıdır. Rahatlatmaya yönelik yapay gözyaşı damlaları ve bakterilerin eklenmesi durumunda antibiyotikli damlalar kullanılabilir. Bu salgını tamamen önlemek mümkün olmasa da ancak biraz yavaşlatabilmek için en önemli yöntem, temizlik kurallarına uymak ve etkilenen kişilerin istirahati ve toplu ortamlara girmemeleridir.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış