DHA

Hain terör örgütünün kanlı yüzü, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bir kez daha ortaya çıktı.

Çağlayan Adliyesi'ni kana bulamayı hedefleyen teröristlere geçit verilmedi.

Polis noktasına silahlı saldırı girişiminde bulunan 2 terörist, güvenlik güçlerince engellendi.

Etkisiz hale getirilen örgüt mensupları Emrah Yayla ve Pınar Birkoç ölü olarak ele geçirildi.

Teröristlerin DHKP/C üyeleri olduğu tespit edildi.

Saldırıda tesadüfen oradan geçmekte olan Dilfiraz Karataş hayatını kaybederken, 3'ü polis 6 kişi yaralandı.

46 kişi tutuklandı

Terörist Pınar Birkoç'un ablası Necmiye Birkoç'un da saldırının olduğu gün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan duruşması olduğu tespit edildi.

Birkoç ve duruşmayı izlemeye gelen Nejla Birkoç, duruşma sonrasında gözaltına alınarak "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve “Tasarlayarak öldürme" suçlarından tutuklandı.

Necmiye ve Nejla Birkoç ile birlikte soruşturma kapsamında gözaltına altına alınan 46 şüpheli de tutuklanarak cezaevine gönderildi.

"Bu kişi yalan mı söylüyor diye hiç bakılmamış"

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Necmiye Birkoç getirildi.

Birkoç, örgüt üyeliği davasıyla ilgili savunmasında, "Bir kişinin yalan beyanına bakılarak tutuklandım. Bu kişi yalan mı söylüyor diye hiç bakılmamış. Dosyamda bahsedilen olayları zaten yalanlamıştı. Bahsettiği tarihlerde de ben zaten tutukluydum." diyerek suçlamaları reddetti.

"Çıkışta beni almalarını söyledim"

6 Şubat'ta adliye saldırısının olduğu güne ilişkin konuşan Necmiye Birkoç, "6 Şubat'ta mahkemem vardı. 2 Şubat Cuma günü hapishanede telefon görüşüm vardı. Babamla konuştum, 6 Şubat'ta mahkemem olduğunu söyledim. 5 Şubat günü ablam ve arkadaşım açık görüşte görüşmeye geldi. Görüşte dosyamla ilgili konuştuk, büyük bir ihtimalle tahliye olacağımı ve akşam çıkışta beni almalarını söyledim. Ama mahkemeye gelip gelemeyeceğim belli değildi. Siz beni mahkemeye çağırmadınız, ben dilekçe verdim gelmek için. Sabah mahkemeye geldim. Ablamla görüş günü de konuştuğumuz gibi mahkemeye SGK dökümüm ve ikametgahımı getirecekti, öyle de oldu." dedi.

"Kardeşim Pınar'ın yaptığından biz sorumlu tutulduk"

Birkoç, "Ben nezarethanede duruşma saatimi beklerken olaylar olmuş bitmiş. Huzurunuzda savunmamı yaptım. Duruşma sonrası nezarethaneye götürüldüm. Sonra tekrar savcıyla konuşana kadar olanlardan haberim yoktu. Ablam mesleğini yapamadığı için kurs alıp memleketimiz Ardahan'a gitti. Kasım sonu 3 aylığına İstanbul'a gelmişti, kredi çekmiştik onu ödemek için. Mahkeme günü ablam gelip evrakları verdi, mahkeme çıkışı işe gidecekti. Kardeşim Pınar'ın yaptığından biz sorumlu tutulduk. Hakkımızda senaryolar çizildi söylendi. Tahliye olacağım bir dosyadan sizi rehin alıp kaçacakmışım, buradakiler de bize yardım edecekmiş. Birincisi ben önemli birisi miyim? İkincisi böyle bir şey yapacak olsam buradan sağa mı çıkarız? Üçüncüsü bir kişinin yaptığından tüm aile mi sorumlu tutulur." diye konuştu.

"O gün burada olanlar kötü bir tesadüftü"

Sanık Necmiye Birkoç, "Evet o gün burada olanlar çok kötü bir tesadüftü. Savcı bizi suçlamaya o kadar hazırdı ki o gün, 'Neden Pınar ile telefonda görüşmedin, neden Pınar görüşmeye gelmedi?' diye sorular sormuştu bana. Bu sorularda suçsuz olduğumuzu kendisi de biliyordu aslında. Sırf kardeşiz diye onun yaptığından biz sorumlu tutulamayız. Ablamla bana kurulan bir komplo var. Emniyet güçlerinin eylemden haberi vardı. Benim de o gün duruşmam olduğunu biliyorlardı.

Böylece emniyet güçleri bir taşla iki kuş mu vurmayı düşündü, ben de böyle düşüneyim o zaman. Burada bizim hayatımızla geleceğimizle oynuyorlar. Bunları ne uğruna yapacaktım kaçmak için mi? Kimse de nereye kaçıyorsun demiyor. Tek sorun Pınar'ın ablaları olmamız. Hazır o gün burada biz vardık, suçlanacak biz vardık duruşmamız vardı. Ablamla ben suçlu değiliz, suçlamaları kabul etmiyoruz. Adalet herkese lazım. Tahliyemi istiyorum." dedi.

Tutukluluğu devam edecek

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek dosyasının ayrılarak devam etmesine karar verdi. Duruşma ertelendi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği gerekçesiyle tutuklanan Cem Ömür'ün etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için 31 Ekim 2023’de alınan ifadesine yer verildi.

Cem Ömür'ün ifadesinde, 20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa Suruç ilçesinde Kültür Merkezi önünde meydana gelen patlamanın ardından eylem hazırlığı yaptıklarını, örgütün Çayan Mahallesi sorumlusu Necmiye Birkoç’a eylemde kullanması için molotofları teslim ettiğini söylediği yer aldı.

İddianamede, 14 Aralık 2023 tarihinde tutuklanan Necmiye Birkoç'un DHKP/C terör örgütü adına molotoflu eylem hazırlığı yaptığı, kent ormanında Orhan Çınar'dan silah eğitimi aldığı, Nurtepe Mahallesi alan yapılanma sorumlusu olduğu, Birkoç’un ayrıca, Dilek Doğan’ın ölümüyle ilgili olaylara katılarak kolluk kuvvetlerine silahlı saldırıda bulunduğu şeklinde eylemleri gerçekleştirdiğine dair tanık beyanlarının, olay yeri inceleme raporu, kolluk tutanakları olduğu kaydedildi.

Sanık Necmiye Birkoç hakkında, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme" ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 13 yıl 6 aydan 27 yıla kadar hapsi istendi.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)