ensonhaber.com

Yargıda çıkan Anayasa Mahkemesi-Yargıtay krizinde Ankara yoğun saatler yaşadı.

Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ile ilgili ihlal kararının ardından dosyanın gönderildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ihlal kararına uyulmamasına, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına yönelik kararından sonra tansiyon yükseldi.

Muhalefetten ve yargı camiasından gelen yüksek perdeden farklı açıklamalardan sonra devreye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan girdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'deki 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni'nde konu hakkında net açıklamalarda bulundu.

"Türkiye milletin taleplerinin ürünü bir anayasaya hiç sahip olamadı"

Tartışmalarda taraf değil hakem olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, siyasi ve ekonomik olarak merhale katettikçe geçmişten gelen kimi sorunların aslında ülkemize ne kadar büyük faaliyetleri getirdiğini, bu faaliyetlerle birlikte de maliyetleri olduğunu da daha iyi anlıyoruz.

Çalışan, üreten, kazanan Türkiye tablosunun önüne geçmek için kurulan tezgahlar, oynanan oyunlar, daha berrak şekilde karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de darbe dönemlerinin ürünü anayasa meselesidir. Gerçekten de Türkiye, milli mücadele dönemi hariç milletin ihtiyaçlarının ve taleplerinin ürünü bir anayasaya hiç sahip olamadı.

"Darbecilerin şekillendirdiği anayasalara mahkum edildik"

Darbecilerin ve ideolojik saiklerle onlara destek olan kimi kesimlerin ülkeden ve milletten kopuk gündemleri çerçevesinde şekillenen anayasalara mahkum edildik.

Uzunca bir süredir sürekli ülkemizin yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyacını ifade etmemizin sebebi işte bu mahkumiyeti sona erdirmektir.

Yapılan onca değişikliğe rağmen güçler ayrılığı ve güçlerin kendi içlerindeki dengeye ilişkin sorunların sürekli önümüze çıkıyor olması yeni anayasa talebimizin haklılığının işaretidir.

"Hiçbir kurum eleştirilemez değildir"

Son olarak Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında yaşanan tartışma bu gerçeği bir kez daha teyit etti. Elbette her kurum gibi yargı kurumlarının da kararları tartışılabilir. Türkiye'de yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir.

Eleştirilemez değildir. Geçmişten beri bizim de Anayasa Mahkemesi'nden Yargıtay ve Danıştay'a kadar hemen her yargı merciinin katılmadığımız, eleştirdiğimiz kararları olmuştur.

"Taraf değil, hakem konumundayız"

Ancak bu defa farklı bir sorunla karşı karşıyayız. Anayasa'nın 104'üncü maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize 'yürütmenin' başı olma yanında devlet başkanı sıfatıyla devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi de vermektedir. Dolayısıyla biz bu tartışmada taraf değil, hakem konumundayız.

"Meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız"

Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız. Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle hem yetkinliği herkesçe kabul edilen hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız."