İHA

İstanbul'da Eyüpsultan’da 1 Mart 2024 günü meydana gelen trafik kazasında, arkadaşları ile ATV ile gittiği esnada arızalanması sonrası yol kenarında bekleyen Oğuz Murat Acı’ya lüks bir araç çarpmıştı.

Kaza sonrası lüks araç sürücüsü Timur Cihantimur, olay yerine gelen annesi yazar Eylem Tok ile birlikte Mısır’a kaçmıştı.

Kaza sonrası 1 kişi hayatını kaybetmiş, 4 kişi de yaralanmıştı.

Daha sonra tepki çeken bir özür yazısı paylaşan anne Eylem Tok, kaçmadıklarını ve teslim olacaklarını öne sürdü.

Bir kişinin ölümüne sebep oldu: Annesiyle birlikte Mısır'a kaçtı

Ancak ne Eylem Tok ne de baba Bülent Cihantimur'dan henüz bir hamle gelmedi.

Bunun üzerine harekete geçen adli makamlar, Mısır'a kaçan anne-oğulla ilgili kırmızı bülten çıkartılması talebinde bulundu.

Yaşananların ardından kazadan yaralı olarak kurtulan İbrahim Gümüş, olayı anlattı.

Gümüş, anlattıklarıyla kazanın boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi.

"Telefonumu açmaya çalıştım, o sırada elimden alındı"

Aracın çok süratli olduğunu ve kendilerini göremeden çarptığını kaydeden İbrahim Gümüş, “Biz benzinimizi aldık dönüş yolundaydık. Araç arızalandı. Arızalanınca biz 3 tane ATV’yi emniyetli bir alana çektik. Sonra Oğuz abi dedi ki, karşıdan gelen görsün diye ATV’leri ters çevirip arkaya geçerek flaşörlerini yaktı. Görmemeleri imkansız. 4-5 tane araba geçti. Onlar yavaşladı, fark etti. Bir tanesi durdu, bir ihtiyacınız var mı diye sordu. Ama o çok süratli ve hızlı olduğu için göremedi ve direkt yapıştırdı. Ben sadece farları gördüm, sonrası yok bende. O anlara dahil pek bir şey hatırlamıyorum. Çünkü o esnada kafama darbe aldım. Sadece arabanın çok süratli olduğunu hatırlıyorum. Çarpmanın etkisiyle zaten biz savrulduk. Görmemle vurması bir oldu zaten. Daha sonra yardım istemek için telefonumu çıkarmıştım. Telefonu çıkardığım zaman şifremi hatırlayamadım. Yüz kilidiyle açmaya çalıştım, açıldı telefon. O sırada telefon benim elimden alındı.

Teyzem beni arıyor bir hanımefendi açıyor: Sonrasında telefonum güvenliğe bırakılmış

Kim olduğunu bilmiyorum. Çünkü etraf karanlıktı göremiyordum. Büyük ihtimalle aileden biri almıştır diye düşünüyorum. Ondan sonra telefonum alınıyor. Ben o etkide kalkıp arkadaşımı görünce telefonu unutuyorum. Gerisini de hatırlamıyorum. Sonra teyzem telefonla beni arıyor. Beni aradıktan sonra telefona bir hanımefendi çıkıyor. ‘Siz kimsiniz, İbrahim nerde’ diye bir soru soruyor. O da ‘siz kimsiniz’ diye cevap veriyor. Teyzem de diyor ki ‘Ben teyzesiyim sen kimsin’ diyor. Sonra telefonu yüzüne kapatıyor. Sonrasında telefonun güvenliğe bırakılıp oradan alındığı söyleniyor. Ne olacağını bilmiyoruz ama adalete teslim olduktan sonra her şeyin açığa çıkacağını düşünüyoruz. Ben yardım ya da oraya gelen bir bayan sesini duymadım. Zaten yarı baygındım. Kazadan sonra bunları hatırlıyorum. Telefonum elimden alındı. Alındığını biliyorum. Telefonu çıkardım, telefon benim yanımdaydı çıkarıp yardım istemek için aramıştım. Ama işte söylediğim gibi telefonu elimden aldılar ne oldu bilmiyorum. O esnada ambulans daha gelmemişti.” açıklamasında bulundu.

"Madem o kadar vicdanlılar adaletimize, Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olsunlar"

Oradan geçen vatandaşların durup yardımcı olduklarını ifade eden Gümüş, “Ambulansı aramışlar, ambulans gelene kadar bizi yatırmışlar. Ondan sonra olanları hatırlamıyorum. Onlar hakkında bana gelen bir bilgi yok. Açıkçası benim içimde bir acı var. Ben Oğuz abiyi abim gibi görüyordum. Vicdanlı bir açıklama yapmaya çalışmışlar. Kendilerini öyle göstermişler kendilerini. Madem o kadar vicdanlılar adaletimize, Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olsunlar. Bizim acımızı biraz dindirsinler. Bu basit bir kaza değil. Süratli bir şekilde bize vurdular. Biz hepimiz savrulduk. Ben kalktığımda yanımda kimseyi göremedim. Herkes bir tarafa savrulmuştu.” şeklinde konuştu.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)