ensonhaber.com

Gezi Parkı davasında Yargıtay nihai kararını açıkladı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 sanıklı Gezi Parkı davasında, Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya verilen 18'er yıl hapis cezalarını onamıştı.

Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezaları ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu.

Bakan Tunç'tan Gezi Parkı açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kastamonu Valiliği'ni ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi

Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yargıtay 3. Dairesi'nin Gezi Parkı davası kararıyla ilgili değerlendirmesini hatırlatması üzerine Tunç, "Ana muhalefet partisi genel başkanının Gezi davasıyla ilgili 'utanç verici' şeklindeki nitelendirmesi bir kere onun açısından utanç verici." ifadesini kullandı.

Tunç, "Kimse mahkemeleri talimatla karar veriyor şekilde yaftalayamaz, karalayamaz." dedi.

"İstanbul'da yaktıkları ateşin bütün Türkiye'yi yakacağını zannettiler"

Türkiye'nin 2013'te en parlak dönemlerini yaşadığını, enflasyon ve faizlerin yüzde 5 seviyelerine düştüğünü, büyük projelerin temellerinin atıldığını, IMF ile defterlerin kapatılıp nükleer santral ihalelerinin gerçekleştiğini anlatan Tunç, şöyle konuştu:

Enerjide, ekonomide bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz o parlak dönemde sokakları ateşe vermek isteyen, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyen bir kesim, Taksim'deki iki ağacı bahane ederek, maksat o iki ağaç değildi, kendileri de bunu zaten ifade ettiler, İstanbul'u ateşe vermeye çalıştılar ve İstanbul'da yaktıkları ateşin bütün Türkiye'yi yakacağını zannettiler ama Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde bunu başaramadılar.

"Demokratik hukuk devleti şiddete müsaade etmez"

O dönemde sokakların, dükkanların, kamu binalarının ve araçlarının ateşe verildiğini hatırlatan Tunç, şunları kaydetti:

Hep beraber o günleri hatırlayalım. Atatürk Kültür Merkezi'nde teröristlerin, terörist başlarının posterlerinin asıldığı o dönemi hatırlayalım. Bir kaos oluşturma ve hükümete karşı ayaklanma girişimiydi. Orada insanlar öldü, polislerimiz şehit oldu. Dolayısıyla onlarca insanın vefat ettiği, şehit olduğu, kamu araçlarının, özel araçların, vatandaşlarımızın canına ve malına zarar verildiği bu olayları bir direniş olarak, sempatik bir gösteri gibi göstermek hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez. Bu, şiddet olaylarıdır. Demokratik hukuk devleti, şiddete müsaade etmez. Hukukta şiddetin yeri yoktur, şiddet yaşam hakkının düşmanıdır.

"Anayasamızın 9. maddesi açık, herkes okusun"

Bakan Tunç, hukuk devletinin duruma el koyduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

Yargılama süreçleri, istinaf, ardından Yargıtay sürecinde de dün itibarıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi karar verdi. Yargıtay'ın bu kararında beraat edenler var, cezası onananlar var. Bakıyoruz, 'Beraat edenlerle ilgili memnuniyetimizi belirtiyoruz' diyor aynı kişiler, aynı siyasetçiler. Mahkumiyet alanlar için de 'Kınıyoruz' diyorlar. Böyle bir çifte standart olabilir mi? O da aynı mahkemenin verdiği karar. Dolayısıyla burada yargı bağımsız. Anayasamızın 9. maddesi açık, herkes okusun. 'Yargı yetkisi tarafsız mahkemelerce, bağımsız mahkemelerce kullanılır' diyor. Anayasa'mızın 138. maddesi açık. Hiçbir organ, merci ya da kişi mahkemelere talimat veremez, mahkemelerin kararını eleştirebilir ama mahkemeleri, 'Talimatla karar veriyor' şeklinde yaftalayamaz, karalayamaz.

"Yargı kararlarını eleştirelim ama saygı duyalım"

Bağımsız yargının bu konuyla ilgili kararını verdiğinin altını çizen Tunç şunları söyledi:

Süreç içerisinde tüm deliller değerlendirilmiştir ve karara varılmıştır. Yargı kararına saygı duymak gerekir ki o beyanlar, özellikle Gezi direnişinin suç olmadığını söylemek, ona karar vermek Sayın Kılıçdaroğlu'nun görevi değil. Onun suç olup olmadığına karar verecek, Türk milleti adına karar verecek olan bağımsız yargıdır ve bağımsız yargı da karar vermiştir. Yargının vermiş olduğu bu karara, 'Talimatla Gezi direnişini suç yaptılar' şeklinde nitelendirmede bulunmak bir ana muhalefet partisi genel başkanına yakışmaz. Yargı kararlarını eleştirelim ama saygı duyalım.