Halil İnalcık’ın Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet kitabı

25 Temmuz 2016’da aramızdan ayrılan tarihçinin kutbu olarak bildiğimiz Prof. Dr. Halil İnalcık’ın Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet, bu konulara ilgi duyan her okur için başvurulması gereken önemli bir kaynak.

TARİHİ YAŞAYAN TARİHÇİ

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen bilim adamlarından olan İnalcık;  ömrünün son zamanında bile okumaya, yazmaya ve üretmeye devam etti. Parlak kariyerini 72 kitapla taçlandıran tarihçinin kutbu Halil İnalcık, tarihi adeta canlı yaşıyordu. İlerleyen yaşına rağmen pırıl pırıl zekâsıyla olaylar arasında kurduğu bağlantılar güçlü hafızasıyla birleşince ortaya birbirinden değerli eserler de ortaya çıkmış oluyordu.

Halil İnalcık’ın Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet kitabı

Hocanın daha önce de mümkün olduğunca kitaplarını okumaya çalışmıştım. Bu kitaplardan biri de Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet adlı zengin çalışmasıdır. Bünyesinde birden fazla millet barındıran Osmanlı İmparatorluğu’nda İslamiyet’in ve devletin işleyişiyle ilgili, yerinde saptamalarla okurlara derin analizlerle yardımcı olan kitap, tarih severlerin mutlak okuması gerekenlerden.

DİN VE DEVLET

İslami incelerken temel olarak iki farklı yaklaşım gerçekleştirilmiştir. Dinin sıkı yorumu, yalnızca Kur’an ve Sünnette ortaya konulan İslamın değişmez ve ebedi ilkelerine dayanan bir yorum önermektedir. Bu temel kaynaklardan getirilen deliler, “Hâkimiyettin Allah’a ait olduğu; aslında kâinatın bir olan Allah'ın mülkü olduğu ve bu yüzden hukukun bir tek kaynağı bulunduğu” belirtilmiştir. Buna göre; Allah’ın emirleri, insan topluluklarını, devlet de dâhil bütün cihanı yönetir.

Halil İnalcık’ın Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet kitabı

Teokratik bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti'nde, devletin ve toplumun yönetimi İslam hukukuna göre düzenlenmiştir(şeriat düzeni)

TÜRKLER VE ÖRFİ HUKUK

İslam hukuk tarihinde örfün ehemmiyet kazanarak yeni bir devir açması Müslüman- Türk devletlerinin kuruluşu ile aynı zamana rastlar. Türk devletlerinin kurulmasıyla, İslam devlet anlayışı ve devlet hukuku sahasında esaslı bir değişiklik meydana geldiğini kabul ederler. İslam devletlerinin dini-siyasi ümmet anlayışı karşısında, Türk-Müslüman ve sonra Moğol devletlerinde, devlet siyasi ve icrai bir temel olarak mutlak ve üstün bir nitelik kazandı. Yalnız devletin menfaat ve ihtiyaçlarını göz önünde tutan bir örfi hukuk üstün geldi.

Halil İnalcık’ın Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet kitabı

Osmanlı Devleti, kendisini oluşturan değerlerin temeline İslamiyeti koyduğu için köleliği, zalimliği, zulmü her zaman yasaklayıcı bir tavır takınmıştır.

GAZA VE GAZİLİK

On üçüncü ve 14. Yüzyıllarda Anadolu’da İslam dinini, süflilik, fütüvvet (alçakgönüllülük) ve gaza kurallarını halka öğretmek için Türkçe yazılmış bir literatür bulmaktayız. Bunlar, kuşkusuz o zaman tolumdaki belli gereksinimlere yanıt vermek ve belli grupları aydınlatmak ve eğitmek amacını güdüyordu. Selçuklu şehirlerinde, özellikle Konya’da egemen Fars dili ve edebiyatı karşısında basit bir Türkçe ile yazılmış bu gibi eserle, çoğu kasaba ve köylere yerleşmiş Türkmen halkına, bu arada Ucat’ta (uçlar) geniş gazi kitlelerine hitap etmekteydi.

Halil İnalcık’ın Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet kitabı

Osmanlı Devleti'nde bilim ve fene verilen değer her zaman fazlaydı.

Uç toplumuna hitap eden bu didaktik eserlerin bir bölümü, sırf İslam dininin günlük ibadete ve yaşama ait din kurallarını öğretmek amacını güdüyor. Gazilik kurallarını açıklayan yahut savaş heyecanını yükselten destan gibi eserlerdi.

HUKUK VE KARARNAMELER

İslamiyet, gerek kamu hayatını gerekse kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen dini temellere dayanan bir tek kanun tanıyordu, o da şeriattı. Bir Müslüman hükümdarı, halife olsun sultan olsun, kanun koyucu sıfatını takınamazdı. O ancak İslam kanunun, yani şeriatın bakanı ve koruyucusu olduğunu söyleyen ünlü tarihçi;

"Dini ilimlerde yeterliliği yoksa Şeriat üzerinde herhangi bir surette şahsen tefsirde bulunma yetkisi yoktu. İşte bu esaslar İslam fıkıhında münakaşa götürmez bir surette yerleşmiş bulunuyordu. Dolayısıyla Osmanlı Devleti'nin bir İslam devleti olarak görünürde şeriatın başka bir kanunu olmaması gerekirdi.

Gerçek tamamıyla özel şartlar altında gelişen Osmanlı Devleti, şeriatın bir hukuk nizamı geliştirmiştir. Buna imkân veren prensip ise örf, yani özel manasında hükümdarın sırf kendi iradesine dayanarak şeriatın kapsamına girmeyen sahalarda kanun koyma yetkisidir." (syf58)

Kitabı, Osmanlı'da devlet ve din olgusunun işleyişini öğrenmek isteyen kitapseverlerin okumasında yarar görüyorum.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com