Harry Bingham ve Ölülerle konuşmak

İngiliz yazar Harry Bingham, yazdığı polisiye, gerilim, macera, kurgu gibi romanlarıyla tanınıyor. Ölülerle Konuşmak da bunlardan birisi.

HAREKETLİ BİR POLİSİYE

Piyasaya çıktığı gibi hemen edindim ve sayfalarında kayboldum. Genç dedektif Fiona’nın işlenen bir cinayeti ortaya çıkartarak üstlerinin gözüne girmek için çıktığı tehlikeli yolculuğu anlatan nefis bir roman.

Harry Bingham ve Ölülerle konuşmak

KÖRDÜĞÜM BİR CİNAYET...

Maktüller Janet Mancini ve kızı April, izbe ve bakımsız evlerinde ölü bulununca tüm Londra polisi bu cinayeti çözmek için sıkı bir çalışmaya girişir.

Anne ve kızını öldüren katil ya da katiller kim?

Janet’i ölü bulan polisler evde ünlü bir iş adamına ait kredi kartı bulurlar. Cinayet bürosu için çok iyi bir delil olsa da söz konusu iş adamı daha önce esrarengiz bir uçak kazasında hayatını kaybetmiştir. Dedektif Fiona ve arkadaşları için bu düğümü çözmek hiç de kolay olmayacak.

Çocukluğu oldukça sorunlu geçen Mancini; küçük yaşta evlatlık verilmiş. Kimi iyi kimi kötü koruyucu ailelerle yaşamış... Artık bir yetişkin olduğunda yine zor bir hayatı olsa da bu çok uzun sürmemiş ve kendisi henüz 26, çocuğuysa 6 yaşındayken öldürülmüştür.

LONDRA'NIN ARKA SOKAKLARI...

Sokaklarında her türlü hayatın yaşandığı ve cinayetlerin sıkça işlendiği kent Londra, kimsesizler için tekin bir yer olmaktan çıktığını yazarın satırlarında hissedeceksiniz. Umutsuzluktan intiharla son bulan yaşamlar ve yaşamlarını kötü yollarla kazanmaya çalışanlar...

Bu şehir Mancini'ye ölümü getirdiği gibi, göçmen kadınları da çetrefilli bir çemberin içine çekiyordu. Oysa yalnızca iyi bir hayat yaşamak istiyorlardı.

MAKTÜLE SÖZ VEREN DEDEKTİF, KATİLİ BULACAK!

Bir ölüyle aynı ortamda kalmak tüyler ürpertici olmanın fikri bile tüyler ürpertici olduğu gibi zaten birçok insan da ölülerden kaçınır...

Bu korkularla hiç ilgisi olmayan dedektif Fiona, Janet ve kızıyla buz gibi morg odasında konuşur. Onların katillerini en kısa sürede bulup adalete teslim etmek için ikisine de söz verir. Hatta bu cinayetin etkisinde o kadar kalır ki, küçük April’in fotoğraflarını odasına asar ve her gün bakar.

Her bakışında kendisine gülümseyen bu kıza karşı müthiş bir acıma duygusu oluşur Fiona'da. Hayatını tehlikeye atmak pahasına cinayeti çözmeye karar verir.

Bu kararlılığın cinayetin çözülmesindeki etkisini gördüğünüzde Fiona'yı alkışlamak isteyeceksiniz.

Tüm dikkatinizin kilitleneceği, cinayetlerin birbir çözülürken heyecanın bir an bile yitmediği "Ölülerle Konuşmak" romanını nefes nefese okuyacaksınız.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com