Kılıçdaroğlu'nun son parti grubu konuşması

Kılıçdaroğlu'nun son parti grubu konuşması

Partisinin bu haftaki grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı görüşmeleri ve çözüm süreciyle ilgili hükümete eleştirilerde bulundu. Diyarbakır'daki Nevruz mitinginde okunan Öcalan'ın mektubuyla ilgili konuşan CHP lideri, Erdoğan'ı "76 milyonu Öcalan'ın ağzına bakmaya mahkum ettin hiç utanmadın mı?" sözleriyle eleştirdi.

CHP lideri, bugünkü konuşmasında 16 maddelik demokrasi önerisini sunarak bir an önce bu konuların anayasal güvence altına alınabilmesi için hükümete çağrı yaptı.

İşte CHP liderinin konuşmasından satır başları

Devlet adamlarının en temel özelliği, sorunu görmek ve çözüm üretmenin yanında aynı zamanda bunu halkla paylaşmaktır. İmralı süreci günlük siyasetin malzemesi olmaktan çıkmıştır. 89'da raporu biz çıkarttık. Kurultay bildirilerimiz var. Hiçbir gizlimiz saklımız olmadı. Raporu kitap haline getirdik, sonunda suçlu biz olduk. İktidar yapılması gerekenleri yapmadı, sorunu kronikleştirdi.

CHP'NİN ÇÖZÜM SÜRECİ ŞARTLARI

Biz yine terörün en azdığı dönemlerde sorun nasıl çözülür diye kafa yorduk. MYK'da tartıştık ve bir yol haritası belirledik. Parlamentoda her siyasi partiden eşit sayıda vekilin olduğu bir uzlaşma komisyonu gibi. Her partiden milletvekilleri o masanın etrafında bir araya gelsin. Bu da yetmez parlamento dışında bir de gerçekleri araştırma komisyonu kuralım dedik.

1-Siyaset kurumu sorumluluk üstlenecekti. Bir araya gelmek istemeyen partiler terörün bitmesini istemeyen partiler.
2-Sorun sadece siyasi değil bir toplumsal uzlaşma sorunudur.
3- STK'lar ve kanaat önderlerinin de bu sorunun içinde olması lazım. İlk kez siyaset kurumu ile STK bir sorunu çözmek için bir araya gelmiş olacaktı.
4- Devlet hiçbir zaman meşru zeminin dışına çıkmayacaktı. Ana hedefimiz budur bu hedef hem sayın Başbakan hem de diğer siyasi parti liderleri tarafından sabote edildi.

2002 YILINA KADAR TERÖR NE DURUMDAYDI, ŞİMDİ NE DURUMDA

Tarih yine bizi haklı çıkartacak, biz ülkenin çıkarlarını her türlü çıkarın önünde tutan bir anlayıştan geliyoruz. Şimdi diyorlar ki sizin önerinizle AK Parti'nin önerisi ayrı. 180 derece ayrı. Gerçekleri araştırma komisyonu siyasi iktidara değil Meclis'e bağlı çalışacaktı. Bu arada yurttaşlarımın unutmaması gereken bir konu var; 16 Şubat 1999 Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirildiği dönem Bülent Ecevit iktidarı dönemi. PKK'nın bütün unsurları dışarı çıktı. 2002'ye kadar kimsenin burnu kanamadı. Peki bugüne kadar ne oldu? İktidarda kim vardı? O iktidarın başında kim vardı? Onun adı Recep Tayyip Erdoğan mıydı acaba?Barışın, huzurun saç ayakları vardır. Bunlardan birisi hukuk devleti ve demokrasidir. Bunların olmadığı yerde barıştan söz edemezsiniz. İkinci ayak insan hakları ve özgürlüktür. Üçüncü ayak ise toplumsal uzlaşmadır. Bu demokrasi içinde hukukun üstünlüğü önemlidir. Devlet hukukun dışına çıkmaz, çıkanları cezalandırır. Bugüne kadar hiçbir CHP'li hiçbir çocuğumuzun saçının kılına zarar gelmesini istememektedir. İfade özgürlüğünü ayaklar altına alacaksın, yargıyı susturacaksın sonra da bizi demokrasi düşmanlığıyla suçlayacaksın. Sana İsmet İnönü'nün sözüyle 'Hadi Canım Sen De' demek benim görevim.

AKP'Lİ VEKİLLERİN SÜREÇTEN HABERİ YOK

Hiç kimsenin yapılanlardan haberi yok. AKP'li vekillere soruyorum, gelişmelerden haberiniz var mı? Yoksa dönüp sormazlar mı siz nasıl milletvekilisiniz? Kapıkulu musunuz? Neden bağımsızlık ve özgürlükten tavır almıyorsunuz? Terör örgütüyle anayasa görüşmesi yapacaksınız, TBMM'yi noter gibi göreceksiniz, bunu asla ve asla kabul etmiyoruz. Doğu'da da Batı'da da yaşayan insan kaygılı. Türkiye'de demokrasi eksikliği var. Önce bu ülkenin aydınlarının bunu çok iyi bilmesi lazım. Yazdırmıyorlar, susturuyorlar.. Oturuyorsunuz sabahtan akşama CHP'yi eleştiriyorsunuz biz mi sizin işinize son verdik. Bu ülkeye demokrasiyi getirdiysek bütün boyutlarıyla bunu getireceğiz. Hükümete sesleniyorum, siz demokrasi konusunda, barış konusunda, insan hakları konusunda samimiyseniz benim önerilerim olacak;

CHP'NİN 16 MADDELİK ÇÖZÜM PAKETİ ÖNERİSİ

1-Özel Yetkili mahkemeleri gelin kaldıralım. Sıkı Yönetim Mahkemesi onları bırakın. Onları kaldırdık diyecekler, ama halkı kandırmaktan vazgeçin. Demokrasiyi mi istiyorsunuz? Gelin Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıralım.

2-2006 yılından beri verilen kararları yeniden görüşülmek üzere doğal mahkemelere gönderelim, yeniden yargılama yolu açalım. Bu mahkemeler siyasi otoritenin emri altında olan mahkemeler. Siyasi emirlerle karar veren mahkemelerin kararlarını bozmalıyız.

3-Milletin seçtiği milletvekillerini siz hangi gerekçeyle hapiste tutuyorsunuz? Millet onları parlamentoda görev yapsın diye seçti. Açın o kapıları milletvekilleri gelsin parlamentoda görev yapsın.

4-Uzun tutuklamalar var, her hakimin keyfine göre sürüyor. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, HSYK, Siyasi Parti başkanları rahatsız. Getirin değiştirelim.

5-Terör suçunu yeniden tanımlayalım. Kalem tutanla elinde silah tutan adamı nasıl aynı kefeye koyarsın? Yazarı, çizeri, teröristi, silahı olan da Recep Tayyip Erdoğan'ın mesai arkadaşı, karşılıklı oturuyorlardı.

6-Anayasamızın 54. maddesi var; herkes önceden izin almadan silahsız gösteri yapma hakkına sahiptir. Buyurun yapın bakalım, biber gazı, cop her şey var. Bırakın millet yürüsün, enerjisini boşaltsın.

7-Özel Yetkili Mahkemeler nedeniyle birçok öğrenci tutuklandı. O anneler, babalar çocuklarını üniversiteye hangi umutlarla gönderdi? Özgürlük mü istiyorsunuz? Demokrasi mi istiyorsunuz getirin bu ayıba da son verelim?

SİYASİ PARTİLER SULTASINA SON VERELİM

8-Siyasal Partiler yasasını getirelim değiştirelim, lider sultasına son verelim? Milletvekillerini yazıyoruz alt alta, sonra bunları seçeceksiniz diyoruz. Getirin bu değişikliği elinizden tutan mı var?

9-Yeni cezaevi inşaatından söz etti sayın Başbakan; İçimde yaradır, Diyarbakır'da size cezaevi vaadinde bulunuyor. Hangi çağda yaşıyoruz? Siz gerçekten barış ve demokrasi mi istiyorsunuz? Bırakın cezaevini, gelin Diyarbakır Cezaevi'ni müzeye çevirelim.

10-34 gencecik insan katledildi. Hangi demokrasiden hangi barıştan söz ediyorsunuz? Çözüm mü, getirin Uludere komisyonunu katledenleri çıkartalım. Demokrasi mi istiyorsun getir. Ama sen demokrasiyi içine sindirememişsin.

11-Bir demokrasi hırsızlığı yaşanıyor memlekette. Vatandaş gidiyor oy veriyor, vekil gidiyor başka partiye. Buna oy hırsızlığı deniyor ve getir barajı yüzde 5 ya da yüzde 1 yapalım. Oturup bunu terör örgütüyle konuşacağına bu ülkeye demokrasiyi getir.

TECAVÜZCÜYÜ BİLE GİZLİ TANIK YAPTILAR

-Son dönemde gizli tanık, gizli kayıt çıktı. Kişinin özel hayatı güvence altındadır. Biz bunu darmadağın ettik. Tecavüzcü bile gizli tanık oldu. O yargıçlar bunların altında kalacaklar. Demokrasi mi istiyorsun getir kardeşim buna son ver.

-Nevruz Anadolu'nun genel bayramıdır. Sadece bizim ülkemizde de kullanılmaz. Yasakladın sen Nevruz'u. Gel barış estirelim, sen istedin diye bakanların ateşin üzerinde atlamasın, getir bayram olsun herkese. Kendi ülkesinin tarihine sahip çıkmayandan demokrasiye saygı mı olur?

-Eğer bir ülkede medya özgürlüğü yoksa vatandaşın özgürlüğü de eksiktir. Sen Özgür bir medya mı istiyorsun? Yasasını çıkartalım, senin talimatınla gazeteler işten çıkartılmasın. Medya patronu gidiyor efendim hangi yazarı istersin diyorlar, o da diyor ki bu yazarı istiyorum. Bari sen söyleme bunu, hadi bizi rezil ettin, bari dünyaya rezil etme..

Türkiye'de medyanın özgürce olduğunu düşünen biri el kaldırsın dedim Koç Üniversitesi'nde. Tek bir kişi el kaldırmadı. Demokrasi önce insanların kafasında olur. Sabah akşam küfredeceksin, sonra demokrasi diyeceksin. Hal böyleyken diyebilirler ki yeni mi aklınıza geldi? Bu sözlerimizin hepsiyle ilgili kanun tekliflerimiz var. Demokrasi aşığı milletvekillerimizin hepsi bu konuları kanun teklifi olarak verdi. Bizim sözümüz sözdür. Biz ne dedik: 'Yalancıdan başbakan olmaz.'

MEDYA 3 MAYMUNU OYNUYOR

Hangi gazeteciyle karşılaşsam CHP'nin çözüm önerileri nedir? Pes yani. Duymuyorlar bizi, görmüyorlar bizi, üç maymunları oynamak medya mensuplarına yakışmaz.

76 milyonu Öcalan'ın ağzına mahkum ettin. Bu durum seni utandırmıyor mu?Bizim temel kaygımız hayal kırıklığıdır. Hayal kırıklığı telafisi imkansız sonuçlara imza atar. Erdoğan gitti Avrupa'ya imza attı geldi. Bu anlaşmanın altına imza atmayın dedi. Onlar bayramınız kutlu olsun dedi. Peki ne oldu borsa rekoru ne oldu? Ne oldu Avrupa Birliği? Derin bir hayal kırıklığı oldu? Yanlış yapıyorsun diyen kimdi? CHP'ydi. Biz o zaman söylediğimizde 'CHP AB'ye de karşı' diyorlardı. AB sürecini başlatan bizim liderimiz İnönü. Niye karşı çıkalım. Devlet adamlığı zor iştir. Devlet adamlığı, olayları önceden görmektir. Siz imza atıyorsunuz, Türkiye'ye geliyorsun o anlaşmada şu maddeye karşıyım diyor.

Kendi kasetini yasaklayan Başbakan, yalancıdan Başbakan olmaz demiştim, hepinize saygılar sunuyorum.