KKTC'de elçi krizinin perde arkası

KKTC'de elçi krizinin perde arkası

Geçen yıl Ağustos'ta Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'ne atanan Kaya Türkmen, sürpriz bir operasyonla görevinden alındı. KKTC'li siyasiler kararı, 'Türkiye Kıbrıs Türk halkına kılıç çekti' diye yorumladı.

SÜRPRİZ OPERASYON

AK Parti; Türkiye karşıtı gösteriler nedeniyle sert tepki gösterdiği KKTC yönetimine karşı "büyükelçilik operasyonu"na girişti. Geçen yıl Ağustos'ta Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'ne atanan Kaya Türkmen, sürpriz bir operasyonla görevinden alındı. Lefkoşa Büyükelçiliği'ne DPT kökenli ve Kıbrıs'a yardım programı Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyeti Başkanı Halil İbrahim Akça'nın atanması için kararname hazırlığı başladı. Ankara, Türkmen'in krizde "pasif" kaldığını düşünürken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkmen'i arayarak rahatsızlığını ilettiği belirtildi.

Milliyet gazetesinin haberine göre Başbakan Erdoğan, KKTC'de 28 Ocak'ta düzenlenen gösteride Türkiye karşıtı görüntülere sert tepki göstermiş, KKTC yönetimini bu eylemlere karşı gerekli tepkiyi göstermemekle eleştirmişti. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in önceki gün Milliyet'in manşetinde yer alan "Cuma küfrettiler, pazartesi para yolladık" sözleri de, hükümet ile KKTC yönetimi arasındaki soğukluğu ortaya çıkardı. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Çiçek'e tepki gösterdikleri sözlerinin ardından da hükümet KKTC için düğmeye bastı. KKTC Büyükelçisi Türkmen'in görev yeri değiştirildi. Dışişleri kaynakları "Türkmen görevden alınmadı. Görev yeri değişikliği için işlemler başlatıldı. Büyükelçiliğe de Akça'nın atanması düşünülüyor. Kararnamesi hazırlanıyor" bilgisini verdi.

'Bedelini ödemeliler'

Akça, 14 Aralık 2010'da Kıbrıs Postası gazetesi yazarı Levent Özadam'a gönderdiği açıklamada, Eroğlu ile cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yaptığı görüşmenin içeriğini anlatarak şu ifadeleri kullanmıştı: "Öncelikle bahse konu ikili görüşme ve konuşulanlar ile ilgili ayrıntılı bilgilendirme yapmak istiyorum. Konu şudur. Hatırladığım kadarıyla 2010 yılı Haziran ayında Cumhurbaşkanı'nı (Eroğlu) ziyaret ettim ve ağırlıklı kısmı KKTC ekonomisi olmak üzere bir görüşme yaptık. Bu tür görüşmeleri daha öncede defalarca yapmıştık. Konuşmanın bir yerinde Cumhurbaşkanı bir önceki hükümetin ekonomiyi hatalı kararlarla kötü duruma getirerek kendilerine devrettiğini, Türkiye tarafının ise ekonomik tedbirlerin alınmasını mevcut iktidardan beklediğini ifade etti. Ben de 'KKTC ekonomi yönetiminde eğer bahsettiğiniz gibi hatalı kararlar alınmış ve bunun sonucunda daha fazla bütçe açığı oluşmuş ise yeni gelen iktidarın tedbir alması gerekir, tedbir almayarak ortaya çıkan maliyeti Türkiyeden daha fazla kaynak alarak kapatmak doğru olmaz, hatalı kararların bedeli olacak ise bu cezayı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil KKTC halkı ödemelidir."

Kriz tırmanıyor

Gelişmeleri "Türkiye'nin 28 Ocak'ta başlayan krizi tırmandırmak istediği" şeklinde yorumlayan KKTC'li siyasetçiler de, "Ankara'nın Kıbrıs Türk halkına karşı kılıç çektiği"ni ileri sürdü. "Bu atama düşündürücü" diyen Demokrat Parti Başkanı Serdar Denktaş "Türkmen, Kıbrıs Türk halkını anlayan ve sorunlarını çözmede yardımcı olan bir büyükelçidir. 'Devlet benim' diyen Sayın Erdoğan 'Kıbrıs Türk halkının insiyatifi önemli değil' diyor. Akça ise, 28 Ocak'taki Toplumsal Varoluş mitinginin tetikleyicisi"dedi.

"Akça bu ülkede görevlendirilecek en son adamdır" diyen TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı da, Kıbrıs Türk halkının Akça'yı asla kabullenemeyeceğini ileri sürdü. "Bu, yangına benzin dökmektir" ifadesini kullanan Çakıcı "Ankara 'ben size vali atıyorum' demiştir. 'Ya istiklal ya ölüm' mücadelesi verirken, Akça dayatmanın valisidir" diye konuştu. Çakıcı Eroğlu'na da "Akça'nın güven mektubunu kabul etmeme" çağrısı yaptı.

CTP Başkanı Ferdi Sabit Soyer ise, "Türkiye'nin kararına saygılıyız. Biz kendimize de saygılıyız. Biz saygı duyduğumuzun önünde baş eğmeyiz."dedi.

Akça kimdir?

İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü mezunu olan, University of Delaware'de ekonomi masteri yapan Akça, DPT'de müsteşarlık yardımcılığına kadar farklı görevlerde bulundu. Akça, KKTC'ye yardım programıyla ilgili TC Teknik Heyeti Başkanlığı görevini yürütüyordu. Büyükelçilik "istisnai memuriyet" olduğu için bu göreve, Dışişleri'nde meslek memuru olmayan kişiler de müşterek kararname ile atanabiliyor. Büyükelçilik görevi, Devlet Memurları Yasası'nın 59. maddesinde sayılan istisnai memurluk içinde yer alıyor. Büyükelçi atamaları, bütün bakanların imzasını taşıyan müşterek kararnamenin cumhurbaşkanı tarafından onaylanması suretiyle yapılıyor. Hükümet, devlet memuru olabilmek için için gerekli genel şartları taşıyan kişileri, kararname ile büyükelçi olarak atayabiliyor. Dışişleri Bakanlığı dışından atanan büyükelçilerin, görevleri sona erdikten sonra bu bakanlık ile olan ilişkileri sona eriyor.

Halil İbrahim Akça son olarak Fortune dergisine yaptığı açıklamalar üzerine sert tepki çekmişti. Akça şunları söylemişti;

- Dede emekli maaşı olarak 7 bin lira alıyor. Üniversite mezunu torunu, özel sektörde 1500 lira kazanıyor. Dede kendisini; 'Bilmez misiniz, biz bu maaşla torunlarımızı geçindiriyoruz' diye savunuyor. Halbuki bırak, torunun eğitim görmüş, kendisi iş bulsun, hayatını kazansın.

- KKTC'deki temel sorun, çalışanların çok yüksek ücret alması ve fazla insan çalışması. Hepsinde çok güçlü sendikalar var ve sendikalar tasarruf yönünde atılacak adımların hepsini engelliyor.

- İngilizler emekli oluyor, KKTC'ye geliyor, aldıkları maaş 600 pound. KKTC'den oraya gidenlerin emekli maaşları 2 - 3 bin pound. Bu yüzden 12 bin emekliden 7 bininin emekli maaşları gelir vergisine tabi tutuldu.

- Sendikal hakların kullanım şekli çok tahripkâr, kamu hizmet sunumunu olumsuz etkiliyor. Örneğin, sınav yapılacağı gün öğretmenler greve gidiyor, sınav saati geçiyor, grevi bitiriyorlar. Güçlerini böyle kullanıyorlar. Birçok yasada, sendikal haklarin daraltılmasına ve kullanım şeklinin düzenlenmesine ihtiyaç var.

- Türkiye asıl balık tutma konusunda yardımcı olmalı. Program da bunu öngörüyor. Ancak KKTC toplumunda bu yeni durumun farkındalığı lazım. Kamuoyu dünyadan kopuk. Yerel ve gereksiz konularla meşgul oluyor..