Michel de Montaigne’nin samimi konuşmaları: Denemeler

Yıl 1571… Montaigne bütün kitaplarını yanına alarak çiftliğine çekilir. Yazar, kendisini bir oda dolusu kitaplarıyla baş başa bıraktığında yaratıcılık konusunda en verimli dönemini yaşar. Okuduğu kitaplardan notlar almaya başlayan Montaigne için artık yazma vakti gelmiştir. Montaigne, 1780 yılında ünlü Denemeler'ini yayımlar. Kişisel yazılardan ve fikirlerden oluşan Montaigne Denemeler'i böylece ortaya çıkar.

Roman, hikâye, şiir, mektup gibi edebi türlerinin yanında insanlar artık denemeyle de tanışmaya başlarlar. Yayımlandığında oldukça özgün olan denemeler gelişen süreç içerisinde törpülenerek aslında az da olsa uzaklaştırıldı. Yüz yedi denemeden oluşan kitap 16.yüzyıl Fransa’sında kaleme alındı. Bu önemli kitabın özgün adı ise,  "Les Essais"dir. (Denemeler)

Usta edebiyatçı Sabahattin Eyüboğlu tarafından 1940’da dilimize çevrilen Denemeler, çok okunanan eserlerden olmuştur. Edebiyat çevrelerinin yeni tanıştıkları Denemeler kısa sürede çok okunan kitapların başından geldi. Dünya edebiyatının önemli kalemleri deneme alanında da eserler vermeye iten Montaigne’inin bu girişimi sayesinde oldu.

Michel de Montaigne’nin samimi konuşmaları: Denemeler

DENEME NEDİR?

Bir yazarın, kendi isteği doğrultusunda kesin yargılara varmadan kendisiyle konuşuyormuş gibi sohbet havasında kaleme alınan samimi yazılardır. Denemelerde yazar istediği herhangi bir konu hakkında özgürce kalem oynatabilir. Bu aynı zamanda yazarların itirafnamesidir. Toplumda gözlemlediği ilginç olay ve durumlarını sayfalarına taşıyarak üzerinde tartışır. Tartışırken bunu kesin bir yargıya da vardırmaya çalışmaya gayret göstermez. Yazar, yazdığı denemeleri doğrultmaya, inandırma kaygısı gütmez; o istediği gibi yazar takdiri de okuyucuya bırakır. Denemeler, yazar ve okuyucu arasında sıcacık sohbetlerdir.

Michel de Montaigne’nin samimi konuşmaları: Denemeler

Montaigne heykeli

BEN KİMİM?

Montaigne’nin en önemli özelliği, seçtiği başlıklar olmuştur. İnsanoğlunu sorgulamaya, düşünmeye, hayatın anlamını deşmeye iten düşünsel yönü ağır basan başlıklardır. Felsefe, psikoloji ve edebiyatı bir arada harmanlayan yazar, filozofların antik çağlarda sordukları ve cevap bulmaya çalıştıkları soruları kitabında bir kez daha soruyor. Yazarın kendine has diliyle döşediği satırlar onun yazı yazarken ne kadar samimi olduğunu gösteriyor. Hümanist dileklerde bulunan usta kalem, insanlara selam çakıyor.

Michel de Montaigne’nin samimi konuşmaları: Denemeler

Yazar adına yapılan bir otel

ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE DEVLET

Avrupa’nın o dönem yaşadığı buhranlı döneme bir ışık gibi doğan Denemeler, devlet yöneticilerine ve insanlara özgür düşünceyi de aşılamıştır. İnsanların düşünce ve fikirlerini özgürce dile getirmesini savunan yazar; “Bir devleti hiçbir şey yenilik kadar rahatsız etmez. Değişiklik hep kötülüğe ve zorbalığa yol açar. Bir tek parça bozulunca düzeltilebilir. Her şeyin özündeki bozulma ve çürüme eğiliminin bizi ilkelerimizden uzaklaştırmasında karşı koyabiliriz; âmâ koca toplumu yeniden kalıba dökmeye, bu kadar büyük bir yapının temellerini değiştirmeye kalkmak, düzeltecek yerde silip süpürmek, ufak tefek kusurları toptan bir kargaşalıkla düzeltmek, hastalıkları ölümle iyi etmek kimselerin işidir. Dünyanın birden düzeleceği yoktur; âmâ insan kendini sıkan şey karşısında o kadar sabırsızdır ki, her ne pahasına olursa olsun ondan kurtulmak ister. Binlerce örnekte gösteriyor ki dünya böyle çabuk iyileşme olmadıkça, bir anda dertten kurtulması iyileşmesi demek değildir.”

Michel de Montaigne’nin samimi konuşmaları: Denemeler

Kitabın Fransızca baskısı

“FRANSA’YA NE KADAR UZAKSAM PARİS’E KÖTÜ GÖZLE BAKAMAM”

Bütün yazarların, edebiyatçıların doğup büyüdükleri ve eserlerine ilham kaynağı olduğu kentleri vardır. Montaigne için de Paris önemlidir. Kitabının Paris pasajında yazar romantik şehir hakkında düşüncelerini şöyle dile getiriyor; “Fransa’ya ne kadar kızsam Paris’e kötü gözle bakamam; çocukluğumdan beri yüreğim ona bağlıdır. O, benim içimde en güzel şeylerle bir aradadır. Sonradan başka güzel şehirler gördükçe onun güzelliğine daha derin bir sevgiyle bağlandım. Paris’i yalnız kendisi için seviyorum; yabancı süslere boğulmuş olarak değil, kendi haliyle seviyorum; kusurlu, belalı taraflarına varıncaya kadar her şeyi ile ve candan seviyorum. Beni Fransız yapan yalnız bu büyük şehirdir; halkıyla büyük, dünyadaki yeriyle büyük, hele türlü türlü rahatlıklarıyla büyük ve eşsiz olan, Fransa’nın onuru ve dünyanın en soylu ziynetlerinden biri sayılan bu şehirdir. Allah onu çatışmalarınızdan korusun.”

Yazarın dünya edebiyatına kazandırdığı ünlü Deneme kitabını bütün edebiyatseverin başucunda bulundurması gereken bir eser.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com