İsrail'in BM'de dünyadan yediği tokat yetmedi. Kudüs konusunda inatçı bir tutum sergileyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD'nin bu yıl içerisinde Tel Aviv'den Kudüs'e büyükelçiliğini taşıyacağını ilan etti.
ACELEYLE TAŞINIYORLAR
Trump'ın Kudüs kararını ilan etmesinden sonra yapılan açıklamasında, Kudüs'e taşınma planının yıllar alabileceği açıklanmış, hemen hayata geçirilebilecek bir plan olmadığı belirtilmişti. Ancak İsrail'de yaşanan son gelişmeler bu durumun bir an önce halledilmeye çalıştığının göstergesi.
'Yeni bir çağın başlangıcı' olarak nitelediği Hindistan ziyaretine devam eden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan ABD'nin, büyükelçiliğini bu yıl içinde Kudüs'e taşıyacağını açıkladı. Delhi'den Gucerat'a giderken uçakta gazetecilere konuşan Netanyahu, "Kesin görüşüm, ABD'nin büyükelçiliğini insanların düşündüğünden daha kısa sürede, 1 yıl içinde taşıyacağı yönünde." dedi.
FİLİSTİN YARDIMLARI ASKIYA ALINDI
ABD'nin BM'de yaşadığı Kudüs hezimeti sonrası harekete geçeceği yetkililerce açıklanmış, özellikle bu kararın bedeli olarak bazı yaptırımlar uygulanacağı açıklanmıştı.
Bu yaptırımlar kapsamında Filistin'e de gidecek olan yardımların kesileceği konuşuluyordu. Konuya ilişkin ilk somut adım atıldı ve 65 milyon dolarlık bir yardım paketinin ABD yönetimince askıya alındığı açıklandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, günlük basın toplantısında konuya ilişkin açıklama yaptı.
Nauert, "ABD, tekrar gözden geçirmek üzere Filistin'e verilecek 65 milyon dolarlık yardımı askıya aldı" ifadesini kullandı.
Yardımın askıya alındığını ve iptal edilmediğini bildiren Nauert, "ABD olarak bazı değişikliklerin yapılmasını bekliyoruz." dedi.
Nauert, 65 milyon dolarlık yardımın askıya alındığını ancak 60 milyon dolarlık yardımın ise Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşuna (UNRWA) verileceğini belirtti.
Sözcü Nauert, Donald Trump yönetiminin aldığı bu kararın BM'de yapılan Kudüs oylamasıyla alakalı olmadığını söyledi.
ABD VE İSRAİL'iN ACELECİLİĞİ
ABD ve İsrail'in bu konudaki aceleciliği gözlerden kaçmazken bu konunun Trump ve Netanyahu'nun yaşadığı prestij kayıpları ile ilgili olduğu düşünülüyor. Zira Netanyahu, başını aşan yolsuzluk dosyaları ile adalete hesap verirken, bunlarla birlikte karşısında yapılan protesto gösterileri de cabası.
Trump'ın durumu da Netanyahu'dan pek farklı değil. Kendisiyle uğraşan ABD basınını başından savmaya çalışan Trump, yaptığı gaflar ve tartışmalı uygulamaları nedeniyle tefe koyulmuş durumda. bu ikilinin elinde kalan son kozu Kudüs meselesinin olduğu bilinirken, burada kazanılabilecek bir zafer ile yerlerde sürünen prestijin yeniden toparlanması umut ediliyor.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış