Serdar Turgut: Olmayan sınıfın bayramı olur mu

Afrika'da Fethullah Gülen okullarını ziyaret etmesinin ardından kaleme aldığı yazılarla bütün dikkatleri üzerineçeken Akşam Gazetesi yazarı Serdar Turgut bu defa solcuları çok kızıdıracağa benziyor.

İşte Serdar Turgut'un 'Var olmayan sınıfın bayramı olur mu?' başlıklı o yazısı:

Türkiye'de işçi sınıfı diye bir sınıf yoktur. Dolayısıyla gerçekte var olmayan bir sınıfın bayramının da olmaması gerekir.
Ama var zannediliyor, bugün göreceksiniz bazı insanlar gerçekte var olmayan sınıflarının bayramını kutladıklarını sanarak Taksim alanında gösteri yapacaklar.
Olmayan sınıfa ait sloganlar atılacak, zafer marşları filan söylenecek.
***
Peki Türkiye'de bir işçi sınıfı neden yoktur?
Bu soruya kısa bir şekilde burjuvazisi olmayan, burjuvazisi bir türlü oluşamamış bir ülkede işçi sınıfı neden olsun ki, nasıl olabilsin diye kestirme cevap verebilirdim. Öyle ya burjuvazi olmadan işçi sınıfının olabilmesi diyalektiğe de aykırıdır.
Aykırı değildir diyenin de alnını karışlarım, onunla iddiaya bile girerim kaybedenin cezası Karl Marx'ın 'Kapital' kitabını okumak olacak.
Ben iddiaya rahat gönülle girerim çünkü kaybetmem imkanı nasıl olsa yok ama kaybedecek olsaydım bile yine de rahat olurdum; çünkü nasıl olsa daha önce en az iki kez okudum Kapital'i, bir defa daha okurdum olur biterdi.
***
Ama ben bu kestirme yola girmeyeceğim, işçi sınıfının neden olamadığını daha bilimsel ve uzun yoldan açıklamaya çalışacağım.
'İşçi sınıfı' sadece ekonomik bir kategori değildir.
Yani nasıl ki fabrika sahibi veya paralı olmakla insan burjuva olamıyorsa; insan fabrikada da çalışınca otomatikman işçi sınıfına dahil olamaz.
İşçi sınıfı, ekonomik olmaktan daha çok kültürel bir kategoridir. Sınıf ancak yaşam stilleri ile birbirlerine benzeşen, hayat hakkında alınacak kritik tavırlarda anlaşabilen, kısacası ideolojiyi paylaşan insanlar topluluğudur.
***
Sınıfların sadece ekonomik kategoriler olmadığını daha çok kültürel bir oluşum olduklarını bana büyük İngiliz tarihçisi E.P. Thompson öğretmişti. E.P. Thompson, yazmış olduğu 'The Making Of the English Working Class' (İngiliz İşçi Sınıfının Oluşumu (Yapılışı) başlıklı kitabında ekonomik kategori olarak zaten var olan işçilerin, ideolojik ve kültürel /ideolojik açıdan işçi sınıfı bilincine kavuşup gerçek sınıf olarak ortaya çıkmalarını mükemmel anlatır.
***
Türkiye'de işte bu olamamıştır.
İşçi sınıfı ideolojisi, gerçek sahipleri tarafından bir türlü kabul görmemiş ve onlar sadece bir ekonomik sınıf olarak var olmuşlardır, yani oluşumlarında yarım kalmışlardır.

Onların var olduğu varsayımıyla ortaya çıkıp gerçekte var olmayan bir sınıfın savaşını yürütmeye gönüllü olarak girişen insanların da sonu hep hüsran olmuştur.
Bu iyi niyetli ama tarihsel açıdan yenilmiş insanların önemli bölümünü, bugün yine alanda göreceksiniz.

Kendilerinin sınıf olamadıklarını bilmeyen gerçek işçiler ise, bugün o alanda işlerinin ne olduğunu tam bilemiyorlar.

Türkiye'de sınıf olarak olmadığını bilmeyen bu zümrenin tek büyük savaşı sadece o alanda yılda bir kez var olmaya indirgendiğinden, bugün de mecburen orada herkes.
Türkiye'de işçiler bir sınıf olarak yılda sadece üç-dört saat var olabiliyorlar. Çünkü tek gerçek ortak kültürleri ve paylaştıkları ideoloji hedefi, Taksim'de yürümekten ibaret. Yürüyüş bitince de sınıf tekrar ortadan yok otomatikman yok olacak.
***
Onların gerçekten sınıf olarak var olabildiği üç dört saat boyunca ise ben zenginlerin takıldığı bazı bar ve restoranları gezeceğim. Ve bakacağım acaba işçi sınıfının sınıf olarak ortaya çıkabildiği bu kısa hayatı süresinde, Türkiye'nin zengininden de bir burjuvazi oluşabildi mi buna bakacağım.
Kim bilir bir diyalektik mucize olur ve Taksim sayesinde yılda sadece üç-dört saat ortaya çıkıveren işçi sınıfı da belki kendi diyalektik karşıtını da yaratır.. Bir bakacağım bakalım mucize olacak mı.
Bunun olabileceğinden hiç umudum yok çünkü bizde parası nedeniyle burjuva olmaya namzet insanlar işçilerden daha fazla sınıf bilincinden yoksunlar.

Ne diyeyim galiba bize anlatılan hikaye de doğruymuş galiba.
Türkiye gerçekten de sınıfsız bir toplummuş, ne burjuvazimiz var ne de işçi sınıfımız, sadece lümpen burjuvazimiz pek bol.