Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı
ensonhaber.com

Piyango: İnsanlığın tuhaf hallerinden…

Vakanüvis

Yine bir aralık ayının son günleri ve yine her ortamda piyango muhabbetleri. Yani, fevkalade rutin bir gündem.

Piyangoya, daha doğrusu Milli Piyango’ya, tarihine dair etrafta, en başta da millipiyango.gov.tr’de fazlasıyla bilgi mevcut. Arzu eden oralara göz atabilir.

Biz ise insanlığının bu tuhaf haline, piyangonun insanlık tarihindeki yerine bakmaya çalışalım…

HELENİSTİK DÖNEMİN “ŞANS TAPINMASI”

Tarih boyunca, kumarla şans oyunlarının sık sık iç içe girdiği görüldü. Hemen her zaman da kumarın kötü, “şans oyunları”nın ise “masum” olduğu iddia ediliyordu. Oyunların ortak özellikleri arasında sonucun belirsizliği, üzerinde anlaşmaya varılan kurallar, rekabet, ayrı yer ve zaman, kurgu ve şans unsurları, önceden belirlenmiş hedefler ile kişisel eğlence ile sosyalleşme gibi ögeler yer alıyordu. Oyunlar; hayvan kemikleri, deniz kabukları, sair taşlar ve sopalarla gerçekleştiriliyordu. Şans oyunları, ilk çağlardan itibaren en fazla putperest toplumlarda görülmüştü. Animistik ve çok tanrılı dinlerde kumar yaygın, tek tanrılı dinlerde ise azdı. Antik çağlarda “kehanette bulunma” ile oyunlar iç içe geçmiş haldeydi. Leonicus Thomaeus, 1532’de yayınladığı bir “diyalog”da, eski çağlarda bu oyunla “şansın kimin tarafını gösterdiğinin” belirlendiğini anlatmıştı. Kemik ya da deniz kabuğunun önceden belirlenen ucu kimi gösteriyorsa “şanslı” o kişi oluyordu. Helenistik dönemin kimi devirlerinde artan karışıklıklar hayatı derinden etkileyince “kader, şans” faktörü gerek yönetim kadroları gerekse halk arasında yaygınlaşacak ve sayısız putperestliklere “şans tapımı” da eklenecekti. Tabii, “şans”ı temsil ettiği düşünülen heykelleri de yapılarak…

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

DÜNYADAKİ İLK OYUN TAŞLARI SİİRT’TE BULUNMUŞTU

Eski Çin, Hind ve Mezopotamya topluluklarında bu oyunlar vardı. Siirt Başur Höyük’te 5 bin yıllık olduğu tahmin edilen 49 küçük oyma boyalı taş, şimdiye kadar bulunan en eski oyun parçaları olarak kayıtlara geçmişti. Avrupa’da bulunan bir heykeldeki kadınlar ise koyunun dizlerinden çıkan kemikle bir oyun oynamaktaydı. Avrupa’da, antik çağlardan itibaren görülen bu alışkanlıklar, zaman içerisinde sistematik şans oyunları düzenlemelerine, bir başka deyişle toplumsal kumar formatına bürünecekti. Böylece ilk piyangolar, ağırlıklı olarak Eski Yunan bölgesi ile İtalya ve İspanya’da görülecekti. Uzun asılar içerisinde Ur Kraliyet, Yirmi Kareler ile Gemi ve Piyon oyunları hem seçkinlerin hem de halk kesimlerinin sosyalleşerek oynadıkları, kazanca – tabii asıl kayba – dayalı oyunlardı. Oyunlar, fal bakmayla da müşterek ilerleyebiliyordu. . Bu arada, batı dillerinde piyango / çekiliş anlamındaki “lotary - lotarya”, Hollandaca “kader”in karşılığı olan “lot”tan türetilmişti.

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

ANTİK YUNAN VE ORTA ÇAĞ CENEVİZ’İNDE YÖNETİCİLER PİYANGOYLA BELİRLENİRDİ

Piyangonun en ilginç kullanım biçimlerinden birisi ise Antik Yunan ile Orta Çağ Ceneviz’inde görülmüştü. Bu piyango türü, yönetici seçiminde kullanılıyordu. Antik Yunan’da M.Ö. 6’ncı yüzyılda Atinalılar, yöneticilerin - en azından bir bölümünü - çekilişle belirliyordu. Buna göre “rastgele tahsis” ya da “şansına” adı verilen bir yöntemle aday isimleri bir piyangoya yazılıyor sonra da “kleroterion” denilen bir cihaz, siyah ve beyaz çakıl taşlarını aday isimlerinin üzerine atıyordu. Taşların nereye düştüklerine bağlı olarak da adaylar seçiliyordu. Ceneviz Cumhuriyeti’nde de “yönetici piyangosu” vardı. Klasik seçim yöntemleriyle Büyük Konsey’e girmeye hak kazanan 90 üye Ceneviz’i yönetirdi. Meclise seçilenler; maliyeden adalete, eğitimden bayındırlığa kadar devletin çeşitli işlerini gören pozisyonlara getirilirdi. Büyük Konsey’in beş üyesi ise resmi kayıtlardaki adıyla da “şans eseri” seçilirdi. Yönetim, bu kategoriden aday olanları bir piyangoyla belirler, halk ise bu isimler üzerinde bahse girerdi. Bu kumara, “loto” ya da “semenaiu”  deniyordu.  Napolyon, 1797 yılında Ceeneviz’i fethettiğinde bu tuhaf yönteme son vermişti.

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

ÇOCUK KURBAN EDERKEN KUMAR OYNAMAK YA DA KUMAR OYNARKEN ÇOCUK KURBAN ETMEK

Topluca oynanan şans oyunları içerisinde Mezoamerikan topluluklardaki bir şans oyunu fevkalade insanlık dışıydı. Tarihte bilinen en eski top oyunlarından biri olan “ollamaliztli” M.Ö 1400’lerde görülmüştü. Maya ve Aztek halkları, içinde “tanrılara çocuk kurban etme” – yetişkin kurban edildiği de olurdu - ritüeli olan bu oyunu izler, bahislere girişir; bir yandan çocuk kurbanıyla dini vecibelerini yerine getirirken bir yandan da müsabaka izlemiş olurlardı. Oyunlar bazen günlerce sürebiliyordu.

ÇİN SEDDİ’NİN FİNANSMANI İÇİN PİYANGO DÜZENLENMİŞTİ

Eski Çin’deki bir şans oyunu ise devlet tarafından bazı yatırım projelerinin giderleri için gerekli kaynağı oluşturmak üzere düzenleniyordu. M.Ö. 205-187 yıllarında Çin Seddi’nin inşasının finansmanı için gerçekleştirilen piyango ve tombalaların “keno fişleri” bir kazıda bulunmuştu. Buna göre, oyuncular 1’den 80’e kadar olan sayılardan seçerek bahis oynuyorlardı. Tüm oyuncular bahislerini yaptıktan sonra, sayılar bugünkü çekilişlerde kullanılan dönen toplara benzer bir şekildeki düzenekten 20 sayı yere düşer, bu sayılara bahis koyanlar kazanmış, diğerleri koydukları paraları kaybetmiş olurdu. Hanedanlık, bu sistemle önemli gelirler elde ettiği için sık sık piyangolar tertip ediyordu.

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

İLK PİYANGO BİLETİ ROMALILARDAN

Kamu gücünü kullanarak kitleleri organize edip, bir belge karşılığında kazanç taahhüt etme sistemini ise Romalılar getirmişti. İmparatorun zenginler için düzenlediği davetleri renklendirmek amacıyla her davetliye bir bilet veriliyor, sonra da yapılan çekilişlerle herkes küçüklü büyüklü hediyelere sahip oluyordu. Bu çekilişler ilgi çekince Roma yönetimi, halkı da işin içine katmaya karar vermişti; elbette her katılanın hediye kazanması diye bir durum sözkonusu olmayacaktı. Roma İmparatoru Augustus’un düzenlediği bu piyango için ülkenin değişik şehirlerinde devlet piyango biletleri satmıştı. Çekilişe katılıp, kazandığı ilan edilen kişiler muhtelif hediyeler alırken, asıl para  ise imparatorluğun kasasına girmişti. Roma idaresi, çekilişlerin önemli bir gelir kaynağı olduğunu görünce de peş peşe piyangolar düzenlemeye başlamıştı. “Şansız” kitlelerden elde edilen gelirler ise Roma’nın imarı için harcanıyordu. Unutmadan, hem Eski Yunan’da hem de Roma’daki kimi piyangoların “ödülleri” arasında köleler de yer alıyordu. Tuhaf halleriyle bilinen Roma İmparatoru Elagabulas ise piyangoları “kendince gülünç hale getirmekten” zevk alıyordu. “Altı köle ödüllü” ya da “altı sinek ödüllü” biletler onun buluşlarındandı. 

HOLLANDACA “LOT” KADER ANLAMINA GELİYORDU, “LOTARY” ORADAN TÜREDİ

Orta Çağ Avrupa’sında piyango düzenleme pek çok ülke için devlet politikası haline gelmişti. Hatta, piyango satmak, bir nevi vergilendirme haline gelmişti. Resmi kurumlarla işi olan kişilere, o sorunu çözülürken piyango bileti alması da “tatlı – sert” uyarılar, pazarlama teknikleriyle ihtar ediliyordu. Zaman içerisinde çekilişlerde eşyaların yanında adı konmuş para ödülleriyle de bilet satışları görülmeye başlamıştı. Buna göre, yöresinin herhangi bir kamusal gider ihtiyacı ortaya çıkan yönetici, hemen bir piyango düzenliyor, küçük bir meblağ “ödül” olarak ilan edilirken, aslan payı şehrin giderleri için harcanıyordu. 9 Mayıs 1445 tarihli bir kayıtta, 4 bin 304 biletlik bir piyangonun toplam bin 737 florinlik ödülle düzenlendiği yer almaktaydı.

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

ÖDÜLÜ “TUTUKLANMAMA GARANTİSİ” OLAN PİYANGO

Toplumsal kumarın bir diğer ilginç örneği ise İngiltere’de görülmüştü. I. Elizabeth devrinde, 1566 yılında İngiltere’deki ilk piyango çekişi düzenlenmişti. Kraliçe, değişik bir yöntem uygulanmasını isteyerek, “üç yıl vadeli çekiliş” yaptırmıştı. Böylece, bilet alanlar yatırdıkları parayı üç yıllığına devlete bırakmış oluyordu. Devlet de böylece üç yılın sonuna kadar sıfır faizle para kullanma imkânı buluyordu. Hemen her asırda olduğu gibi o yıllarda da suç oranının yüksekliğini dikkate alan idare, piyangoyu cazip hale getirmek için katılımcılara “farklı bir ödül” de hazırlayarak, “cinayet, korsanlık, diğer ağır suçlar ve vatana ihanet olmadığı sürece” tutuklamama garantisi veriyordu.

PRİNCETON ÜNİVERSİTESİ AMERİKA’DAKİ İLK PİYANGOYU DÜZENLEDİ

Piyangonun Yaşlı Kıta’da devlet açısından bir vergi gibi kullanılmasının cazibesi “Sömürge Amerika”da da kurumların dikkatini çekmişti. İngiliz Sömürge İdaresi, yeni kurulmakta olan bir ülkede maddi kaynaklara fazlasıyla ihtiyaç duyuyor, bunun için de çekilişleri verimli bir yöntem olarak görüyordu. Princeton Üniversitesi 1740 yılında Amerika’daki ilk piyangoyu düzenlemişti. Bu tarihten 1776 yılına kadar çeşitli kamu kuruluşları 200’den fazla çekiliş yaparak, halktan büyük paralar toplamıştı. Amerikan İç Savaşı’nda iki taraf da piyangodan yararlanıyordu. Mayıs 1758’de Massachusetts Eyaleti, “Kanada’ya Karşı Sefer” için gerekli parayı bir piyango tertip ederek toplamıştı. Yine, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın öncü isimlerinden biri olan, 100 doların üzerinde resmi bulunan Benjamin Franklin de Philadelphia’yı savunmak amaçlı topları satın almak için çekliliş düzenlemişti.

DÖVÜLEREK ÖLDÜRÜLME PİYANGOSU (!)

Tabii, her piyango katılana umut veriyor ve bazılarına ödül getiriyor da değildi. Eski Roma’da, gözden düşmüş lejyonerler ve askerler bazen “kırım” da denen bir piyangoyla muhatap oluyorlardı. Bu, acımasız bir askeri adalet biçimiydi. Bir birliğin üyeleri, korkaklık veya emirlere itaatsizlikle suçlandığında, yetkili kişi bir piyango düzenliyor ve her 10 kişiden 1’ni rastgele seçiyordu. “Piyango”dan sonra geri kalanlar seçilen bu kişileri döve döve öldürüyorlardı. Bu acımasız yöntemle, askerlerin görev yaparken sorumluluk, cesaret ve beceriyi - “ya bana çıkarsa” düşüncesiyle - en üst seviyede gerçekleştirmeleri gerekliliğini sürekli hatırlamaları bekleniyordu. Belki de bugün bile istenmeyen bir durumla karşılaşıldığında kullanılan, “Tüh ya! Piyango bana vurdu” deyiminin kökeni de bu gaddar yöntem zamanında kalmadır. Kim bilir…

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

Vakanüvis, piyangonun insanlık tarihindeki yerini yazdı

* Yrd. Doç. Dr. Ruhat Yaşar, “Şans Oyunları”, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 2, 2010

* Yüksek Lisans Öğrencisi Gürkan Bayındır, “Kumar ve Şans Oyunlarına Toplumsal Bakış”, Millî Kültür Araştırmaları Dergisi, Cilt 2, Sayı: 2, Aralık 2018

* Evan Andrews, “Tarihten 8 Önemli Piyango”, history.com

* “Piyango Tarihi - Antik Çin'den Powerball’a”, lotterycritic.com

* Britannica Ansiklopedisi, “Lotary”, britannica.com