DHA

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, 11 ili vurdu.

Asrın felaketinden büyük yara alan illerden biri de Hatay oldu.

Kentte yerle bir olan binalardan biri Rönesans Rezidans'tı.

6 aydır ulaşılamıyor

Rezidansta oturan Tuğba Koşar ile oğlu Mustafa Kemal (3) ve Mehmet Akif Koşar (1), yıkım sonrası enkaz altında kaldı.

Depremin ardından Suna Öztürk ve Ahmet Karaman, Hatay'a gidip günlerce Ekinci Özel Eğitim Meslek Okulu'nda öğretmenlik yapan kızı ile torunlarını aradı ancak bir sonuç alınamadı.

Kızları ve torunlarının bulunmasını isteyen çiftin evinin duvarında rezidansta hala ulaşılamayan kişilerin fotoğraflarının bulunduğu afiş yer alıyor.

"Tekrar taranması istiyoruz"

Aksaray'da yaşayan Suna Öztürk, 36 yaşındaki kızı Tuba’nın rezidansın 3'üncü katında oturduğunu ve damadı polis memuru Yasin Koşar'ın o gün görevde olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Kızım, ailesiyle birlikte 5 yıldır Hatay'da yaşıyordu ve 3 yıl önce de satın aldıkları rezidansın 3'üncü katındaki evlerinde oturuyorlardı. O gün depremde rezidansın tamamı yıkıldı. Kızım ve torunlarım da enkaz altında kaldı. Damadım görevde olduğu içinde depremden sağ kurtuldu. Deprem olduktan 5 saat sonra biz oraya vardık. Vardığımızda ise ev yan yatmıştı. Daha sonra yardım gelmesini bekledik. Birkaç gün sonra yardımlar geldi. Enkaz kaldırılırken yangın çıktı. Enkazda yanan bedenler molozlarla birlikte götürüldü. Bir de tam kapsamlı bir arama yapılmadığı için kızım ve 2 torunumla, diğer 52 canımızda enkazla birlikte gitti. Cumhurbaşkanımızdan enkazın tekrar taranması istiyoruz. Bir heyet kurulup enkaz tekrar taransın. Bizler için oradan çıkan küçük bir kemik parçası dahil bizler için çok kıymetli.

"Elimizde evlatlarımızdan hiçbir parça yok"

“Evlatlarımızın bir mezarı olsun istiyoruz” diyen Öztürk, şöyle devam etti:

Çıkacak kemik parçasıyla bir mezar yaptırmak istiyoruz. Biz aileler olarak evlatlarımızı kaybettiğimizi biliyoruz. Bu işe bir el atın ve bu sıkıntılarımızı giderin. Benim içim sızlıyor, bu durum tarif edilemez. Elimizde evlatlarımızdan hiçbir parça yok. Tamamen ellerim ve kollarım bomboş kaldı. Ben evlatlarıma bir mezar yaptırmak istiyorum. Bizlere bu şansı tanıyın. Mezarlarına gidip bir Fatiha okumamıza yardımcı olun. Buradaki kayıp 52 kardeşimiz de bizle aynı beklenti içinde. Enkazın taranması ve bizlere hayırlı bir haber vermenizi istiyorum. Bizler artık beklemekten yorulduk, 6 ay oldu.

"Evin 9 şiddetinde depreme dayanıklı olduğunu söylemişlerdi"

Kızının o evi, depreme dayanıklı olduğu için satın aldığını dile getiren Öztürk, “Hala daha damadım evin kredisini ödüyor. Taksitlerinin bitmesine ise 24 ayları var. Evi çok hevesli almışlardı. 3 yıldır da oturuyorlardı. Ben de bebeklerin doğumlarında birinde 6 ay, diğerinde ise 5 ay kalmıştım. Enkazla birlikte yerle bir oldular. Evin 9 şiddetinde depreme dayanıklı olduğunu söylemişlerdi. Çocukların DNA eşleşmelerinin yapılması istiyorum. Bizlerin bu yaşadığı acıyı Allah hiç kimseye yaşatmasın. Bundan sonra yapılacak yapıların ise özenle yapılmasını istiyoruz.” diye konuştu.

"Binanın yıkılışını seyrettim"

Ahmet Karaman ise şöyle konuştu:

Deprem sonrasında Antakya’ya koştum. Gidince ise devasa binanın yıkılışını seyrettim. Hayal bile edilemeyecek olayı orada gördüm. Bu feryatla kızıma çağrıda bulundum. Sesin duyulması mümkün bir yer değildi. 18 gün boyunca enkaz başında arama kurtarmaya şahit oldum. İlk depremde bina yıkılmış. Öğle saatlerinde olan depremde ise biz oradaydık. Enkazı kepçelerle halkın dayanışmasıyla kaldırdık. Yangını söndüremediğimiz için kızım ile torunlarımın evinde en ufak bir parçaya rastlayamadık ve haber alamadık.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)