Burhanettin Duran: Afrika'nın istikrarına katkıda bulunuyoruz
Sudan'da Barış Arayışı Paneli'nde konuşan ve Türkiye'nin Afrika politikalarından bahseden Burhanettin Duran, "Afrika açılımı ve Afrika Ortaklık Politikası olarak adlandırılan politika ile Türkiye kıta ülkeleri ile ilişkilerini ve iş birliğini geliştirmeye çalışıyor" dedi.
Tarayıcınız video desteklemiyor!
İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Sudan'da Barış Arayışı Paneli'nde konuştu.
Burada Türkiye'nin Afrika politikalarından bahseden Duran, Sudan'ın da dünyanın büyük bir yarası haline geldiğini söyledi.
Türkiye'nin Sudan'da yaşanan çatışmaların çözümüne katkı verene bir ülke konumunda da olduğunu söyleyen Duran, şöyle devam etti;
"SUDAN DÜNYANIN BÜYÜK BİR YARASINA DÖNÜŞTÜ"
"İçinde bulunduğumuz küresel çağ, kaotik unsurlarla iç içe. Dünyanın farklı köşelerinde yaşanan acılar, hepimizi evrensel bir sorumluluğa çağırıyor.
Dünyadaki çatışmaların çokluğu ve onlara karşı duymamız gereken insani sorumluluk, elbette bir bilinci oluşturmayı gerektiriyor. Bugün burada dünyanın büyük bir yarasına dönüşen Sudan konusuna odaklanacağız.
TÜRKİYE'NİN AFRİKA POLİTİKASI
Ben izninizle Sudan konusuna dair görüşlerimi ifade etmeden önce biraz Türkiye'nin Afrika politikasından bahsetmek istiyorum.
Türkiye'nin Sudan'a gösterdiği ilgi temelde kardeşlik bağlarıyla alakalı olduğu kadar Türkiye'nin yürüttüğü Afrika politikasıyla da yakından ilgilidir.
Afrika açılımı ve Afrika Ortaklık Politikası olarak adlandırılan politika ile Türkiye, kıta ülkeleri ile ilişkilerini ve iş birliğini geliştirmeye çalışıyor.
"TÜRKİYE İLE AFRİKA ARASINDA GÜÇLÜ BAĞLAR VAR"
Burada önemli aşama kaydedildi. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanlık dönemi de dahil olmak üzere 31 Afrika ülkesine 50'den fazla ziyaret düzenledi. Yine kıtada malum 44 büyükelçiliğimiz var. Bu sayıyı 50'ye çıkarmaya hedefliyoruz.
Ülkemizde ise 38 afrika Büyükelçiliğine ev sahipliği yapıyoruz. Bu güçlü bağlar Türkiye'nin Afrika'ya yaklaşımının temellerine bakmayı da gerektirir. Bizim yaklaşımımız kıtanın daha gelişmiş ve özgür bir konumda olmasıdır.
"TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ SADECE İNSANİ YARDIMLA SINIRLI DEĞİL"
Bu çerçevede insani yardım konusu akla geliyor. Türkiye'nin desteği bununla sınırlı değil. TİKA, kıtada 22 ofisi var. 1992-2023 yılları arasında 27 bine yakın projenin TİKA tarafından yapıldığını biliyoruz.
Yine 2008-2022 yılları arasında Afrika'daki yardımlarımızın 2,5 milyar ABD dolarını aştığını söyleyebiliriz. 15 binden fazla Afrikalı öğrencinin Türkiye'nin sunmuş olduğu eğitim imkanlarından istifade ettiğini belirtebilirim.
TYH, 42 Afrika ülkesinde 64 noktaya uçuşlar düzenliyor. Bütün bu gayretlerin temelinde karşılıklı iş birliği, kazan-kazan ilkesi var. Ticaretimiz her geçen artıyor.
Bu rakamları neden verdim, Türkiye'nin Afrika politikasını anlatmanın yolunu şöyle söyleyebilirim; 4 tane ilke var burada. Yaptığımız gayretlerin temelinde ekonomik kalkınmayı ve kapasite geliştirmeyi desteklemek var. Birinci ilke olarak bunu söyleyebilirim.
Bir diğeri Afrika ülkelerinin güvenlik ve istikrarını desteklemek. Bu da savunma sanayii alanında yaptığımız iş birliği ile gerçekleşiyor. Türkiye, Afrika'nın terörle mücadelesine katkı sunmakta açık ve yakın davranıyor.
Üçüncü bir ilke olarak, Türkiye'ye duyulan güven çerçevesinde sorunlarda arabulucu rol üstlenmesidir. Dördüncü ilke Afrika'nın bölgesel örgütlerle iş birliği yapmasıdır.
Ben buraya beşinci bir faktör olarak eklemek istiyorum, o da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliği. Afrika'da Cumhurbaşkanımıza duyulan güven o kadar yaygın bir gerçeklik ki bizim Afrika politikamızla çarpan etkisi yapan hususun Cumhurbaşkanlığımızın liderliği olduğunu söylemem gerekir.
"TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KONUSU KRİTİK"
Türkiye, Afrika'da güvenliğin temelinde yer alan bir ülke konumunda. Sudan'a geri dönersek... Malum Sudan önce ikiye bölündü. Bu açıdan baktığımızda toprak bütünlüğü ortadır. Cumhurbaşkanımız da bu toprak bütünlüğünün ne kadar önemli olduğunu hep ifade etti.
Dünya belki Sudan'da ne yaşandığına dikkat etmiyor ama Sudan'da büyük bir dram yaşanıyor. Çok sayıda insanın yardıma ihtiyaç duyduğu bir süreç yaşanıyor.
Sudan'da 31 milyona yakın kişinin insani yardım ihtiyacı içinde olduğu, 9 milyona yakın insanın ülke içinde yerinden edildiği ve 3 milyon Sudanlının komşu ülkeler de mülteci konumunda olduğunu görüyoruz."