Cuma hutbesinde haya ve mahremiyet vurgusu: Haya, imanın bir parçasıdır
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu hafta verilen cuma hutbesinde hayanın önemi vurgulandı. Müslümanlara, ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeleri için çağrı yapılarak, "Nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruştur" denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye genelindeki camilerde okutulan bu haftaki cuma hutbesinde haya, mahremiyet, örtünme ve ahlaki sorumluluk konuları işlendi.
Hutbede, modern çağda çıplaklığın normalleştirilmeye çalışıldığına dikkat çekilirken ebeveynlere, çocuklarına hayayı ve edepli giyimi öğretmeleri çağrısında bulunuldu.
"HAYA İMANIN BİR PARÇASIDIR"
Hutbede, hayanın İslam ahlakında kadın erkek her Müslümana emredilen temel bir ilke olduğu hatırlatılarak, "Haya, imanın bir parçasıdır. Nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruştur." denildi. Allah Resulü'nün (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) "Haya, imandandır" hadis-i şerifi ile başlayan hutbede, çıplaklık özendirilen bir dönemde örtünmenin değerinin korunması gerektiği vurgulandı.
"GİYİNİK ÇIPLAKLIK, UYARILAN BİR DAVRANIŞTIR"
Aydın'ın Efeler ilçesi Eski Yeni Camii imamı hutbede, "Kısa ve şeffaf giysiler, dar kıyafetler Allah'ın örtünme emrine aykırıdır ve haramdır. Giyinik çıplaklık, Peygamberimiz tarafından uyarılan bir davranıştır." dedi.
Hutbede estetik operasyonlara da değinilerek, sadece özenti veya beğenilme arzusu uğruna vücut şeklinin değiştirilmesinin yaratılışa müdahale anlamına geldiği ifade edilerek, "Allah'ın yarattığını değiştirmek, şeytanın oyununa gelmektir." ifadelerine yer verilen hutbede, dövme yaptırmanın da İslam'da haram olduğu hatırlatıldı.
"GÖZLERİ HARAMDAN SAKININ"
Hutbede, Nur Suresi'nden ayetlerle erkek ve kadınlara yönelik tesettür ve ahlaki sorumluluklar hatırlatıldı.
Cami cemaati her işte olduğu gibi giyim ve mahremiyet konusunda da ölçünün Kur'an ve sünnet olması gerektiği konusunda uyarıldı.
Cami imamı hutbesinde, şu ifadeler yer aldı:
Allah'ın haya ve iffet konusunda erkeğe ve kadına yüklediği sorumluluk aynıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz Nur Suresi'nin otuzuncu ve otuz birinci ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: 'Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar' 'Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen yerler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar...'
"BEDENİ AÇIKTA BIRAKAN ELBİSELER, ALLAH'IN EMİRLERİNİ İHLAL ETMEKTİR"
O halde, her işimizde olduğu gibi giyim kuşam ve mahremiyet konusunda da ölçümüz Allah'ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (Sallallahü teala aleyhi ve sellem)'in sünneti olmalıdır. Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah'ın emirlerini ihlal etmektir.
"NESLİMİZİN AHLAKINI KORUMAK, ORTAK SORUMLULUKTUR"
Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekanlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Hutbe, Allah Resulü'nün (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) şu duasıyla sona erdi: "Allah'ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim."