Devlet Bahçeli: İBB yargılamaları televizyonlardan canlı yayınlanmalıdır

Mahkemeye sunulan İBB iddianamesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yargılama en başta TRT olmak üzere tüm televizyon kanallarından canlı yayınlanmalıdır" ifadelerini kullandı.

Tarayıcınız video desteklemiyor!

TBMM'nin gündemi yoğun...

Siyasi partiler, bütçe görüşmeleri öncesi düzenledikleri grup toplantılarında gündemi değerlendiriyor.

GÜNDEM İBB İDDİANAMESİ

Bu toplantılarda ise en öne çıkan gündem maddesi, İBB iddianamesi.

Ekrem İmamoğlu'nun başını çektiği örgüte ilişkin mahkemeye sunulan iddianamede yargılamaların yakında başlaması bekleniyor.

BAHÇELİ İDDİANAMEYİ DEĞERLENDİRDİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında partililere hitap etti.

İç ve dış gündeme ilişkin dikkat çeken mesajlar veren Bahçeli'nin gündeminde, İBB iddianamesi de yer aldı.

"YARGILAMALAR TELEVİZYONLARDAN CANLI YAYINLANMALIDIR"

Devlet Bahçeli, "Yargılama en başta TRT olmak üzere tüm televizyon kanallarından canlı yayınlanmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Artık Türk adaleti karar ve hükmünü verecektir." diyen Bahçeli, "Herkesin yargıya saygı duyması gerekmektedir." diye konuştu.

"TÜRK ADALETİ HÜKMÜNÜ VERECEKTİR"

Devlet Bahçeli, İBB iddianamesine ilişkin şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran rüşvet ve yolsuzluk davasına 3 bin 741 sayfalık iddianame hazırlanmış ve mahkemeye sunulmuştur. Burada iddianamenin ayrıntılarına girecek değilim. Kaldı ki bu bizim işimiz de değildir. Artık Türk adaleti karar ve hükmünü verecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. En başta CHP yönetimi olmak üzere, herkesin yargıya saygı duyması, hakim ve savcılara hakaret eden ahlaksız üsluptan sakınması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiç kimsenin ayrıcalığı ve imtiyazı yoktur.

"TÜRK MİLLETİ OLANI BİTENİ ÖĞRENMELİDİR"

Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte yargılanan 105’i tutuklu 407 kişinin hakkında mahkemenin ne diyeceği, nasıl bir sonuca ulaşacağı, hükmü nasıl vereceği yakında belli olacaktır. İddianamenin karalanması CHP’ye bir şey kazandırmayacak, bilakis korku ve kaygının tezahürü olarak değerlendirilecektir. Bu meyanda olmak suretiyle bizim iki konuda samimi ve sahici beklentimiz vardır ve şunlardır.

1– Yargılama hızla tekemmül ettirilmeli, siyasi kuşatmaya alınarak tavsamasına ve tartışılmasına daha fazla müsaade edilmemelidir. Geciken adaletin adalet olmayacağı ortadadır. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır.

2- Daha önce de vurguladığım gibi, yargılama en başta TRT olmak üzere, tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir. Türk milleti olan biten ne varsa görüp öğrenmelidir.

EKO-SİSTEM VURGUSU

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran devasa boyutlu iddiaların mahkemede görüşülmesi ve duruşma etapların doğrudan takip edilmesi aynı zamanda hukuk ve demokrasi güvenliğimizi de destekleyecektir. Dediğim gibi, iddianamenin ayrıntısına girmeyeceğim, zira her şey kamuoyunda biteviye tartışılmakta, bilen de bilmeyen de gece gündüz ahkam kesmektedir. Ancak bariz ve aşikar olan bir hususun altını kalın şekilde çizmenin de büyük bir ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim. O da şudur: Aziz Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, adına eko-sistem denilen, bununla mündemiç organize suç örgütü olduğu ileri sürülen mafyalaşmış bir oluşum tarafından, belediyenin kaynakları, yani devletin parası kullanılarak bedeli mukabilince satın alınmıştır. İş bununla da kalmamış, müteakiben Türkiye’nin satın alınması konusunda ahlak ve yasa dışı rüşvet, ihalelerden komisyon ve yolsuzluk fırtınası esmeye başlamıştır.

"SİYASİ OPERASYONA ALET ETMİŞLERDİR"

Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin finansmanı amacıyla dehşet verici, dahası hırs ve ihtirasla perçinli gayri meşru, gayri hukuki bir tertip ve teşebbüsün içine girilmiştir. Zanlılar bellidir, ifadeler ve itirafçılar bilinmektedir. Türkiye’yi satın almak için rüşvet ve yolsuzluk kulvarından mıntıka temizliğine soyunanlar çok geç olmadan yakayı ele vermişler, Türk devletinin CHP kongreleri gibi satılık olmadığını çok şükür göstermişlerdir. Bize göre iddianamenin özü ve özeti budur. Devamlı ekonomik sorunlardan bahseden CHP yönetimi, milletimizin verdiği vergileri, henüz bıyığı terlememiş yavrularımızın haklarını, emeklilerimizin umutlarını, çiftçilerimizin alın terlerini, esnaf, memur ve işçilerimizin nafakalarını gasp ederek siyaset operasyonuna alet etmişlerdir.

"EMEKLİLERİMİZİN PARASI CHP'NİN PARA KULELERİNDEDİR"

CHP’nin göz kamaştıran deprem konutlarından tutun da yol, köprü, tünel, savunma sanayii ve şehir hastanelerine varıncaya kadar yapılan yatırım seferberliğini ve muhteşem eserleri eleştirmesi artık tamamıyla boşluktadır, boşunadır, yavuz hırsızın ev sahibini bastırması gibi beyhude bir çırpınıştır. Emeklilerimizin parası CHP’nin para kulelerindedir. Milletimizin helal rızkı dolandırılmış, belediye kasası boşaltılmıştır. Bunun adı hortumculuk değil, yüzyılın soygunudur. Ne hukuktan, ne demokrasiden, ne işsizlikten, ne enflasyondan, ne de ekonominin diğer konu başlıklarından bahsetmeye bu yolsuzluk markalarının yüzü kalmamıştır. Türk milleti kesintisiz şekilde sahnelenen ekonomik soygunların az veya çok benzerlerine defalarca şahit, maalesef defalarca da mahkum olmuştur."