Mahir Ünal: Cumhurbaşkanımız Filistin için inanılmaz bir diplomasi yürütüyor
Filistin'deki işgalci İsrail saldırılarına yönelik açıklama yapan Mahir Ünal, dünyayı harekete geçirmek için TBMM ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasi yürüttüğünü söyledi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Filistin'deki saldırılara yönelik açıklamalarda bulundu.
Katıldığı TV programında 1948'den bugüne Filistin sorununun adeta bir insanlık sorunu olduğuna dikkat çeken Mahir Ünal, "İnsanlığın vicdanı önünde duran bir sınav kağıdı gibi adeta..." ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANIMIZ İNANILMAZ BİR DİPLOMASİ YÜRÜTÜYOR"
Ünal, Türkiye'nin Filistin'deki saldırılara yönelik çalışmalarına dikkat çekerek, "Dünyayı harekete geçirmek için hem TBMM, hem Cumhurbaşkanımız inanılmaz bir diplomasi yürütüyor." dedi.
ARAP BİRLİĞİ'NİN TEPKİSİ
Arap Birliği'nin konuya ilişkin tepkisini değerlendiren Ünal, "Bugün Arap Birliği toplandı, Arap Birliği bu konuda ilk kez ses verdi. Önümüzdeki süreçte TBMM bu konuda yeni ne olabilir, üzerine düşen hangi sorumluluklar olabilir bunları değerlendirecektir." ifadelerini kullandı.
Mahir Ünal: Cumhurbaşkanımız Filistin için inanılmaz bir diplomasi yürütüyor VİDEO
TÜM DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDEKİ KATLİAM
Mahir Ünal, CNN Türk ekranlarındaki açıklamasına şu sözlerle devam etti:
"En son saldırıda 13 çocuk hayatını kaybetti, toplam 43 sivil hayatını kaybetti. İsrail kadınları, çocukları, gazetecileri öldürüyor ve tüm bunlar dünyanın gözleri önünde oluyor.
Bir fanatik Yahudi bir Filistinliyi ezdi ve İsrail polisi tarafından korundu. Bunlar canlı yayında yaşandı. BM'nin onlarca bu konuda kararı var. Peki ne oluyor da İsrail'e dönük hiçbir ülkeden ses çıkmıyor. Kaldı ki Kudüs sadece Müslümanların değil Hristiyanların da sorunu.
"KUDÜS 3 İLAHİ DİN İÇİN DE ÖNEM İFADE EDİYOR"
Kudüs, 3 ilahi din için de çok büyük bir anlam ifade ediyor. Peki neden bugün İsrail, Kudüs'ü tek tipleştirmek istiyor? Bu surunun cevabı çok önemli... Bugün bizim özgür ve bağımsız medya dediğimiz medyanın kullandığı dile baktığımızda açık bir şekilde İsrail'i koruma sorumluluğu görüyoruz.
İsrail'i korumak olan bir anlayışla karşı karşıyayız. 1948 öncesine gittiğimizde İsrail bu topraklarda varlığını bir proje olarak başlattı. Burada meseleyi anlamak için İsrail'i rasyonel, diplomasi içinde değerlendiremeyiz.
"DÜNYA SESSİZ KALIYORSA RASYONELLİKTEN SÖZ EDEMEYİZ"
Rasyonel bir şeyi konuşsak bir Yahudinin gidip Filistinli aileye 'Burası artık benim evim' dediği sahneleri izledik. Bu insanlar, oturdukları evlerden çıkmazlarsa zorla çıkarılıyorlar, tutuklanıyorlar, dünyanın gözü önünde katlediliyor...
İnsan olmaya dair bütün değerler orada yok edilirken, dünya sessiz kalıyorsa biz burada rasyonellikten söz edemeyiz. BMGK 2016'da yeni yerleşim alanlarının açılmamasıyla ilgili bir karar aldı. En son İsrail bu karara uymayacağını açıkladı.
İsrail baştan buna uymayacağını deklare ediyor. Bizim bildiğimiz dünyanın kriterleri İsrail için geçerli değil, bunu anlamamız gerekiyor. Bunu anlarsak olaya daha farklı bakmaya başlarız. İsrail'in Doğu Akdeniz'de yapmak istediklerine bakarsanız, bunların hiçbirisinin rasyonel temele oturmadığını görürsünüz."