Böbrek hastalarının koronavirüs kaynaklı ölüm riski çok yüksek

Kronik böbrek hastalığı hem Türkiye'de hem de dünyada yetişkin nüfusun neredeyse her 8-10 kişisinden birini etkileyen önemli bir sağlık sorunu haline geldi. Bu kadar yaygın olmasının sebebinin şeker hastalığı, şişmanlık, hipertansiyon, sağlıksız beslenme ve hareketsizliğin böbrek hastalığına yol açan önemli risk faktörleri olduğunu ifade eden Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Arıcı, "Bunun için de kişiler eğer böbreklerini önemsiyorlarsa bu açıdan şişmanlıkla ve şeker hastalığı olmaması için mücadele etmeleri gerekir." dedi.

Şeker hastalığı teşhisi durumunda yılda en az 1 kez böbrek fonksiyonlarının kontrol edilmesi gerektiğini belirten Arıcı, şekere bağlı böbrek hastalıklarını önleyebişmek için erken dönemde iyi bir şeker tedavisinin çok önemli olduğunu söyledi.

BELİRTİ VERMEYEBİLİYOR

Türkiye'de 15 milyonun üstünde böbrek hastası, 70 bine yakın diyaliz hastası ve yaklaşık 20 bine yakın böbrek nakli bekleyen hastanın bulunduğunu hatırlatan Arıcı, "Bütün bu rakamlar da buz dağının ucu gibi. Bunlar artık bizim son noktaya gelmiş hastalarımız. Halbuki böbrek hastalığının erken evrelerinde çok fazla hastamız var. Yani 10 milyon kişi böbrek hastalığının erken evrelerinde ama hiç haberleri yok. Çünkü hiçbir şikâyet yapmıyor. Hastalığın şikayet yapmamasını ısrarla vurguluyorum. Çünkü bu dönemde kan ve idrar tetkiki ile böbrek hastalığını farkında olabilirler." dedi.

Şeker hastaları, tansiyon hastaları, 65 yaş üstü hastalar, kalp ve damar hastaları, uzun süre tedavi alan başka bir hastalık nedeniyle ilaç kullanan hastalar, kanser nedeniyle kemoterapi alan hastalar, uzun süre antibiyotik, ağrı kesici kullananların özellikle böbreklerini kontrol ettirmeleri gerektiğini söyleyen Arıcı, ayrıca ailede böbrek hastalığı olması durumunda bakılması gerektiğini ifade etti.

KORONAVİRÜS KAYNAKLI ÖLÜM RİSKİ ARTIYOR

Dünya genelinde yapılan istatistiklerde her yıl 2,5 milyon insanın böbrek hastalığına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Arıcı, koronavirüs salgını nedeniyle ölen kişi sayısının dünya genelinde yaklaşık 3 milyon olduğunu hatırlatarak, "Halbuki her yıl bu sayıya yakın böbrek hastası böbrek hastalığı nedeniyle de hayatını kaybediyor. Bizim salgın dediğimiz bu. Böbrek hastaları hastalık kategorileri açısından koronavirüs enfeksiyonu için en yüksek riskli gruplardan bir tanesini teşkil ediyor. Burada hastanın yaşlı olması da çok önemli. Ama bir insan hem yaşlı hem de böbrek hastasıysa koronavirüs kaynaklı ölüm riski çok artıyor. Onun için bu hastalarımızı ısrarla korumamız lazım." ifadelerini kullandı.

Böbrek hastalarının her tür enfeksiyon için yüksek risk altında olduğunu belirten Arıcı, sadece koronavirüs enfeksiyonuna değil, herhangi bir grip, zatürre, idrar yolu enfeksiyonuna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Kişinin böbrek sağlığının yerinde olmadığı durumlarda, enfeksiyonun daha şiddetli seyrettiğini bildiren Arıcı, "Biz bunu böbrek hastalarımıza yıllarca ısrarla söylemişizdir. Bu nedenle de böbrek hastalarının kendilerini enfeksiyondan korumaları için aşılanmalarını ısrarla vurgulamışızdır." dedi.

"100 HASTADAN 28'İNİ KAYBETTİK"

Türkiye'de ilk vaka açıklandığında böbrek hastası olup hastaneye koronavirüs nedeniyle yatan hastaların analizlerini yaptıklarını belirten Arıcı, bin 200'ün üzerinde hastanın verilerinin incelenmesi ile hastanede yatan koronavirüs enfeksiyonu olan hastalarda yüzde 4 oranında ölüm oranı olduğunu, hastaneye yatan her 100 hastadan 4 hastanın kaybedildiğini ancak kişinin böbrek fonksiyonu bozuksa, bu oranın yüzde 28'e çıktığını kaydetti.

Çalışmada 100 tane yaşlı böbrek hastasının ölüm oranının yaklaşık yüzde 28 olduğunu ifade eden Arıcı, "Yani her 100 hastamızdan 28'ini hastaneye yattıklarında koronavirüs nedeniyle kaybettik. Yani böbreği bozuk olarak yatan hastalarımızın neredeyse 4'te 1'i koronavirüs enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybetti. Diyaliz hastalarında bu oran yüzde 16'ydı. Sağlıklı bir bireye göre diyaliz hastalarının ölüm oranı 4 kattı." dedi.

Arıcı, böbrek ve diyaliz hastalarının aşılamada öncelikli olmasının gerektiğini söyledi.