Tiroit belirtileri koronavirüsle karıştırılabiliyor

Koronavirüs salgınında Subakut tiroiditin görülme sıklığının arttığını ifade eden Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler, hastalığın koronavirüsle benzer belirtiler ortaya çıkardığını söyledi.

Giriş: 17.08.2021 - 17:46 Güncelleme:
İHA

Genellikle viral enfeksiyon sonrası gelişen, ağrılı bir tiroid hastalığı olan Subakut tiroidit, koronavirüs salgını ile birlikte sıklıkla görülmeye başlandı. Hastalığın belirtilerinin koronavirüsle benzer olduğunu ifade eden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler, bunun tanı sırasında karışıklığa yol açabildiğini söyledi.

Koronavirüs testi negatif olan hastalarda subakut tiroidit tanısının mutlaka akılda tutulması gerektiğini belirten Doç Dr. Küçükler, "Bazı durumlarda ise koronavirüs enfeksiyonu geçiren veya aşı olan hastalarda subakut tiroidit gelişebilmektedir.” dedi.

Subakut tiroiditin daha çok genç erişkin ve orta yaştaki kişilerde görüldüğünü belirten Doç. Dr. Küçükler, hastalığa kadınlarda daha fazla rastlandığını ve genellikle bulgular ortaya çıkmadan 2-8 hafta önce geçirilmiş bir solunum yolu enfeksiyonu öyküsü olduğunu vurguladı.

’Viral enfeksiyonların tiroid hücre yüzeyinde birtakım değişikliklere neden olması sonucu bağışıklık hücrelerimizin kendi tiroid bezimize saldırması sonucu hastalığın geliştiğini ifade eden Doç. Dr. Küçükler, "Bunun dışında bağışıklık sistemini baskılayan bazı ilaçlar da neden olabilir.” dedi.

SUBAKUT TİROİDİT BELİRTİLERİ

Tiroid hücrelerinin parçalanması sonucu içlerinde depolanmış olan tiroid hormonlarının kana karıştığını ve aşırı tiroid hormon fazlalığı oluştuğunu söyleyen Doç. Dr. Küçükler, bunun boyunda ağrı, çarpıntı, terleme, sinirlilik, sıcağa tahammülsüzlük, kilo kaybı, ellerde titreme ve ateş gibi şikayetlere neden olduğunu belirtti.

Tiroid hormonları tükendikten sonra bu bulguların düzeldiğini ancak bu kez de hormon eksikliğine bağlı kilo alma, göz kapaklarında şişme, üşüme, kabızlık ve cilt kuruluğu gibi bulguların ortaya çıktığını ifade eden Küçükler, "Tiroid bezi normale dönüp tekrar hormon üretmeye başlayınca tüm bulgular düzelir. Fakat yüzde 10 kadar hastada tiroid hormon üretimi normale dönmez ve kalıcı hipotiroidi gelişir. Bu hastalar ömür boyu ilaç desteği almak zorundadırlar." şeklinde konuştu.

6 AY İLA 1 YIL SÜRÜYOR

Tanıda tiroid bezinin elle muayenesi, tiroid ultrasonografisi, TSH, sT3, sT4, CRP ve sedimantasyon ölçümünden yararlanıldığını belirten Doç. Dr. Küçükler, nadiren tiroid sintigrafisi ile tanıyı doğrulamanın gerekli olabileceğini söyledi.

Tedavide ağrılı dönemde nonsteroid ağrı kesicilerin kullanıldığını söyleyen Küçükler, "Ağrı kesici ilaçlara yanıt alınamazsa veya ağrı çok şiddetli ise kortizon tedavisi verilir. Çarpıntı ve terleme gibi hormon fazlalığı bulguları için beta blokerler kullanılır. İyot hastalık bulgularını şiddetlendirir. İyotlu tuz ve iyot içeren ilaçlar kullanılmamalı ve ilk aylarda deniz ürünlerinden uzak durulmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Ağrılı dönem sona erdikten sonra takiplerin bırakılmaması konusunda uyaran Küçükler, hastalığın tam olarak düzelmesinin 6 ay ila 1 yıl sürdüğünü söyledi.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.