Antalya'da bu obruklarda kar erimiyor: Buzdolabı olarak kullanılıyor
Antalya'da sıcaklardan bunalan yöre halkı, ısınan havalarda yaylaya çıkarak kış aylarına kadar barakalarda yaşıyor. Yaylaya çıkanlar, obrukları soğuk hava deposu olarak kullanıyor.
Tarayıcınız video desteklemiyor!
Sıcak havaları sevmeyenler, ısınan havalarda yaylaya çıkarak, obruklarda sakladıkları gıdalarıyla kış aylarına kadar yaşamlarına devam ediyor...
Yaz aylarını Antalya'nın Akseki ilçesinde bulunan 1900 metre yüksekliğindeki Çimi Yaylası'nda geçirenler, 40 metre derinlikteki doğal serinliğe sahip obrukları buzdolabı olarak kullanıyor.
BARAKALARDA KIŞ AYLARINA KADAR YAŞAMLARINA DEVAM EDİYORLAR
Artan sıcaklarla beraber yöre halkı, Çimi Yaylası'na çıkarak, bölgede kurdukları barakalarda kış aylarına kadar yaşamlarına devam ediyor. Kış aylarında yağan kar, derinliği 40 metreyi bulan obruklardan kalkmıyor.
Yaylada kış aylarına kadar kalan vatandaşlar, yaylaya hayvanlarını otlatmaya gelen çobanlardan et ve süt ürünleri alarak, derinliği 40 metreyi, sıcaklığı ise 0-5 dereceyi bulan obruklarda aldıkları gıdaları aylarca bozulmadan saklayabiliyor.
''80 HANEDE YAŞAYAN İNSANLARIMIZ, SÜT ÜRÜNLERİNİ OBRUKTA SAKLAR''
Manavgat ilçesinden, Akseki'nin 190 metre rakımlı Çimi Yaylası'na gelen 72 yaşındaki Hasan Arıcı, çocukluğundan beri her yaz bu yaylaya geldiğini belirterek, buraya gelen vatandaşların obruğu ''soğuk hava deposu'' gibi kullandığını, peynir, yağ, yoğurt gibi hayvanlardan elde edilen gıdaları bu obruklarda sakladıklarını ifade etti.
Obrukta kış aylarının şartlarına göre, eski ve yeni karların birbirlerine karışabildiğini ancak karların hiçbir zaman bitmediğini dile getiren Arıcı, ''Burada sıcaklık sıfırın altında. Toros Dağlarında Çimi Yaylası'nda yazın 80 hanede yaşayan insanlarımız peynir, yoğurt, çökelek gibi süt ürünlerini obrukta saklar. Yani burası bir soğuk hava deposu gibidir" dedi.
''BURANIN DERİNLİĞİ 80-85 METRE VAR''
Arıcı, obruğun bulunduğu dağın zirvesinden 80-85 metre derinlikte olduğunu ifade ederek, "Buranın derinliği tepeden itibaren 80-85 metre var. Obruğa bir metre genişliğinde daracık kayaların arasından inmeye başlıyorsun.
Obruğa inen yerden itibaren yaklaşık 40 metre derinlik mevcuttur. Çoğu zaman kar eski kar ile yeni kar karışır. Bazı zamanlarda kar az yağarsa dibine ulaşır. Burası doğal buzdolabıdır.
Yaylada yaşayan herkes buradan kar taşıyarak soğuk suyunu elde eder." şeklinde konuştu.
''KİMSE KİMSENİN PEYNİRİNİ, YAĞINI ALMAZ''
Hasan Arıcı, yaylada hayvancılık yapanların mayıs ayından itibaren peynirlerini obruğa yerleştirmeye başladıklarını söyleyerek, "Mayıs ayından itibaren obruklara peynir ve yağlarımızı koymaya başlarız. Ekim, kasım ayına kadar burada durur. Yayladan dönerken herkes kendi peynirini, yağını alır götürür.
Kimse kimsenin peynirini, yağını almaz. Herkesin kendi malzemesi işaretlidir. Herkesin malı bellidir. Burada saklanan peynirin lezzeti tarif edilmez.
Buradaki gelenek atalarımızdan kalan bir gelenektir. Asırlardır bu geleneğimiz devam ediyor." şeklinde konuştu.
''BOZULACAK TÜM GIDALARIMIZI BURADA SAKLARIZ''
Akseki ilçesi Çimi Yaylası'na çıkan, hayvancılıkla uğraşan Yörüklerden Bilal Arıcı da yaptıkları peynirleri sıcaklığı 0-5 derece olan kar obruğunda sakladıklarını ve bu yöntemle saklanan peynirlerin daha lezzetli olduğunu bozulmadığını ifade ederken bu geleneğin kendilerine atalarından kaldığını söyledi.
Arıcı, obruğun soğuk hava deposu olduğunu belirtirken, ''Bu kar obruğu kış ayında yağan karlar ile dolar. Yaz ayında yaylaya çıktığımızda yaylada elektrik olmadığı için bozulacak tüm gıdalarımızı burada saklarız.
Bu deliklerin içerisinde bol miktarda peynir, yağ ve yoğurt saklanmaktadır. Sahibi ihtiyacı olunca buradan çıkarıp evine götürür." dedi.
Arıcı, " Yaz ayında Antalya'da hava sıcaklığı 35- 40 derece iken burası bizim bulunduğumuz yerde sıfırın altına kadar inmektedir. Bu soğuklukta doğal peynir, yoğurt ve yağlarımızı saklamaktayız. Buzdolabı gibi kullanmaktayız." şeklinde sözlerine devam etti.
''TULUM PEYNİRİ DERİYE BASILIR''
Tuluma basılan peynirin en iyi peynir olduğunu vurgulayan Arıcı, "Tulum peyniri deriye basılır. Yaklaşık 3 ay kar obruğunda bekletilir. Daha sonra pazarlara götürerek pazarlarız. Eskiden atalarımız peynirleri bu şekilde deri tulumlara basarlardı.
Şimdi ise bidonlara basıyoruz. Aslında tulum peynirinin lezzeti ve kalitesi çok daha farklıdır." dedi.
''ELDE ETTİĞİMİZ SÜTTEN YAYIKLARDA YAĞ ÇIKARTIRIZ''
Nisan- mayıs aylarında hava durumuna göre Manavgat ilçesinden yaylaya çıktıklarını söyleyen Arıcı, "Yaylada keçilerimiz, koyunlarımız doğal ortamda beslenmektedirler. Keçilerden elde ettiğimiz sütten yayıklarda yağ çıkartırız. Ayrıca yine elde ettiğimiz sütten yaptığımız peynirleri ve yağları, derinliği 35-40 metreyi bulan buz gibi kar obruğuna getiriyoruz.
Burada üç dört ay gibi bir süre durduktan sonra yayla göçüne doğru peynirleri çıkararak pazara götürüyoruz." dedi.