Hastalığından dolayı işi bıraktı: 25 yıldır sokaklarda yaşıyor

Küçük motosikleti ile Aydın'dan Antalya'ya gelerek bir cami avlusunda sayısız civcivle beraber yaşayan Ali Eriş, 2000 yılından beri sokaklarda yaşadığını ifade etti.

Tarayıcınız video desteklemiyor!

Uzun yıllar kasaptı, hastalığından dolayı işini bıraktı, şimdilerde bir camii avlusunda çadırda yaşıyor...

53 yaşındaki Ali Eriş, uzun yıllar yaptığı kasaplık mesleğini, akciğer hastalığından dolayı 9 yıl önce bıraktı. Eriş, geçimini sağlamak için ayakkabı boyacılığına başladı. Geçtiğimiz günlerde de küçük motosikletine eşyalarını ve civcivlerini yerleştirerek Aydın'dan Eskişehir'e yola çıktı. 

KALACAK YERİ OLMADIĞI İÇİN SOKAKLARDA KALIYOR

Eriş, yolculuk yaparken sıklıkla yolda kalmasından dolayı 20 günde Eskişehir'e ulaştığını ancak kalacak bir yeri olmadığı için sokaklarda yatıp kalktığını ifade etti. Gündüz saatlerinde eşyalarını toplayarak civcivleriyle beraber kent merkezinde gezen Eriş'in, ortaya çıkan görüntüleri dikkat çekti. 

''DAMLARDA VE BESİHANELERDE BÜYÜDÜM''

Ali Eriş, gezerek Aydın, Nazilli, Denizli ve Afyonkarahisar'dan geldiğini söyleyerek, "Aşağı yukarı 1 hafta Afyonkarahisar'da kaldım. Oradan güzelim şehre Eskişehir'e geldik. Buraya 50 CC'lik motosikletle ulaştım. Yatak, yorgan, çadır ve bu hayvanlarla beraber seyahat ettim. 20 günden beri yollardayız. Buraya yazları ziyarete geliyorum.

Denizli'de ayakkabı boyacılığı yapıyordum, ama normalde kasabım ve yıllarca hayvan kesmedim. Çünkü ben onlara kıyamam, o yüzden hep et sıyırdım. Damlarda ve besihanelerde büyüdüm. Çocukların hayvan sevgisinden mahrum kalmaması için gittiğim yerlerde kendi adıma hayvan alırım ve sevdiririm.

''EN GÜZEL ŞEY HAYVAN SEVGİSİYLE ÇOCUKLARI SEVİNDİRMEK''

Kuzu, keçi, ördek ve tavşan olur, hiç fark etmez. Burada tekin ördeği, damat civcivi ve makine civcivi var. Yakında Afyonkarahisar'dan tavşanlar geliyor. Güzel bir grup oluşuyor. Amacım, bir besihane veya bir müstakil ev bulup bugün dışarıda hayvanları okşattığımız gibi güzel bir yerde bunu yapmak.

Hayvanları bölüm bölüm kümeslere ayırarak 'Ali Babanın Çiftliği'ni kurmak, çocuklara öyle bir yerde müzikler eşliğinde hayvan okşatmak istiyorum. Bu dünyada en güzel şey, hayvan sevgisiyle çocukları sevindirmek. Onları sevindirmek bizim mutluluğumuz." şeklinde konuştu.

''ONLAR BENİM HAYAT ARKADAŞIM GİBİ OLDU''

Eriş, dolaşırken yanından ayırmadığı hayvanları satmadığını söylerken, "Satılık değil, satmıyoruz. Satan mekanlarımız var, vatandaşı oraya gönderiyoruz. Bunlar okşamalık. Ben onu sattığım zaman tekrar hayvan almam gerekiyor. Ayrıca, onlar kaçmazlar. Bana alıştılar, beraber yatıp kalkıyoruz.

Porsuk'ta suya koyuyoruz, yemliyoruz. Onlar benim hayat arkadaşım gibi oldu. Onları ben çok seviyorum, hayvanları çok seviyorum. İnsanları da seviyorum ama hayvan sevgisi biraz fazla." şeklinde ifade etti.

TARİHİ GEÇMİŞ ÜRÜNLERLE KARNINI DOYURUYOR

25 yıldır evsiz olduğunu belirten Ali Eriş, şeker ve hipertansiyon hastası olduğunu, bir süredir de Ömür Camii çevresine kurduğu çadırda yaşamını sürdürmeye çalıştığını, marketlerin çöpe attığı tarihi geçmiş ürünlerle karnını doyurduğunu ifade etti. Eriş, zorlu bir dönemden geçtiğini ve özellikle tedavi olma konusunda büyük sıkıntılar çektiğini söyledi. 

''GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ BU ÇADIR EVİMİZ''

Ali Eriş, Ömür Camii önünde kurduğu çadırda yaşam şartlarını anlatıp, "Evimiz yok. Göründüğü gibi bu çadır evimiz. İnşallah bir gün evimiz olur. Zor bir hayat. Marketler tarihi geçen ürünleri çöpe atıyorlar, sağlamlarını içlerinden çıkarıp yiyorum. Hayvanları da o şekilde besliyorum.

Ben bu şehri seviyorum, beğeniyorum. Her sene olduğu gibi rahatsızlığım için geldim. Şeker, tansiyon hastasıyım. Burada hayat buluyorum. Serin memleket, insanı iyi. Yıllarca Aydın'da oturdum. Zamanında miras evimiz vardı, satıldı. Dayılarım, annemin kardeşleri, zamanından herkes hissesini aldı.

''KİMSEYE KENDİMİ ACINDIRMAK İSTEMİYORUM''

Hanımdan ayrıldı ayrılalı yani aşağı yukarı 2000'den beri sokaklardayım. Vücut zaman zaman ateş yapıyor, kolay değil. Sağlığıma dahi baktıramıyorum. Şu anda özellikle şeker ve hipertansiyonum var. Tansiyon biraz yüksek. Tedavi olmakta zorlanıyorum.

Kimseye kendimi acındırmak istemiyorum ama durumum bu, insanlar duyarlı olsunlar. Düşmez kalkmaz bir Allah, bu hayatta kimin ne olacağı belli olmaz. Çok zor bir dönemdeyim. Derler ya, 'Mayasız yoğurt tutmuyor.' Ben bir türlü tutturamadım. Direniyorum ama zorlanıyorum, olmuyor." dedi.