Memduh Şevket Esendal'ın Seçme Öyküler kitabıyla öykü şenliği
ensonhaber.com

Ondan bize güzel bir roman, güzel hikâyeler kaldı çocuklar. Mebusluklar, siyaset oyunları günü, hali doldurur, oyalandırır belki. Böbürlendirir insanı. Amma ölünce tarihe, hiç sevmediğim tarihe bile mal olmazlar. Memduh Şevket Esendal, Türkçenin duru ve yalın kalemlerinden biridir.

Memduh Şevket Esendal’ın 1910-1951 seneleri arasında birbirinden farklı konular etrafında kaleme aldığı çarpıcı öyküler okuru başka başka zaman ve mekâna taşıyor.

Her gün gördüğümüz kendi halindeki insanların iç dünyasını yansıtan, onları sevdiren bu öykülerde gülümseyecek ve “hayat ne tatlı” diyeceksiniz…

Övgülere mazhar olan yazar

Onu her ne kadar Ayaşlı ve Kiracıları ile bilsek de Otlakçı romanı da bir o kadar önemli bir yere sahiptir. Cumhuriyet döneminin üretken yazarlarından biri olan Esendal, pek çok yazarın övgüsüne mazhar oldu.

Sait Faik Abasıyanık: Onun eşsiz hikayelerinde hayat hep ortasından yakalanır; ne bir başlangıç söz konusudur ne bir düğümleniş ne de keskin sonuçlar.

Sayfa: 204

Klasik hikaye sanatı

Bir bakıma klasik hikâye sanatı, beylik hikâye tanımı altüst edilmiştir.

Selim İleri: Memduh Şevket Esendal sakin, huzur veren diliyle, insanı önce, “Bunda anlatacak ne var ki?” diye şaşırtan ama okuduktan sonra, "Aslında anlatılması gereken tam da buymuş" dedirten öyküleriyle, yaşanmıyormuş gibi yaşanan anları yakalamaktaki ustalığıyla öykücülüğümüzün temel direklerinden biri.

Kitaptan...

"Hayat ne tatlı..."

"Bir kız çocuk, elinde bir deste maydanoz, takunyalarını tıkırdatarak geçiyor. Komşu Gaffar’ın oğlu, iki boş küfeyi bostan kapısından sokmaya uğraşıyor.
İki hanım, belli ki uzakça bir yere gitmiş ve geç kalmışlardı, hızlı hızlı eve dönüyorlar. Mutfakta annesinin takunyalarla dolaştığı duyuluyor…Hayat, ne tatlı şey, diye düşündü. İnsanın ömrü olmalı da yaşamalı…"