Ramazanın sonlarında Allah'a adanan kıymetli vakitler: İtikaf
Özel İçerik

Her yıl ramazan ayının atmosferini farklı şekilde yaşamak isteyen bazı Müslümanlar, ramazanın son 10 gününde dış dünyayla bağlantılarını keserek itikaf ibadeti için camilere kapanıyor. Son 10 gün olmasının sebebi, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi'nin bu günlerden birinin içinde olması. Peki itikaf nedir, nasıl itikaf'a girilir?

Dünya ile bağını kesip yaratıcısı ile beraber olmak insana terapi niteliğindedir. Ruhen ve bedenen şifalandırır, arındırır, huzurlu kılar… Allaha yönelmek için güzel bir fırsat olan itikaf ibadeti, Peygamberimizin de yapmış olduğu bir sünnet, ramazan ayında önemsediği bir ibadettir.

İtikaf ibadeti için bilinmesi gereken her şeyi bu haberimizde birleştirdik.

İtikaf nedir?

Sözlükte “hapsetmek, alıkoymak; bir yere yerleşmek, oraya bağlanıp kalmak” anlamlarındaki akf kökünden türeyen i‘tikâf, bu mânaları yanında kişinin kendisini sıradan davranışlardan uzak tutmasını, fıkıh terimi olarak da ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalmasını ifade eder.

İhlas ve takva ile yapıldığı zaman amellerin en hayırlısı olarak görülen itikaf, kulun Allah’ın rızasını kazanmak için dünyevi olan bütün meşgaleleri bırakıp yalnızca O’nun için bir süreliğine ibadete çekilmek demektir.

Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde ibadet ve taatte bulunmak amacıyla zamanının belirli bir kısmını ayırması ve bu esnada meşrû bile olsa her türlü nefsânî ve şehevî arzulardan uzak durması kişinin mânen olgunlaşması için önemli vesilelerden biridir.

Zorunlu ibadetlerin yanı sıra nâfile ibadetler de bu konuda önem taşımakta, dinî duygu ve düşüncenin yoğun bir şekilde yaşandığı, mümkün olduğu ölçüde maddî ilgilerden uzaklaşarak yüce yaratıcıya yönelinen bir ortam insana derin bir mânevî ufuk ve imkân sunmaktadır. Bu bakımdan itikaf yalnız İslâm ümmetine has bir ibadet olmayıp vahiy geleneğine sahip hemen bütün dinlerde muhtelif şekillerde gerçekleştirilen köklü bir gelenektir; İslâmî öğreti içinde de Hz. İbrâhim ve oğlu İsmâil zamanından beri devam edegelen bir sünnet olarak bilinir.

Nitekim, “İbrâhim ve İsmâil’e: Evimi onu ziyaret edenler, ibadet için orada kalanlar (âkifîn), rükû ve secde edenler için tertemiz tutun diye ahid -emir- verdik” (el-Bakara 2/125) meâlindeki âyet bir yönüyle buna işaret etmektedir.

Hz. Peygamber (s.a.v) ve itikaf

Hz. Peygamber'in özellikle Ramazan içinde ve Ramazanın son on gününde itikâf yaptığını bildiren çeşitli hadis-i şerifler vardır. Hz. Âîşe'nin şöyle dediği nakledilmiştir:

“Ramazan ayının son on günü girince Rasulullah kendini ibadete verir, geceleri ihya eder ve ailesini uyandırırdı.” demiştir.

Ebu Hureyre hazretleri de “Nebi (s.a.v) her ramazan on gün itikafa girerdi, vefat ettiği sene ise yirmi gün itikaf yaptı” demiştir. Bunun bir diğer sebebi de Kadir Gecesi’ni idrak edip ihya etmiş olmaktı.

Hz. Peygamber, "Kadir Gecesi'ni ramazanın son on günü içinde arayınız!" (Buhârî) buyurmuştur.

İtikaf ibadetinin önemi burada ortaya çıkar. Ramazanın son on gününde, bir mescidde dünya ile bağını kesip itikafa giren ve yalnızca Allah ile beraber olmaya niyet eden kimse, bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen kadir gecesini de hakkıyla ihya etmiş olur.

İtikafın şartları

İtikafın kabul ve sahih olabilmesi için itkafa giren kimsenin cünüplük, hayız ve nifas gibi hallerden temizlenmiş bulunması ve itikaf için niyet etmesi şarttır. İtikaf için bulûğ şart olmayıp ibadet ehliyetine sahip olmak, yani temyiz çağına ulaşmak yeterlidir.

İtikafa girmek isteyen kimse niyet eder ve itikafa başlar.

İtikafın camide ifa edilmesi gerekir. Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre cuma kılınan camilerde itikafa girmek daha faziletli olmakla beraber cemaatle beş vakit namaz kılınan bir mescidde itikafa girmek de sahihtir.

İtikafa niyetlenen kişi, yalnızca abdest ve gusül için ya da çok zaruri mevzularda hemen dönmek suretiyle mescidden çıkabilir.

Mesciddeki itikâf erkeklere mahsustur. Diğer mezheplerde kadınlar da mescitte itikafa girerken, Hanefi mezhebinde Kadınlar evde mescit edindikleri bir yerde itikafta bulunabilir.

İtikafa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, Kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalması, gereksiz şeyler konuşmaması, başta Hz. Peygamber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dinî-ilmî eserler okuyarak vaktini değerlendirmesi müstehaptır.

İtikaf için camide birkaç saat veya birkaç gün kalmak, mescidde bir saat itikaf niyetiyle durmak bile yeterli olabilir. Ameller niyetlere göredir.