Korkulan oldu! Japonya, nükleer santral suyunu okyanusa boşaltacak
Özel İçerik

2011 yılında gerçekleşen tsunami felaketinden sonra hasar gören Fukuşima'daki nükleer santralde sızıntı meydana gelmiş ve radyoaktif sular oradaki dev tanklarda depolanmaya başlamıştı.

Aradan 12 yıl geçti ve santral bölgesinde bulunan su depolama tankları yavaş yavaş dolmaya başladı.

Yetkililer artık su depolayacak alan kalmadığını belirtirken, yaklaşık 1 milyon tondan fazla radyoaktif suyun okyanusa boşaltılması gündemde.

Japonya, suyu okyanusa boşaltmakta kararlı

Japonya hükümeti salı günü yaptığı açıklamada, Japonya'nın yıkılan Fukuşima nükleer santralinden arıtılmış radyoaktif atık suyun bu hafta okyanusa salınmaya başlanacağını duyurdu.

Başbakan Fumio Kishida duyuruyu kabine toplantısı sonrasında yaptı ve hava ve okyanus koşulları izin verirse boşaltma işleminin perşembe günü başlayacağını söyledi.

Hükümet, su tahliyesinin muhtemelen 30 yıllık bir süre içinde tamamlanmasını bekliyor. Tahliye kapsamında su, oldukça küçük miktarlarda okyanusa boşaltılacak.

Sağlık tehdidi yok

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, temmuz ayında hükümetin planının ajansın güvenlik standartlarını karşıladığını ve arıtılmış suyun serbest bırakılmasının insanlar için ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmasının muhtemel olmadığını söylemişti.

Ancak bazı bilim insanları, Japon hükümetinin ve tesisi işleten şirket Tokyo Electric Power'ın, tutma tanklarında hangi radyoaktif maddelerin kalabileceği konusunda yeterince açık sözlü olmadığını söylüyor.

Plana şiddetle karşı çıkan Çin hükümeti; deniz ortamını, gıda güvenliğini ve halk sağlığını korumak için "gerekli tüm önlemleri" alacağını duyurdu.

Japonya'daki balıkçı grupları ve Güney Kore halkının büyük bir kesimi de suyun okyanusa boşaltılmasına karşı çıkıyor.

Başbakan Kishida, Tokyo'da Japon balıkçılık endüstrisinin liderleriyle bir araya gelerek, balıkçıların suyun akıtıldıktan sonra geçimlerini sağlamaya devam edebilmelerini sağlayacağına söz verdi.

Ulusal Balıkçılık Kooperatif Birlikleri Federasyonu başkanı Masanobu Sakamoto, grup üyelerinin birçoğunun hükümetin deşarjın güvenliğine ilişkin güvencelerini kabul ettiğini, ancak balıkçıların geçim kaynakları üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle buna karşı olduklarını söyledi.

Komşu ülkeler karşı çıkıyor

Japonya için bu, mühendislik veya çevre sorunu olduğu kadar politik bir sorundur. Uluslararası teşkilatın suyun serbest bırakılmasının güvenli olduğu yönündeki kararlılığına rağmen, ülke içindeki ve komşu ülkelerdeki muhalifler hem hükümeti hem de teşkilatın amaçlarını sorguladılar.

Çin'deki Komünist Parti'ye ait bir devlet medya kuruluşu olan People's Daily, arıtılmış sudan Japonya'nın “nükleer kanalizasyonu” olarak bahsetti.

Fukuşima yakınlarındaki sulardan deniz ürünleri ithalatının hâlâ yasak olduğu Güney Kore'de ise muhalefetteki bir milletvekili, "Radyoaktif maddelerin denize uzun bir süre boyunca boşaltılmasının nelere yol açacağını hiç kimse kesin olarak söyleyemez veya tahmin edemez." uyarısında bulundu.

Japonya'da hem Fukuşima hem de ulusal balıkçılık dernekleri, Tokyo Electric suyu salmaya başladığında hem yerli hem de uluslararası müşterilerin bölgeden balık yemek istemeyeceğini söylüyor.

Hükümet, felaketten kaynaklanan kayıpların telafi edilmesine yardımcı olmak amacıyla 2011'den bu yana balıkçılara, çiftçilere ve Fukuşima ve diğer etkilenen bölgelerden tahliye edilen vatandaşlara toplam 10 trilyon yen (68,4 milyar dolar) tazminat ödedi.

Su, tesisin sahasına sıralanmış 1.000'den fazla gök mavisi tankta depolanıyor. Tokyo Electric - ya da bilinen adıyla Tepco - hala çok sıcak ve radyoaktif olan erimiş yakıtı soğutmak için tahrip edilmiş reaktörlere su pompalıyor.

Su reaktörlerden geçerken radyoaktif nüklidleri biriktirir. Tepco, suyu bazı durumlarda tekrar tekrar güçlü bir filtreleme sisteminden geçiriyor; bu sistem, bir hidrojen izotopu olan trityum dışındaki tüm radyoaktif maddeleri uzaklaştırmak için tasarlandı.

Uzmanlar, trityumun küçük dozlarda insan sağlığına zarar vermediğini ve her durumda ortadan kaldırılmasının aşırı derecede pahalı olduğunu söylüyor.

Suyu okyanusa akıtan tek ülke Japonya değil

Çin, Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere dünya çapındaki diğer nükleer santraller, soğutma suyunu arıtmak için benzer işlemler kullanıyor ve ayrıca bu tür bir filtrelemeden sonra trityum içeren suyu okyanuslara salıyor.

ABD ve Avrupa Japonya'nın yanında

Bazı ülkeler hükümetin planına destek sinyali verdi. Geçen hafta ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Kishida'yı ağırlamıştı.

Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken, ABD'nin Japonya'nın planından memnun olduğunu söylemişti.

Temmuz ayında Avrupa Birliği Fukuşima'dan balık ve tarım ithalatına yönelik tüm kısıtlamaları kaldırdı.

Çin hükümeti iseJaponya'nın Fukuşima'dan okyanusa su salma planını eleştirdi ve uluslararası ajansın raporunu, salıvermenin aşırı risk teşkil etmediğine dair yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle reddetti.

Japonya, Güney Kore ve ABD arasında geçen haftanın sonlarında imzalanan üçlü güvenlik anlaşmasının ardından Çin ile Japonya arasındaki gerilim de iyice tırmandı.

Çinli internet kullanıcıları salı günü bu habere öfkeyle yanıt vererek, Japon mallarının boykot edilmesi çağrısında bulundu ve ırkçı yorumlar yayınladı.

Nükleer atıklar dünyada nasıl yönetiliyor

Tüm nükleer santraller, rutin olarak okyanusa ve diğer su yollarına boşaltılan bir miktar trityum üretir.

Üretilen miktar reaktör tipine bağlıdır. Fukuşima'daki gibi kaynar su reaktörleri nispeten düşük miktarlarda trityum üretiyor.

Fukuşima çalışırken, trityum deşarj limiti yılda 22 TBq olarak belirlendi . Bu rakam zarar verebilecek seviyenin çok altında olmakla birlikte, bu tip bir santral için makul olarak ulaşılabilir bir rakamdır.

Buna karşılık, İngiltere'deki Heysham nükleer santralinin yılda 1.300 TBq limiti var çünkü bu tür gaz soğutmalı reaktörler çok miktarda trityum üretiyor. Heysham, 40 yıldır insanlara veya çevreye zarar vermeden trityum boşaltıyor.

Çin'deki Fuqing tesisi 2020'de 52 TBq boşaltırken, Güney Kore'deki Kori tesisi 2018'de 50 TBq trityum boşalttı.