Sessiz ilerleyen 10 ölümcül hastalık

Belirtileri çok az olan veya hiç olmayan sessiz hastalıklar, belirli organ veya dokulara geri dönüşü olmayan zararlar verebiliyor. İşte sessiz katil olarak adlandırılan 10 hastalık.

Giriş:
Özel İçerik

Sessiz hastalıklar, neredeyse hiç belirti vermeyen ve fark edilmeyen hastalıklardır. Çoğu durumda, ortaya çıkan belirtiler çok geneldir.

Sessiz hastalıkların çoğu zaman içinde ciddi komplikasyonlar geliştirir. Ayrıca insanlar kendilerini hasta hissetmedikleri için bir tedaviye başlamazlar. Kalıcı zararlardan kaçınmak için sessiz hastalıkları erken teşhis etmek ve tedavi etmek önemlidir.

Zamanında teşhis, tedavinin daha iyi değerlendirilmesine ve tedavi şansında kayda değer bir artışa izin verir. Sessiz katil olarak adlandırılan bu hastalıklar, çoğu insan tarafından fark edilmeyen çok yaygın sorunlardır.

İşte sessiz ilerleyen ölümcül 10 hastalık:

DİYABET

Diyabet, vücudun yeterince insülin üretememesi veya doğru kullanamaması nedeniyle ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. İnsülin, glikozun vücut hücrelerine girmesini sağlayan anahtardır.

Dünya çapında diyabetli kişi sayısı 400 milyonu geçerken, ülkemizde ise bu sayı 10 milyonu aşmış durumda. Genel olarak iki tip diyabet vardır: tip 1 ve tip 2. Ancak gestasyonel diyabet de (hamilelik sırasında ortaya çıkar) önemlidir.

Tip 1 diyabet, pankreasın insülin üretemediği bir diyabettir. Genellikle gençlerde görülür. Bu hastalık en sık görülen sessiz hastalıklardan biridir ve bazı belirtiler verebilir. Örneğin, susuzluk hissi, daha fazla idrara çıkma isteği ve yorgunluk tip 1 diyabetin belirtileri arasında sayılabilir.

Tip 2 diyabet ise en yaygın olanıdır. Dokular insülinin etkisine dirençli olduğunda ortaya çıkar. Obezite ile ilişkilidir ve görülme sıklığı giderek artmaktadır. Tip 2 diyabet genellikle fark edilmeden ilerler.

Diyabet, komplikasyonları en fazla olan sessiz hastalıklardan biridir. Körlüğe, kalp ve damar hastalıklarına, ayak kaybına, böbrek ve sinir bozukluklarına yol açabilir.

Diyabeti teşhis etmek için kan şekeri seviyelerini ölçmek yeterlidir. Şu anda bu hastalığı iyileştiren ve komplikasyonlarını önleyen çok sayıda tedavi türü vardır. Ancak zamanında teşhis edilmesi çok önemlidir.

HİPERTANSİYON

En sık görülen sessiz hastalıklardan bir diğeri de hipertansiyondur. Damar duvarlarındaki gerilimin artması olarak tanımlanır. Bu, kalbin kanı dokulara itmek için daha fazla çalışmasına neden olur.

Araştırmalara göre hipertansiyon hastalarının çoğu bunu bilmiyor. Bu patoloji özellikle serebral enfarktüs (beyin damarlarında tıkanıklık ve daralma) riskini artırır. Benzer şekilde, hipertansif hastalarda demans veya bilişsel gerileme yaşama riskinin yüzde 70 oranında arttığı tahmin edilmektedir.

Kan basıncı rakamları çok kolay ölçülebilir. Örneğin, elektronik cihazlar aracılığıyla, eczanelerde veya hastanelerde rahatlıkla ölçüm yapılabilir. Aslında herhangi bir klinik muayenede her zaman değerlendirilen parametrelerden biridir.

KANSER

Ne yazık ki, birçok kanser türü uzun bir süre sessiz hastalıklar olarak kalır. Çevre dokuları tehlikeye atacak kadar ilerleyene kadar herhangi bir semptom görülmeyebilir.

Kanser, vücuttaki hücrelerin genetik mutasyonlar nedeniyle değiştiği bir süreçtir. Olan şey, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlamalarıdır. Bu normal dokulara zarar verir.

Sessiz hastalıklar içinde en çok yer alan kanserlerden biri pankreas kanseridir. Hasar çok gelişmiş olana kadar, pankreas uru neredeyse hiçbir belirti üretmez.

Bununla birlikte, diğer kanser türlerine spesifik olmayan belirtiler eşlik edebilir. Örneğin terleme, açıklanamayan ateş, kilo kaybı, vücudun çeşitli bölgelerinde topaklar ve dışkıda kan kanser nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu nedenle, herhangi bir kalıcı rahatsızlık için bir doktora danışmak her zaman önemlidir.

Şu anda belirli kanser türlerinin erken teşhisine olanak sağlayan kolorektal kanser için kolonoskopi veya rahim ağzı kanseri için sitoloji gibi birçok tarama yöntemi bulunmaktadır.

ALZHEİMER

Alzheimer en yaygın demans türlerinden biridir. Alzheimer hastalığı düşüncede bozulmaya neden olur, kişilerin davranışlarını, hafızasını ve sosyal becerilerini etkiler.

İlk başta, semptomlar fark edilmeyebilir. Yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Küçük aksaklıklarla başlaması olağandır. Ancak son dönemlerde kişinin bağımsızlığını ve günlük aktivitelerini yerine getirme yeteneğini kaybetmesine neden olur.

65 yaşından itibaren hafıza kaybı, dil sorunları veya davranış ve kişilik değişiklikleri gibi semptomların farkında olmak önemlidir.

HEPATİT

Hepatit, karaciğer iltihabından oluşan bir hastalıktır. Vakaların çoğu hepatit virüsleri ailesinden kaynaklanır. Bu grup içinde A, B, C, D ve E tipleri vardır. Ancak hepatit alkol, otoimmün hastalıklar ve ilaçlarla da ilişkili gelişebilir.

Uzmanlara göre semptom üretmediği için yetersiz teşhis edilmektedir. Sorun, kronikleşebilmesidir. Uzun vadede, karaciğere verilen hasar daha fazladır.

Örneğin, C tipi virüsün neden olduğu hepatit C, karaciğer sirozu ve kanser riskinin artmasıyla ilişkilidir. Hepatit virüsleri, bir kan testi ile tespit edilebilir. İlk belirtiler grip benzeri kas ve eklem ağrısı olarak ortaya çıkabilir. Hastalık kandaki bilirubin konsantrasyonunda artışa neden olduğu için ciltte sarılık veya sararma da görülebilir. Diğer bir semptom ise koyu renkli idrardır. Tüm hepatitlerin aynı veya çok tehlikeli olmadığına dikkat etmek önemlidir, ancak başlangıçta farkında olmak gelecekteki sorunları önleyebilir.

ANEMİ

Anemi de en yaygın görülen sessiz hastalıklardan biridir. Kanda hemoglobin veya kırmızı kan hücrelerinin konsantrasyonu azaldığında ortaya çıkar.

Oksijeni dokulara taşıma kapasitesini değiştiren çok sık görülen bir durumdur. Diyet problemlerinden, kan kaybından (örneğin adetleri ağır olan kadınlarda) veya sindirim sistemi hastalıklarından kaynaklanabilir.

Genellikle sessiz hastalıklardan biri olarak kabul edilse de, birçok insan belirtiler yaşar. Yorgunluk, halsizlik, soluk cilt, çarpıntı, terleme, nefes darlığı ve özellikle avuç içlerinde görülen solgunluk en yaygın görülen belirtileridir.

Bahsettiğimiz diğer hastalıklar gibi teşhis de çok basittir. Bir kan testi genellikle bu sorunu gösterir. Çoğu anemi vakası demir eksikliğinden kaynaklanır. Bu nedenle, tedavi genellikle birkaç ay boyunca demir takviyesiyle yapılır.

YAĞLI KARACİĞER

Karaciğer vücudun işleyişi için temel organlardan biridir. Karaciğerde çok sayıda enzimatik reaksiyon gerçekleşir. Ayrıca toksinlerin arındırılmasından sorumludur.

Yağlı karaciğer hastalığı, karaciğerde yağ asitleri ve trigliseritlerin birikmesi ile karakterize bir hastalıktır. Bu, iltihaplı bir reaksiyonun ortaya çıkmasına neden olur.

Alkol tüketimi ve diyet ile yakından ilişkilidir. Çoğu zaman karaciğerin büyüdüğü görülebilir. Organın yağları parçalamakta güçlük çekmesi ve bunların dokusunda birikmesiyle oluşur. Genellikle ciddi bir durum değildir, ancak bazı durumlarda o kadar ilerler ki, alkolsüz yağlı karaciğer adı verilen ve siroza yol açabilen ciddi bir hastalığa dönüşebilir.

Yağlı karaciğerin hiçbir semptomu yoktur, ancak obezitesi olan kişilerde olabileceğinden şüphelenilmektedir. Bu durum için risk altında olabilecek kişilere kan testi yoluyla karaciğer testi yapılabilir. Seviyeler normal değilse, teşhis karaciğerin ultrasonu ile yapılır. Ultrason, yağ birikimini ve organın farklı bir boyutta olup olmadığını gösterebilir.

MULTİPL SKLEROZ

En yaygın sessiz hastalıklardan bir diğeri de multipl sklerozdur. Aslında sessiz hastalıklara dahil olmak çok görecelidir. Başlangıçta semptomlar çok belirgin değildir, bu nedenle keşfedildiği zaman, genellikle bir kişinin vücudunda yıllardır mevcuttur. İlk başta belirtiler çok açık olmsa da, çoğu insan ilerleyen dönemlerde önemli değişiklikler veya olaylar yaşar.

Multipl skleroz nörodejeneratif bir hastalıktır. Sinir liflerini örten madde olan miyeline zarar verir. Genellikle kadınları daha çok etkiler.

Hastalık, vücudun bazı bölgelerinde güç kaybı veya karıncalanma hissi gibi semptomlarla karakterizedir. Yorgunluk ve görme bozuklukları da ortaya çıkar.

Hastalık için kesin bir tedavi yoktur. Bununla birlikte, mevcut tedaviler, seyri değiştirmeye ve yaşam kalitesini iyileştirmeye çalışır.

OSTEOPOROZ

Osteoporozun erken evrelerini teşhis etmek zordur ve rahatsız etmediği için uzun yıllar fark edilmeyebilir. Genellikle sadece ilk kırık meydana geldiğinde tespit edilir. Kemikleri aşamalı olarak bozan, onları daha zayıf ve kırılgan hale getiren bir hastalıktır. Bu hastalık her yaşta ortaya çıkabilir, ancak özellikle menopoz sonrası kadınlar ve ailede hastalık öyküsü olan yaşlılar risk altındadır. Risk faktörlerini bilmek ve kemikleri kalsiyum ve vitaminlerle beslemeye başlamak ve egzersizle güçlendirmek çok önemlidir.

ATEROSKLEROZ

Bu hastalık, damarların duvarlarında yağ biriktiğinde ve kan dolaşımını etkilediğinde ortaya çıkar. Kan akışındaki bu yetersizlik kardiyovasküler hasarlara yol açabilir ve tam da bu olduğunda hastalık, belirti verdiği için tespit edilebilir. Aterosklerozu teşhis edebilmek için, kan basıncını kontrol ederken atardamarlardaki düzensiz seslere bakılabilir. Kan kolesterol seviyeleri yükseldiğinde de ateroskleroz ortaya çıkabilir. Anjiyogram gibi görüntüleme testleri ile de kanın atardamarlardan nasıl aktığı görülebilir.

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.