Bahçeli'nin ilk grup toplantısı konuşması

MHP lideri Bahçeli grup toplantısındaki açıklamalarında Başbakan Erdoğan'a yüklendi..

Bahçeli'nin ilk grup toplantısı konuşması

Bahçeli'nin ilk grup toplantısı konuşması

Uzun bir aradan sonra siyasi partilerin grup toplantıları yapılmaya başladı. MHP lideri Devlet Bahçeli bugünkü grup toplantısında hedefine Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü koydu.

'Eğer ciğerin yanıyorsa PKK ile pazarlığı kes' diye başbakan Erdoğan'a çıkışan Bahçeli, 'Bunun için, 17 Ekim tarihinde Sınır Ötesi Tezkere kararını aldıktan sonra kara hareketini başlatacak iradeyi göster ve Türk Bayrağını Kandil'de inmeyecek bir şekilde göndere çek. Hükümetin bölücülerle girdiği sıcak ilişkilerin acı sonuçları birer birer ortaya çıkmaktadır, kan ve gözyaşı ile ıslanmış ve albayrakla sarılmış şehit cenazeleri, kolları sıvayanların nefretleri, bölücülerin iğrençlikleri, PKK ile kurulan müzakerelerin utancı şu anda gündemimizde yer almaktadır. Başbakan kanlı eylemlere rağmen teröristlerle görüşeceğini belirterek milletimizin haysiyetini ayaklar altına almaktadır' diye konuştu.

İşte o Erdoğan ve Gül'ü hedef alan o sözler

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:

Parti olarak iyi niyetli adımları asla karşılıksız bırakmayız. Türkiye'yi bütünüyle kucaklayacak siyasi adımları gözardı etmeyiz. Yeter ki siyasi muhattaplarımız samimi olup hatalarından dersler çıkarsınlar..

Aldığımız millet vekaletini gücümüz nispetinde muhafaza etmeye çalışacağız. Her türlü siyasi macera ve manevrayı boşa çıkarmaya da hazırız.

BAŞBAKAN CİĞERİM YANIYOR DİYOR AMA..

Kanlı terörün hain saldırıları milletimizin sabrını taşırma noktasına kadar gelmiştir. Artık terörün ölüm namlusu herkese dönmüştür. Genç kızlarımız, çocuklarımız, polislerimiz hunharca katledilmektedir.

Ankara'da patlayan bomba acılarımızı depreştirmiştir. Kamu görevlileri büyük bir tehdit altında. Polislerimiz askerlerimiz kaçırılmakta ve alenen sindirilmeye çalışılmaktadır. Güçlü ülke manzarasından eser kalmamıştır. Ciğerim yanıyor dese de bu cümlesinin içi boş ve hamasetten uzak bir cümle olduğu açıktır. Hakikaten ciğerin yanıyorsa ciğerini yakanlara gününü göster de destek olalım.

ARTIK AKP'NİN GERÇEK YÜZÜ GÖRÜLMELİ

Başbakan kanlı eylemlere rağmen teröristlerle görüşeceğini belirterek milletimizin haysiyetini ayaklar altına almaktadır. Başbakan'ın sözde önderlik yol haritasına bağlı kalarak bölücülere yol vermesi bir alçalma olarak hafızalara kazınacaktır, AK Parti'nin PKK ile gizli görüşmelerden medet umması ibretlik bir teslimiyettir. AK Parti'nin gerçek yüzünü ve hedefini artık görmeli, bu gidişatın kanlı bir bölünmeye doğru gittiği kabullenilmelidir. Türkiye AK Parti eli ile tasfiye edilmektedir. Başbakan Erdoğan'ın teröristlerin arkasından serilenleri değil, şehitlerin arkasından sallanan yazmaları sahiplenmesi gerekir.

PKK ile yapılan müzakerelerin sonu karanlıktır, bölücülük ve terör bu şekilde bitirilemez. İspanya Başbakanı'da zamanında açılım yapmış ve terör örgütü ETA ile müzakereye oturmuştu ancak 30 Aralık 2006'da Madrid'de patlayan bir bomba süreci değiştirmişti' dedi.

YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI

Başbakan'ın krizi ve sorun üreten bakış açısından uzaklaşması hayırlı olmaktadır. Bizim de hedefimiz yeni bir anayasanın yazılması ve milletimize kazandırılmalıdır. Yeni anayasa birlikte yaşama duygusunu geliştirecekse büyük bir masa etrafında iftiharla oturur ve sorumluluk alırız. Siyasi rakiplerimize ait de olsa olumlu her görüşü omuzlamaya hazırız. Anayasa öncelikle toplumsal uzlaşmayla hazırlanmalı.. Parti olarak milli duyarlılıklar halinde anayasaları değiştirilemez şeyler olarak görmediğimizi defalarca söyledik. Demokrasiyi sadece siyasi bir rejim olarak değil bir yaşam biçimi olarak görmekteyiz.

BAŞBAKAN'IN GİZLİ AMAÇLARI VAR

Anayasa'yı her meseleyi sihirli dokunuşuyla çözecek bir donanım olarak algılamayalım. Toplumun içinde bulunduğu siyasal zemin anayasanın da sağlamlığına temel oluşturmaktadır. Bugünkü Türkiye tablosunda demokrasinin yazılı metinle güçlendirilmesi hayal kırıklığını da beraberinde getirmektedir. Önce zihinsel iklim ve liderlerin olması gereklidir. Kaygımız siyaset ve düşünce arasında umut verici düşünsel adımların atılmaması sadece anayasal eksiklik olarak sorunun görülmesine neden olmaktadır. Bugün anayasa değişikliğini dile dolayan bazı mihrakların milletimizin yanlızca daha iyi yaşamaları noktasına odaklanmadıkları ortadadır. Başka amaçlar ve hesaplar var. Terörün zirve yaptığı bu dönemde anayasa tartışmalarının sürekli gündemde tutulması tesadüf değildir. Partimiz anayasa hazırlık sürecine münferit bir girişim olarak değil toplumsal gelişimin bir unsuru olarak yaklaşmaktadır.

TBMM'nin 1 Ekim'deki açılışında anayasadaki yetkisi çerçevesinde sayın Cumhurbaşkanı bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma vizyondan da uzak bir konuşmaydı. Bu konuşmanın satır aralarının iyi okunması gerekli.

DARBE ANAYASALARINI HALKIN ONAYLADIĞI UNUTULDU

Ara dönemlerin ürünü de olsa sayın Gül 1961 ve 82 anayasanın halk oyuyla kabul edilmesini es geçmiştir. Şurası bir gerçektir ki millet iradesinin karşısında olsalardı bu şahısların oturdukları koltuklara asla oturamazlardı.

Makamı ve pozisyonları ne olursa olsun milletvekillerine telkin ve ikaz sadece milletvekilleri tarafından yapılmaktadır. Bunun dışında üstten bir bakış hiçbir zaman kabul edilemez. Kimse millete istikamete veremez. Sınırsız bir özgürlük sözkonusdu olamaz. İstenirse negatif ve pozitif ayrımcılıkta bu görülebilmektedir. Sayın Gül'ün özgürlük çağrılarının sınırı muammadır. Basılmamış kitapları toplatmanın neresinde özgürlük vardır. Telefon dinlemelerinin neresi özgürlüktür. Engin Alan'ın da aralarında bulunduğu vekillerin tutuklu bulunması mıdır özgürlük? Terörle müzakere etmek vatanseverleri mahkum etmenin neresi özgürlüktür? MHP'li belediyelere alçakça ve kalleşçe baskınların nedeni bastırılamayan özgürlük tutkusu mudur? Özel yetkili savcıların terör estirmeleri midir özgürlük? Çürümüş sözde aydınların, gazeteci müsvettelerinin itibar görmesi midir özgürlük? Kurşun adres sormalıdır diyen hainlerin serbest bırakılması mıdır özgürlük? Sayın Cumhurbaşkanı özgürlükten siz neyi anlıyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız MHP karşınızdadır ve asla geri adım atmayacaktır.

KİM TÜRK VATANDAŞLARININ HAKLARINA SAHİP DEĞİL

Sayın Gül'ün anayasanın esnek olması ifadeleri de manidardır. Her kalıba girebilen bir anayasanın hazırlanması isteniyorsa bunun ne devlete ne de millete bir hayrı bulunmamaktadır. Merakımız bu zamana kadar Türk milletin hangi ferdi Türk vatandaşlarının sahip olduğu haklardan uzak durmuştur. Herkes sıraya girmiş bir şekilde Türk devletine öfkelerini kusarken savcılar kılını bile kıpırdatmamaktadır. Milletimizin kökeni inancı ne olursa olsun ötekileştirilmeye tabii tutulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı sözde Kürt sorununa atıf yaparak bu meselenin çözülmesini istemektedir. Başbakan Kürt sorunu bitti derken Cumhurbaşkanı da böyle bir sorunun varolduğunu ifade etmektedir.

Bizden hiç kimse milli kimliğin parçalanarak azınlıkların oluşturulmasını bin yıllık kardeşliği bitirilmesine göz yummamızı beklemesin.

HİÇBİR ŞART ALTINDA GEÇİT VERMEYECEĞİZ

Bölünmeyecek tek ve öncelikli değer millet ve ülke gerçeğidir. Önümüzdeki süreçte milletten taviz verilmesi bekleniyorsa Türk milletinin kudretinden geri döneceğini bilinmesi sonsuz fayda taşımaktadır. Hiçbir şart altında geçit vermeyeceğimizi büyük bir azimle ilan etmek istiyorum.

Ekonomideki son gelişmeler hakkında konuşmak istiyorum. Şu kadarını söyleyebilirim ki küresel ekonomideki riskler önümüzdeki dönemde tehlikeleri beraberinde taşımaktadır. Büyüme oranları yüzeysel değerlendirildiğinde işler iyi gidiyor ancak makro manada görüntü iyi değil. Rakamların aksine milletimiz büyük bir yoksullukla boğuşmaktadır. Borç tuzakları etkisini arttırmakta, gelir azalmakta, hayat pahalılaşmaktadır. Konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 14'lük zam bu kışın çok zor geçeceğinin işaretidir. Orta ve dar gelirli vatandaşlarımızın feryatları yükselecektir. Bundan sonra ekmekten peynire mutfakların vazgeçilmezleri cepleri yakacaktır. Erdoğan Güney Afrika'ya turistik ziyaretler yaparken vatandaş zam yağmuru altında ezilmektedir.

Doğalgaz arayan küstah Rumlara karşı adım atması kaçınılmaz bir gerçektir. Figüranlık rolünden uzaklaşmalıdır. Bu kış ayında vatandaşımız soğuğa maruz bırakılmamalıdır. Enerji zamlarından ötürü Başbakan ve yandaşlarının büyük rant elde edeceği kaçınılmazdır.