Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Rusya'ya giderek Lavrov'la görüşmesiyle ilgili "Türkiyelileşmek Moskova'dan geçmez." diyen Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır'ın geleceğinin Moskova'dan değil, Ankara'dan şekilleneceğini göreceklerini söyledi.
"TÜRKİYELİLEŞMEK MOSKOVA'DAN GEÇMEZ"
"HDP bu hendek siyasetinin bedelini ödeyecek ve o hendeğe düşecek. Türkiyelileşmek Moskova'dan geçmez. Diyarbakır'ın geleceğinin Moskova'dan değil, Ankara'dan şekilleneceğini görecekler. Niçin kendi çocuklarınız yok o hendekte? O çocukları okullar yerine hendeklere göndermenin bedelini ödeyecekler. Niye sizin oturduğunuz lüks sitelerin önünde yok o hendekler? Güya kurtarmak istediğini söylediğiniz kardeşlerimiz sizin gerçek yüzünüzü gördü. Bütün hendekler kapatılıncaya, bütün okullar, hastaneler açılıncaya kadar mücadelemiz sürecek. "
Davutoğlu: Türkiyelileşmek Moskova'dan geçmez İZLE

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları;
SÖZ VERDİĞİMİZ PROJELERİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
"2015 yılında yaptığımız projelerden şunu gösterdik; Biz söz verdiğimiz bütün projeleri yaptık, yaparız, yapmaya devam edeceğiz.
2015 yılında demokrasi tarihinde önemli bir yere sahip olacağına inandığımız iki önemli seçim gerçekleştirdik. AK Parti olarak her iki seçimde de halkımızın bize verdiği mesajı aldık, sorumluluk aldık ve sorumluluklarımızı yerine getirerek Türkiye'yi hükümetsiz bırakmadık.
Türkiye'nin istikrar zemininden uzaklaşmasına izin vermedik ve Türk halkı bir kez daha 1 Kasım'da AK Parti'ye emaneti verdi.
Değişen Türkiye'nin ihtiyaçlarını da gözeten hazırlıklarımız devam ediyor. Türkiye'nin çözüemeyecek hiçbir meselesi yoktur. Allahın izniyle her meseleyi çözeceğiz. 64. hükümet huzur ve güven beklentisinin bir sonucu olarak bugün görev başındadır.
NASIL OLSA İKTİDARA GELEMİYORUZ..
Onlar gibi nasıl olsa iktidara gelemiyoruz her türlü vaadi verelim nasıl olsa olaşamıyoruz demedik.
Asgari ücreti söz verdiğimiz gibi 1.300 TL'ye yükselttik. 2015'in son gününde çiftçimize yeni yıl müjdesi olarak gübre ve yemde KDV'yi yüzde 1'e düşürdük.
CUMA GÜNLERİ NAMAZ İÇİN ESNEKLİK SAĞLANACAK
Cuma günleri öğle tatilinin ibadet hakkını engellemeyecek şekilde kullanılması için çalışmaları başlattık. Cuma namazına nasıl telaşla gidilip, nasıl telaşla kılındığını hatırlarız. Bundan sonra herkes huzurla Cuma namazına gidecek. Bunu sağlayacak şekile gerekli esneklik gösterilecek.
Türkiye geçmişi değil geleceği yaşaması, hazırlanması gereken bir ülke. Hepinizin bildiği gibi yıllardır konuşulan meselenin başında anayasa konusu var.
Artık tüm toplumsal kesimler bu anayasanın Türkiye'ye dar geldiğini ifade ediyor. Bu anayasanın değiştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Yeni dönem bu beklentilerin en üst düzeye çıktığı dönemdir. Türkiye'nin bir anayasa sorunu olduğunu ifade ediyoruz. 2002'den buyana bir çok adım attık. Onlarca düzenleme yaptık. Milleti esas alan bir perspektif olmasına gayret ettik.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ZORUNLULUK HALİNE GELMİŞTİR
Türkiye'nin aradan geçen bunca yıl sonra anayasa değişikliğine gitmesi zorunluluk haline gelmiştir. Öyle bir anayasa istiyoruz ki gölgesinde darbe olmasın, vatandaşın ve insanların özgürlüklerini gözardı etmeyen bir anayasa olsun, eski nesil ve ihtiyaçlara da cevap versin.
Bu konuda geçmişte meclis çatısı altında bazı çalışmalaar yapılmıştı. O günkü olumsuz ortamda bu gerçekleşmeedi. Türkiye'nin sorunlarını çözümsüz bırakmayı tercih ettiler. Türkiye'nin yeni anayasaya olan ihtiyacı ortadan kalkmadı.
ANAYASA BU HALİYLE İHTİYAÇLARA CEVAP VERMİYOR
1982 Anayasası sağlıksız bir dönemin ürünüdür. İnsanlarımızın ve ülkemizin ihtiyaçları farklılaşmıştır. Bu haliyle bu anayasa ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktadır. Yeni anayasaya olan ihtiyaç tartışılması anlamsız olan bir konudur. Bunun siyasi sorumluluğundan kimse kaçamaz.
Aynı görev diğer partilerin de omzundadır. İlk günden beri söylüyoruz. Uzlaşma konusunda adım atmasını bekliyoruz. Bu haliyle bu anayasa Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamıyor. Türkiye'nin yeni Anayasa'ya ihtiyacı polemiklere ve küçük hesaplara kurban edilemez.
YENİ BİR GELENEK
Her iki liderle de yaptığım görüşmeye girerken yeni bir geleneğe başlamak istediğimi ifade ettim. Muhalefet denetim hakkını kullanmakla yükümlüdür. Biz onların denetim ve eleştiri hakkına saygı duyuyoruz. Eğer bundan sonra şimdi başlattığımız gelenek devam ederse, muhalefet-iktidar görüşmeleri devam ederse eminim meclis genel kurulunda daha siyasi medeni bir atmosfer oluşur.
3 KONUDA MÜTABAKATA VARDIK
Mutabık kaldığımız husus gerekli gördüğümüzde kapılarımızın birbirine açık olduğudur. Üç noktada mütabakata vardık.
1. Yeni anayasanın yapımında yöntemin belirlenmesi,
2. Geçen dönem çalışmalarını sürdüren komisyonun devam etmesi,
3. AB uyum sürecinde muhalefetin katkısı..
ÖYLE BİR ANAYASA YAPMALIYIZ Kİ..
En geniş mutabakatın sağlanacağı ortak zemin olması için çalışacağız. Her anayasanın bir ruhu vardır. Anayasanın ruhu derken insanı esas alan bir anayasası kast ediyoruz. Öyle bir anayasa yapmalıyız ki insanı esas almalı. Temel hak ve özgürlükler konusunda kısıtlama olmayan bir anayasa olmalı. halkın onayını almamış hiçbir mekanizmanın meşruiyet kazanamadığı bir yapı istiyoruz.
HİÇ KİMSE PARLAMENTER SİSTEMİN KUSURUSUZ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZ
140 yıllık meclis tecrübemiz var. Yapılan bütün çalışmalarda her zaman eksik olan husus sistemin iç işleyişinde. Hiç kimse parlamanter sistemin kusursuz işlediğini söyleyemez.
Bugün parlamenter sistemi savunanların 27 Nisan günlerinde suskun kalmaları da her türlü eleştiriye açıktır. O gün ses çıkarsalardı bugün anlardık. Doğrudan parlamenter sistemi yok sayan bir vesayet anlayışı idi. Her zaman olduğu gibi o vesayet anlayışına da karşı durduk.
MUHALEFET EN BAŞINDAN REDDEDİYOR
Muhalefet partileri başkanlık sistemini tartışmadan en baştan reddediyor. Neden herkes eteğindeki taşı dökerek müzakere etmesin.
Başkanlık sistemi yada Parlamenter sistemi neden masaya yatırıp tartışmayalım? Bugünkü konjektörün zihnimizde bıraktığı korkular yüzünden tartışılamıyor. Gelin şartlardan çıkalım dedim, bu mevki ve makamların bize getirdiği şeyler önemli değil torunlarımızın belki asırlarca gurur duyacağı anayasayı biz yazalım. İnsan onuruna dayalı, haysiyeti esas alan gerçek anlamda sivil bir anayasayı hep beraber yapalım.
HERKES TEKLİFİNİ ORTAYA KOYSUN
Herkes teklifini ortaya koysun olgunluk içinde tartışalım. Kimse gelen teklifi geri çevirmesin. Tabuları bir kenara bırakarak tartışmalıyız, Türkiye için hangi sistem uygunsa onu konuşmalıyız.
HDP HESAP VERME MAKAMINDADIR
HDP'den de randevu talep etmiştik. Meclis'te gurubu bulunan parti olmaları hasebiyle randevu talebini iletmiştik. Kendileri bu teklifimize aynı ciddiyetle yaklaşmadı. Biz HDP ile görüşmek istedik ama onlar kendileri ile görüşülebilecek nezaket düzeyinde olmadıklarını gösterdiler. Sanki biz hesap vermek için onların huzuruna gidiyormuşuz gibi gördüler. Onlar hesap sorma değil, hesap verme konumundalar. Teröre karşı tavır koyamadıkları için, her türlü ifadeleri ile nifak tohumları ektikleri için hesap verme makamındadırlar. Biz hesabı 1 Kasım öncesi millete verdik. Milletimizden aldığımız emaneti kimse ile paylaşmadık. HDP Kandil'in kanlı diline mi kendilerini teslim edecek?
TERÖR ÖRGÜTÜNE LAF SÖYLEMEZLER
Terör örgütüne bunlar laf söyleyemezler, ne demokrasiden ne hukuktan nasibini almamış terör örgütüne edecek tek lafları yoktur. İşte bunların cesareti bu kadar. Bu terör odağına karşı Doğu'daki bölge halkına hürmetlerimi iletmek istiyorum.
Bölge halkının yarasını saran her eli en mübarek el olarak görüyoruz. Her askerimizi polisimizi tebrik ediyorum. Bölge halkının tüm bu tahriklere rağmen teröre alet olmadığı için şükranlarımı sunuyorum.
KAZDIKLARI HENDEKLERE DÜŞECEKLER
Ancak teröritler ve onların savunuculuğuna soyunmuş olanlar bilsinler ki biz halkımızın güvenliği için her şeyi seferber edeceğiz ve en kısa sürede huzur temin edeceğiz. Diyarbakır'ı refah şehri haline getireceğiz. Özyönetim Türkiye'de yok. Demokrasi var milli irade var onun da odağı TBMM'dir.
HDP savunduğu hendek siyasetinin bedelini ödeyecek kendi kazdığı hendeğe düşecektir. Mahalleleri işgal etmenin teröristlere bir bedeli olduğu gibi onu savunan HDP'de bedeli olacaktır. Teröristlere bedeli olduğu gibi, HDP'ye de bir siyasi bedeli olacak.
DİYARBAKIR'IN GELECEĞİNİN MOSKOVA'DAN DEĞİL ANKARA'DAN GEÇTİĞİNİ GÖRECEKLER
HDP bu hendek siyasetinin bedelini ödeyecek ve o hendeğe düşecek. Türkiyelileşmek Moskova'dan geçmez. Diyarbakır'ın geleceğinin Moskova'dan değil, Ankara'dan şekilleneceğini görecekler. Niçin kendi çocuklarınız yok o hendekte? O çocukları okullar yerine hendeklere göndermenin bedelini ödeyecekler. Niye sizin oturduğunuz lüks sitelerin önünde yok o hendekler? Güya kurtarmak istediğini söylediğiniz kardeşlerimiz sizin gerçek yüzünüzü gördü.
Bütün hendekler kapatılıncaya, bütün okullar, hastaneler açılıncaya kadar mücadelemiz sürecek. Her türlü terör faaliyetinin sonu gelinceye kadar mücadelemiz sürecek. Habur sınır kapısı 14 Aralık'tan bu yana kapalı tutuluyor. Bölge halkını kimin mağdur ettiğini biliyoruz. Sayın Bakanımız sınır kapısında incelemelerde bulundu. Bu sabah itibarıyla sınır kapımızdan giriş çıkışlar başlamıştır. Böylece tır şoförlerinin günlerce süren mağduriyeti son buldu.
AYRINTILAR GELİYOR..