Erzurum'da petrol var

Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, Atlas Dergisinde okuduğu bir yazıdan yola çıkarak Osmanlı döneminin en çok tartışılan padişahlardan olan II. Abdulhamit'in kıvrak siyasetini yazdı.

ERZURUM'DA PETROL VAR
HAZİRAN ayında yayın hayatına başlayan Atlas Tarih Dergisi'nde Behice Tezçakar'ın kaleme aldığı ‘İdealist Bir Binbaşının Feryadı: Erzurum'da Petrol var!' başlıklı ilginç bir yazı var.

Yazıda Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden çıkarılan ve ilk kez yayınlanan Erzurum vilayeti Pülk Köyü petrol haritasını görünce meraka kapılınıyor. Osmanlı dönemi Erzurum vilayetinde iki mütevazı petrol kuyusundan bahsediliyor. Dadaşlar haberi alıp sitelerine koymuşlar bile... Oysa Osmanlı döneminde Erzurum vilayetine bağlı olan Pülk Köyü bugün Erzincan'ın Tercan İlçesi sınırları içinde.

SEFALET VE PETROL ÜZERİNE OKUMA
Dergide 4. Ordu'da görev yapan idealist bir binbaşının sefalet içinde yaşayan bölge halkı için kurtuluş reçetesi olarak gördüğü Pülk petrolü anlatılıyor. Binbaşının bölgedeki petrole dikkat çekmek için merkeze ismini gizleyerek yazdığı mektuplar üzerinden Doğu, sefalet, petrol üzerine bir okuma yapılmış. Belli ki yazar daha fazlasını biliyordu ve dergiye meselenin insan hikayesini barındıran çok küçük bir kısmını yazmış.

AYSBERGİN GÖRÜNEN KISMI
Osmanlılar bu bölgeden gerçekten petrol çıkarmışlar mı, ne olmuş diye merak ediyor insan. Yazıyı kaleme alan ve derginin yazıişleri müdürü olan Behice Tezçakar'la konuştuk. Atlas Tarih'te yer verdiği bölüm gerçekten de ‘aysberg'in görünen kısmı... Aslında Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü için hazırladığı akademik bir tez olan çalışma, ‘Discovery of the Oil in the Minds and the Lands of the Ottoman Empire: Erzurum Pulk Oil Concessions' (Petrolün Osmanlıların Zihninde ve Topraklarındaki Keşfi: Erzurum Pülk Petrol İmtiyazları) adıyla Almanya'daki Lambert Yayınevi tarafından İngilizce olarak basıldı. Yayınevi, çalışmayı Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi'nde görünce basmak için talepte bulunmuş.


ABDULHAMİT ALMANLAR'A VERİLMESİNİ İSTEDİ
Tezçakar, "Dergide yer veremedim ama tıpkı bu kitap gibi Pülk petrolüne de, II. Abdülhamid devrinde Almanlar talip oldu" dedi. Kitabın her bir bölümü diğerinden ilginç... Ana vurgu petrolün zihinlerdeki yoğunluğunun, kuyudakinden çok daha fazla olduğu. Tezçakar, "II. Abdülhamid'in, Musul petrollerini Hazine-i Hassa'ya katarak elinde tutmaya çalışırken, Pülk'teki kuyunun imtiyazının, 4. Ordu'nun ve bugünkü Danıştay'a denk gelen Şûrayı Devlet'in yaptığı itirazlara rağmen denge politikasını gözeterek, Almanlara verilmesini istediğini" söyledi.

PETROL ÇIKARACAĞIZ BAHANE
Merak edilmeyecek gibi değil... Anlattıklarına göre Osmanlı'da özellikle II. Abdülhamid devrinde bu küçük petrol kuyusu için epey kıyamet kopmuş. Kuyunun işletme imtiyazını almak isteyenler ve imtiyaz meraklılarının kimliklerine dair resmi algı ve tepkiler dikkate değer. Örneğin kuyuya Ruslarla bağlantısı olduğu düşünülen Tiflisli bir Ermeni talip oluyor ve bölgede görev yapan 4. Ordu, stratejik nedenlerle buna karşı çıkıyor. "Petrol çıkaracağız" bahanesiyle Ermenilerin, ordu için stratejik bir öneme sahip olan bu bölgede tespitler yapacaklarını, petrolün bahane olduğunu iddia ediyorlar.