Fikirci Bey yazdı: BARIŞ ALERJİSİ
ensonhaber.com

Fikirci Bey yazdı: BARIŞ ALERJİSİ

BARIŞ ALERJİSİ

Türkiye, Cumartesi öğlen mutlu bir haber aldı.

Hayır, haber, Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yaptığı “Silahlı mücadeleyi bırakmayı görüşmek üzere kongreyi toplayın” çağrısı değildi.

Çünkü Öcalan daha önce de en az iki kez bu yönde açıklama yapmıştı.

Ve neredeyse hiçbir şey değişmemişti.

Neydi şimdiki çağrının farkı?

Öcalan daha önce de çağrı yapmış ancak muhatap bulamamıştı.

Oysa bu kez çağrı, Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da mevcut bulunduğu bir basın açıklamasıyla, ulusal kanalların neredeyse hepsinde HDP Eşbaşkanı Sırrı Süreyya Önder tarafından okundu. Arkasından da Yalçın Akdoğan çağrıya olumlu yanıt veren bir konuşma yaptı.

Bu bir ilktir ve bir milattır.

Ne oldu? Kürt sorunu mu çözüldü bir günde? İç savaş bitti mi?

Hayır, ama ilk defa böyle bir çağrı Devletten muhatap buldu.

İşte “bazı” yerli kanallarda ve neredeyse tüm yabancı medyada göremediğimiz bu kısım oldu.

Paralel hainlerin bir kanalı o saatlerde sadece Sırrı Süreyya Önder’in konuşmasına 3 dakika vakit ayırdıktan sonra, yıldönümü değilken, takip haber değilken birden bire bir Robotski (Uludere) belgeseli başlattı. Yani bu ülkede insanlar barışa bu kadar yaklaşmışken leş kargaları hemen “Bakın, unutmayın, onlar sizi öldürmüşlerdi haa!” diyerek ortamı zehirlemeye çalıştılar.

Yine takip eden saatlerde nedense Kürtleri Kürtlerden fazla seven, Kobani kahramanı Kürt kadınlarını Amazonlara benzeten sol entellerimiz aniden dut yemiş bülbüle döndüler. Pek üzüldüler barışa, oyuncakları ellerinden alınmış çocuklar gibi oldular. Çünkü yıllardır kendi ideolojilerine “devrim hayallerine” halktan bir muhatap bulamadıkları için bu misyonu Kürtlere yüklemişler, davalarını onlara sürdürtüyor, onları taşeron olarak kullanıyorlardı. Şimdi umarım Kürt hareketi de bu asalaklardan kurtulur da kendi gündemi ile hareket eder.

Ve yıllardır “evrensel habercilik ilkelerini” rehber yapıp, iletişim derslerinde okuttuğumuz önde gelen yabancı medya kuruluşlarının hemen hemen hiçbirisinde haberdeki hükümet tarafının açıklamasına yer verilmedi. Bırakın açıklamayı, orada oldukları bile görmezlikten gelindi.

Yani birileri barış ihtimaline bile alerji duydular.

Asıl alerji duydukları Devletin açıklamayı dikkate almasıydı. Çünkü haber genel olarak “Örgüt Türk Devletini barışa çağırdı” şeklinde verildi. Yani örgüt barış istesin, şirin gözüksün ama barış olmasın, devlet cevap vermesin. İşte istedikleri ince çizgi bu. Barışan Türk ve Kürt sevmiyorlar. Onlar savaşan Kürt seviyorlar, ölen, öldüren Kürt seviyorlar. Barış, kardeşlik lafını duyunca kurdeşen oluyorlar.

Evet, muhatap olan yetkililer görmezden gelindi. Ama iyi ki sadece görmezden gelindi, daha önce Kürt sorununu muhatap alan, hatta sadece telaffuz eden devlet görevlilerine ne olduğunu hatırlarsanız ne dediğimi anlayacaksınız. Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis, Gaffar Okan… Neredeler? Ya devrildiler ya öldürüldüler.

Yeminim var sosyal medya bataklığına mümkün olduğunca girmemeye artık. Ahlaksızca, belaltı saldırıların mekanı resmen sosya medya denilen salak ortamlar! Ama işimiz belli işte lanet olsun dedim ve açıklamadan sonra kısa bir göz attım. Aman Allahım! Memleket batmış oralara bakarsan
!

30 yıl savaşılmış, 40 bin kişi ölmüş, nasıl barış yaparmışız? Peki kardeşim, üzülmeyin, belki barış falan gerçekleşmez, bir 30 yıl daha savaşırız, bir 40 bin kişi daha ölür, kına yakarsınız.

AK Parti Kürtleri kandırıyormuş, bunu oy için yapıyormuş. Yahu bu nasıl bir aklıselim kaybıdır?

Evet, oy için! Partiler politika üretirler, hayata geçirirler yani hizmet ederler ve karşılığında halktan onay, yani oy beklerler ki daha yeni hizmetler yapabilsinler. Onay/oy alamazlarsa da çeker giderler.

Bunun adına demokratik süreç denir.

Ama arkadaşlar buna alışık değil ki?

Ne demek oy istemek? Halkı kurtarırsın, sonra da kahraman olur geberene kadar başlarına geçersin!

Çok partili döneme geçildiğinde CHP’li milletvekillerinin İnönü’ye “Yapmayın Paşam, biz şimdi gidip bu halktan oy mu dileneceğiz, bize bunu yapmayın?” dediği günlerden bu yana bir milim ilerlemiş değiller.

Evet, ben de biliyorum seçime az bir süre kaldı ve barışa adım atan AK Parti bu yumuşamadan oy kazanarak çıkacaktır. Eee, ne var bunda? Ertesi gün Diyarbakır’ı mı bombalayacak? Yahu 3 yıldır şehit cenazesi gelmiyor, bunun neresi kandırmaca?

Bu süreçten oy kazanacak sadece AK Parti de değil, ben asıl HDP’nin oylarının, AK Parti’den daha fazla artacağını tahmin ediyorum. Çünkü savaş çığlıkları atan bir parti Kandil dışındaki Kürtlerde gerilim yaratıyordu.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; açıklamaların hemen arkasından Selahattin Demirtaş canlı yayında “hükümetin barış konusunda zerre kadar ümit vermediğini” öne sürebildi…

Ayıptır Selo ayıp! Barış için yıllardır çaba harcayan bu insanlara ayıp. Neyin peşindesin, “barış Kandil’den dönerse ben önden gideyim” derdinde misin?

Barış süreci yeni anayasa hazırlanmasına da olumlu katkılarda bulunacaktır, öte yandan kendi Kürtleri ile barışan Türkiye, Ortadoğu için de olumlu bir adım atmış olacaktır.

Türkler ve Kürtler barışmaya niyet ettiler. Hayırlı olsun.
Hamdolsun...