Fikirci Bey yazdı: KENDİNİ KANDIRANLAR

KENDİNİ KANDIRANLAR

Şimdi, gelelim şu kandırılma meselesine. FETÖ’nün 17-25 Aralık çıkışından bu yana muhalefetin ağzında bir “kandırılma” lafıdır gidiyor. Gerçekte kim kandırıldı ve hala kim kandırılıyor? Bunları anlamak için biraz geriye gidelim. Bu ülkede cemaatler Osmanlı’dan beri vardır. Bir nevi sivil toplum örgütü olarak etkilidirler. Cemaat aidiyeti çok sayıda insanın ruhani dünyasında önemli bir yere sahiptir.

Cumhuriyetten sonra ise radikal laiklik uygulamaları çerçevesinde cemaatler yasaklanmış, daha doğrusu laik kadronun yok edemediği birçok kültürel olgu gibi onlar da yer altına itilmiştir. Zaten cemaatleri amacı dışında kullanmaya müsait hale getiren de bu yasakçı yapı olmuştur. Bir gizlilik perdesine bürünmek zorunda kalan cemaatleri yönlendirmek de çok daha kolay hale gelmiştir. Bir başka değişle cemaatlerin bugünkü encamından da militan laik kadrolar sorumludur.

FETÖ’nün dönüşüm geçirterek hain bir örgüt haline getirdiği Nur hareketi de Osmanlının son dönemlerine kadar uzanır. Ancak anlaşılıyor ki bahse konu örgütlülüğün “içine şeytan girmesi” 1960’lı yılların sonlarına dayanmaktadır. Bugün artık afişe olduğu üzere ABD istihbaratı, dönüştürülmeye elverişli bir cemaat aramış ve bunu bulup yönlendirmeye başlamıştır. Süreç içerisinde ABD desteği ile örgüte büyük mali güç ve uluslar arası etki kazandırılmıştır. Örgüt askeri cuntalar dâhil neredeyse tüm iktidarlarla iyi geçinmiş, sadece gerçekten “İslami” tonu olan iktidarlardan uzak durmuş, hatta bunlara muhalefet etmiştir. Bir başka değişle esasen “herkesi” aldatmaya çalışmıştır. Dolayısı ile muhalefetin iddia ettiği gibi FETÖ, AK Parti döneminde “palazlanmamıştır”, tersine kendi çıkarları için AK Parti'yi destekler gibi görünmüş, yarım asra yakın sızma operasyonunu sürdürmeye çalışmıştır. 17-25 Aralık süreci örgütün afişe olma anıdır. O güne gelindiğinde manzara şudur:

Örgüt ana muhalefet partisinin başkanını bir kaset skandalı ile devirmiş, yerine “kullanışlı” birini getirtmiştir. Bu yeni başkanın eline de kurgulanmış kasetler tutuşturup onları mecliste yayınlattırmış, yani ana muhalefeti hem kandırmış hem de kullanmıştır. İşin ilginç yanı, FETÖ deşifre olana kadar “cemaat” düşmanı olan ana muhalefet, onun bir terör örgütü olduğunu anladıktan sonra dost olmuş ve sırf iktidarı devirmek için kendisini kullandırtmıştır. Nitekim FETÖ’nün ana muhalefete kazığı bununla da kalmamıştır. Kürt sorununda çözüm süreci başlatıldığı andan itibaren çözüme karşı çıkan ve iktidarı teröristlerle masaya oturmakla suçlayan ana muhalefet, çözüm süreci çöktüğü andan itibaren sıkı bir “Kürtçü” kesilmiş, seçimde kendi oylarından fedakârlık edip barış masasına tekme atan Demirtaş kliğinin meclise girmesini sağlamıştır. AK Parti'yi “birlikte salladıklarını” sanırlarken asıl sallanan, ipleri FETÖ’nün parmaklarına takılı ana muhalefet partisinin kendisi olmuştur. Yine cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında esasen CHP tabanı ile kan uyuşmazlığı olan, bin CHP’liye cumhurbaşkanı adayı sorulsa bir tanesinin bile aklına gelmeyecek Ekmelettin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi de muhalefetin kandırılma serisinin bir başka kilometre taşıdır.

FETÖ, ikinci muhalefet partisi MHP’yi de kasetlerle (örgütün CIA’dan edindiği uzmanlık alanıdır) dizayn etmeye çalışmış, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bir miktar etkili olup, bir fitne ve kopma yaratmış ama uzun vadede başarısız olmuştur. Yani MHP, CHP’den çok daha az kandırılmış ve bu kandırılma sürekli olmamıştır.

Bütün bu süreçte AK Parti'nin ne kadar kandırıldığına gelince; eğer CHP’de yaptıkları dizaynı AK Parti'de de yapabilmiş olsalardı, yani kandırabilmiş olsalardı, 17-25 Aralık hareketi başlatılır mıydı? Eğer gerçekten kandırılabilselerdi 15 Temmuz gibi bir kamikaze harekete girişmelerine gerek kalır mıydı? AK Parti'nin FETÖ’nün saldırısına uğramasının asıl nedeni kandırılamamış olmasıdır.

Esasen, 90’lı yıllarda terörist takip etmek için, değil üç beş ağaç, koskoca ormanlar yakan zamanın iktidarlarına karşı sesini çıkarmayan muhalefet, Gezi’de militan çevreci kesilmişse, 90’lı yıllarda binlerle ifade edilen faili meçhulleri seyreden muhalefet bugün ayrılıkçı Kürtler ve FETÖ’cüler için “Adalet” yürüyüşü yapıyorsa asıl kimin kandırıldığını ve kandırılmakta olduğunu görmek zor değildir. Tabi kendinizi kandırmıyorsanız.

twitter: @fikircibey