Fikirci Bey yazdı: SON ÇARE EKONOMİ

Fikirci Bey yazdı: SON ÇARE EKONOMİ
SON ÇARE EKONOMİ

Üç-beş tane “ali kıran baş kesen” bir araya gelip adlarını “Islamic State Of Iraq and the Levant” koyuyorlar, yani “Irak ve Şam İslam Devleti” ve terim Batı medyasında hemen tutuyor. Kısaltması ISIL oluyor. Lafı fazla da uzatmıyorlar, direkt “İslam Devleti” deyip kestirip atıyorlar.

Sanırsınız ki Avrupa her gördüğü İslam Devletini hemen benimsemiş. Oysa işte İran orada abluka altında, Afganistan’ın durumu ortada, Filistin Devleti yıllardır adam yerine konmuyor, hele bir de Hamas’ı seçtiğinden beri hepten düşman.

Peki  nedir bu Batı’nın “İslam Devleti” adını bu kadar çabuk kabullenmesi?

Bu bir bilinçaltı tezahürüdür.

Batı’ya göre “İslam Devleti” dediğin böyle olur; adam öldürür, baş keser. Öyle haklı, masum İslam Devleti mi olur? Müslüman kardeşliği nedir? Müslüman dediğin kelle alır.

Tabi ki IŞİD gerçekten bir devlet olsa tanıyacakları falan yok, ama Müslümanları “dövmek” için iyi paravan. Batının Müslümanlardan beklediği her şeyi veriyor.

Ama Müslüman Kardeşler bir parti kurup, kafa keserek değil seçimle iktidara geldi mi, darbe ile indirilmesi şart oluyor.

Yani siz İslam Devleti kurun, ama böyle kurun, biz de sizin üzerinizden İslamofobiye doyalım.

İşte plan bir türlü Türkiye’de yürümüyor.

2004’e kadar askeri cenahtan ve Cumhuriyet mitingleri ile taze güçlerden istenen sonuç alınamadı. Gezi’de daha turfanda güçlere başvuruldu X ve Z kuşakları uyduruldu ama bu çiçeği burnunda kuşaklar provokasyona yeterince hazır değildi, araya kart hıyarlar da katıldı, yine de sökmedi.

Devreye paraleller sokuldu, bu sinsi takiyyecilerin de katkısıyla her türlü bel altı vuruş serbest oldu, yatak odaları dinlendi, tapelendi ama sonunda tepelenen paraleller oldu. Genel seçime kadar daha köprülerin altına çok sular salacaklar da, iktidar boğulacak gibi görülmüyor.

Bu dolaylı müdahaleler yetmeyince Batı medyası işi doğrudan ele aldı.

Bir yıldır izliyorum, hani o çok sesli Batı medyasından bir tane de “Evet Türkiye Suriye’de doğru yaptı, çözüm sürecinde ilerleme kaydetti, azınlık haklarında dev adım attı” diyenine rastlamadım. Genellikle bu olumlu adımlar ya görmezlikten geliniyor ya da hemen arkasından “…ama Erdoğan da otoriterleşti”, “…ama Gezi’de de herkesi dövdüler”, “…ama IŞİD’i desteklediler, Kürtlerin Kobani’ye gidip savaşmasına engel oldular” yapıştırılıyor hemen.

Bir yıldan uzun bir zamandır elde tek somut kanıt yokken, tek kare fotoğraf yokken Batı medyası ve bizim o değirmenin su taşıyıcıları Türkiye’yi IŞİD sponsoru olarak gösterme yarışında. Her türlü haber ahlakından uzak bir algı savaşı var. Bırakın çift kaynaktan onaylatmak gibi temel bir ilkeyi, tek kaynağı “orada bir köylünün” ifadesi olan “aha buradan öte yana IŞİD geçiyor geceleri, sakallı böyle, kara göynekli…” lafları bile haber sayılıyor.

Garip bir şekilde de koordine halindeler, iş Türkiye aleyhinde yazmak olunca diktatörlük altındaki bir Ortadoğu ülkesinden bile daha tek sesliler. Araya bir de “Cumhuriyet Türkiyesi”, “Laiklik” gibi laflar sıkışmışsa anlıyorsunuz ki onların haber yazdığını duyunca bizimkiler de koşup haberin tuzunu yetiştirmişler. Bizimkilerin hepsi de bilinçli çalışmıyor onlara. Burada kimsenin takmadığı biri, yeni moda olan “Erdoğan’a vuran haber” yaptı mı orada alıntılanıyor (iktibas derdi eskiler), egosu yükseliyor, adam yerine konuyor, mutlu oluyor.

Bir yılın sonunda artık Türkiye’yi dünyaya IŞİD sponsoru, Kobani düşmanı, cihadçıların Suriye’ye taşındığı “boru hattı” (Cihadi Pipeline) olarak tanıtmayı başardılar. Sanki aralarında en az 500 bin kürt bulunan 2 milyon Suriyeliyi kendileri misafir ediyor.  Yılda 1 ila 2 milyar dolar arası parayı sığınmacılar için kendileri harcıyor.

Tabi Türkiye’yi IŞİD’ci yapmanın bir başka faydası da içerideki Kürtlere ayar verip, “Kobani’de ırkdaşlarınıza atılan mermiler Türkiye’den gidiyor” kışkırtmasıyla barış sürecine posta koymak. Bilinçsiz Kürt çocuklarını sokağa döküp ortalığı yangın yerine çevirmek. Eh artık buna birkaç patlayıcı ile paraleller de katkıda bulunsunlar değil mi?

Yine de tüm bunlara rağmen Türkiye dimdik ayakta, bir türlü istenen sonuç alınamıyor. Artık paralellere bağlanan umudun da sonuna gelindi.

Ben artık doğrudan ekonomik istikrara yönelik saldırılar bekliyorum. Zaten ufak ufak Financial Times’da falan “petrol ucuzlamasaydı battıydınız ha…”, “Sıcak para kaçarsa şapa oturursunuz” yazıları başladı bile.

2015 Haziranına kadar, Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan ve Ak Parti'ye yönelik  daha çok çelmeler takılacak, hazırlıklı olalım, akıllı olalım.

Fikircibey twitter: @kalemciler