İskender Pala'dan Charlie Hebdo eleştirisi

iskender pala

Edebiyat profesörü ve yazar İskender Pala, Charlie Hebdo saldırısının olduğu günlerde Hz. Muhammed'in hayatını anlattığı Bülbülün Kırk Şarkısı isimli kitabıyla dikkatleri üzerine çekti.

Herkesin İslam'ın şiddet ve terörle ilişkisini sorguladığı bir dönemde ortaya konan bu eser bu açıdan daha bir önem kazanıyor.

Zira Peygamberimizin örnek hayatına baktığınızda inançlı insanların nerede durması gerektiği kendiliğinden beliriyor.

Pala, Sabah Gazetesi'nden Salih Zengin'e verdeiği röportajda "İnsanlık Hz. Peygamber'in hayatını bilmediği ölçüde israf olmaktadır" tespitini yaptı.

"HOR GÖRMEYE KARŞI HOŞGÖRÜ ACİZLİK OLUR"

Peygamberimizin hayatını anlattığınız kitabınız tam da Paris'teki saldırıya denk geldi. Onun rahmet peygamberi olma vasfından bakarak Charlie Hebdo karikatürlerine karşı bakış açınız nedir?

Hz. Peygamber'e dil uzatan hiç kimseye asla hoş bakmam ve müsamaha ile karşılamam.

Hor görmeye karşı hoşgörü olmaz mı?

Hayır, o acizlik olur. Ama bununla mücadele etmenin yolu eline bir silah alıp adamı öldürmek değildir. İslam geleneğinde Hz. Peygamber'e suret biçmek yoktur. Onun filmde temsil edilmesine, resimde yüzünün çizilmesine bile karşı iken biri çıkıp karikatürüyle aşağılamaya kalkıyorsa orada itirazım nettir. Yanlış olan, bu duruşu silah ile göstermektir. Bununla mücadeleyi Hz. Peygamber'i doğru anlatarak, İslam'ın ve Müslümanların saygınlığını yükselterek yapabiliriz. Bilimsel, sanatsal, kültürel alanda... Bize düşen Peygamber'e uzatılan dillerin cehaletini ortadan kaldıracak zeminleri hazırlamaktır. Onu çizenler onu hakikatiyle görselerdi belki öyle çizmeyebilirlerdi.

"YÜKSELEN İSLAM'I ENGELLEMEK İSTEYENLER VAR"

Ama görmek istemedikleri de ortada?

Buna hiç şüphemiz yok. Dünyada 2 milyar Hıristiyan, 1.6 milyar Müslüman, 37 milyon Yahudi, 2 milyar civarında da diğer dinlere mensup kişiler ve ateistler var. Son dönemlerde en büyük yükseliş nerede? İslam'da. O halde bu yükselişi engellemek için ince hesap yapan pek çok insan olacaktır. Bizdeki cihad kelimesi teröre karşı mücadelenin de adıdır. Müslüman teröre karşı da önlemlerini canıyla, malıyla almalıdır. Oysa biz cihadı sadece ele kılıç alıp savaşmak olarak yorumladık. Cihatçılar böyle böyle oluştu. Cihad, cehd kökünden gelir, bu gayret göstermek anlamındadır. İşimizi iyi yaparak, bilim üreterek, sanat üreterek, filmler çekerek cihat etmeyeceksin, siyasette, politikada, iktisatta, sosyal hayatta cihada önem vermeyeceksin, sadece eline kılıç alıp cihada duracaksın, bu yanlış! Peygamberin mescidi insan yetiştirilen, bilim üretilen bir mesciddi. Sormak lazım, sinema ya da sanat yoluyla İslam'a hizmet edilebilir mi edilemez mi? Ama biz sanatsal uğraşları camiden çok uzağa atmışız.

Kitap 99.999 kelimeden oluşuyor. 100 bininci kelimeniz nedir?

Salavat...

"İTALYAN ASKERLERİ DE GLADYATÖR OLMUŞTU"

Cumhurbaşkanlığındaki 16 Türk devletini sembolize eden kostüm seremonisi sosyal medyada filan çok eleştirildi. Tarihe ilgi duyan bir yazar olarak siz nasıl buldunuz?

Hoşuma gitti. Roma'da, devlet töreni ile sayın Cumhurbaşkanımızın karşılandığı bir ziyarette bulunmuştum. Gladyatörlerden en son Romalı askere kadar boylu poslu adamlar devleti temsil edecek şekilde geleneksel kıyafetleri ile ihtiram nöbetinde duruyorlardı ve çok görkemli bir sahneydi. Etkilenmiştim. Keza İngiltere'nin de atlı birlikleri var. O halde Türkiye kendi geçmişindeki bu zenginlikleri göstermekten niye çekinsin? Pek yakıştı doğrusu.