Leyla'nın cezasında indirime gidildi

Leyla'nın cezasında indirime gidildi

Erzurum'un Bağbaşı Beldesinde HES eylemine katıldığı için Tortum Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 'HES çalışma alanına girmesi ve eylemlerde bulunanlarla ilişki kurması yasaklanan 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya'nın itiraz üzerine sadece 13 kişiyle konuşmasına sınırlama getirildi.

LEYLA'NIN CEZASINA İTİRAZ

Tortum İlçesine bağlı Bağbaşı Beldesi'nde geçen 5 Eylül günü yapılan HES eylemeninde bulunduğu gerekçesiyle Leyla Yalçınkaya hakkında mahkeme tarafından HES'in çalışma alanlarında bulunmama ve HES eylemlerinde bulunanlarla ilişki kurmama cezası verilmişti. Tortum Sulh Ceza Mahkemesinin kararına Tortum Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yalçınkaya'nın Avukatı Ercüment Şenol itiraz etti.

ÇALIŞMA SAHASINA GİRMELERİ YASAKLANDI

Tortum Sulh Ceza Mahkemesi'nin değişik iş kararına göre, Leyla Yalçınkaya'nın soruşturma evresinde, Bağbaşı'nda oturan Asiye Keleş (64), Ali Dursun (64), Nurettin Uzun (62), Mehmet Dursun (57), Rabia Durusu (57), Bekir Bostancı (56), Lütfü Güçlü (49), İbrahim Köksal (48), Murat Şahin (47), Songül Beyazdaş (44), Ali Uslu (23), Muhsin Saykan (22), Ayşe Bingöl (18) ile ilişki kurmasına; Bağbaşı'nda Cami Mahallesi'nde kamulaştırılmış olan ve Kayet Beta Ltd şirketi ile Paldet İnşaat tarafından faaliyet gösterilen çalışma sahasına girmesi yasaklandı. 13 kişi de daha önce, HES eylemlerinde bulunmama ve para cezasına çarptırılmışlardı.

"LEYLA KORUNMADI, CEZALANDIRILDI"

Tortum Sulh Ceza Mahkemesinin verdiği ikinci karara da itiraz edeceklerini belirten Avukat Ercüment Şenol, "Mahkemenin daha önce verdiği kararda HES'lerde bulunan kişilerle ilişki kurması yasaklanmıştı. Bağbaşı'nda bulunan herkes HES'e karşı. Bu durumda Leyla'nın evden çıkmaması gerekiyordu. Neyseki mahkeme verilen kararın ne kadar yanlış olduğunun farkına vardı. İtirazımız kabul edildi ve TCK'nın 5391 sayılı Çocuk Koruma Kanununa dayanılarak yeni sınırlama getirildi. Çocuk Koruma Kanununun amacı adından anlaşılacağı gibi koruma amaçlıdır. Çocuğun sağlığını ve terbiyesini bozacak insanlarla görüşmesini engellemektir. Ama mahkeme Leyla'yı cezalandırmıştır. Koruma amaçlı kanunu ceza amaçlı kullandıkları için tekrar itiraz edeceğiz. Eğer ülkemizde istediğimiz sonucu alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağız" diye konuştu.

Öte yandan geçtiğimiz 26 Eylül günü yapılan HES eyleminde de polis ile vatandaşlar arasında yaşanan arbede sonucunda gözaltına alınan 22 kişiden 11'i hakkında 500'er lira para cezası ile adli takip kararı verildi. CMK'nın 109'uncu maddesi gereğince verilen adli takip kararına itiraz edeceklerini vurgulayan Avukat Ercüment Şenol olaylar ve yargının uygulamaları hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

"ÖDÜK VADİSİ SOMALİ'YE DÖNECEK"

"Adli takip kararı verilebilmesi için tutuklama nedeninin var olması şartı vardır. Sanık ya da şüphelinin delilleri karatma, gizleme ve yok etme; tanık, mağdur ya da başkaları üzerinde baskı yapması gerekecek ki adli takip kararı verilsin. 86 yaşındaki Nafiye Uslu hangi delilleri karartıp nereye kaçabilir ya da kimlere baskı yapabilir? Adli kontrol kararı tutuklama nedeninin varlığını şart koşmuştur. Bu olayda tutuklama kararı olmadığı için itiraz edeceğiz. Ayrıca olayların başlangıcında Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk'ün vermiş olduğu 'Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir' kararından sonra bölgede çalışmalara başlamıştır. Köylüler kendileri için hayati öneme sahip suyu paylaşmak istemiyorlar. Bağbaşı Beldesi Erzrum'un en önemli meyve sebze üretiminin yapıldığı yerdir. Böyle bir yerdeki suyun Vali Sebahattin Öztürk tarafından elektrik enerjisi olarak tahsis edilmesi, bölgenin Somali gibi olmasına neden olacaktır. Bu duruma aklı başında her insan karşı çıkmaktadır. Vali, halkın direncini kırmak için güvenlik kuvvetlerinin bölgeye sevketmekte, eylemlerinden vazgeçirmeye çalışmaktadır. Bu komutlara uyan güvenlik güçleri HES'i seyreden kadınları darp edip biber gazı sıkıyor ve yerlerde sürüklüyorlar. Gece yarısı evlerinden toplanıp para cezası verilip gözaltına alınıyorlar. Bunların hiçbiri yasal değildir. Vatandaşa orantısız güç kullanan, darp eden polisler hakkında da şikayette bulunduk. Vali sayesinde suç oranı yüzde 4 olan Bağbaşı'nda sabıkalı sayısı neredeyse yüzde 90'a çıktı. Bu bir başarı değildir. Bu yüzden kendisini tebrik edemeyeceğim. Devlet insanların refahı ve huzuru için vardır. İnsanların huzurunu bozmak için değildir. Erzurum Valisi meseleyi çok yanlış anlamıştır ve bu yanlışından bir an önce dönmelidir."