Yargıtay, anahtarı vermeyen kiracının kira bedelinden yükümlü olduğuna hükmetti
İHA

Ev sahiplerinin yüksek kira talepleri, kiracıları çileden çıkarıyor.

Bedeli ödeyemeyen evi boşaltıyor, kafasını sokacak bir dört duvar bulamayan ise hane sahibine boyun eğiyor.

Devletin “yüzde 25” sınır koyduğu zamları aşanlar da oluyor.

“Oğlum gelecek, kızım yerleşecek” gibi mazeretlerle kiracılarını kapının önüne koyanlar da cabası…

'Anahtarı vermeden, kiracılık bitmez'

Tüm bunlara rağmen kiracıların daha da dikkat etmesi gerekiyor.

Hukukçular, 'Anahtarı vermeden kiracılık bitmez' prensibi çerçevesinde yüksek kira sebebiyle evi boşaltan kiracıların, muhakkak suretle anahtarı mülk sahibine teslim ettiğini belgelendirmesi gerektiğini dile getiriyor.

Hukukçular, kiracının taşınma işlemini tamamlasa dahi mülkün anahtarlarının ev sahibine teslim edilmedikçe kiracının mülk üzerindeki haklarını ve yükümlülüklerini sürdürdüğünü belirtiyor.

Belgelendirmedi, icra geldi

Yıllardır oturduğu evi tahliye eden M.K., anahtarı mülk sahibine teslim ettiğini belgelendiremeyince hayatının şokunu yaşadı.

Mahkemenin kapısını çalan mağdur kiracı, oturmamasına rağmen 11 aylık kira bedelinin tahsilini isteyen ev sahibinin hakkında başlattığı icra takibiyle sarsıldı.

Kiracı takibe itiraz edince harekete geçen ev sahibi, borçlu aleyhine ödenmeyen kira bedelleri için tahliye talepli takip başlattıklarını, borçlunun itirazının haksız olduğunu, kira bedellerinin ödenmediğini öne sürdü.

Mahkeme, 'kötü niyet tazminatı' kısmen kabul etti

Mağdur kiracı da kira sözleşmesine uygun bir bildirim ile tahliye edildiğini, iş yerinin kullanıldığı döneme ait kira borcunun bulunmadığını, kira bedellerinin zamanında ve eksiksiz ödendiğini dile getirdi.

Fesih ve tahliyeden sonraki 11 ay için kira borcunun bulunmadığını, davacı ev sahibinin talebinin reddi gerektiğini savunan kiracı, alacaklının takip konusu meblağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesini istedi.

Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti.

Emsal karar

Kararı mağdur kiracı temyiz edince devreye giren Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu.

Yeniden yapılan yargılamada mahkeme ilk kararında direndi.

Davalı kiracı bu kararı da temyiz edince devreye bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

Kurul, emsal nitelikte bir karara imza attı.

"Kanıtlamak zorunda"

Kararda, yasadaki “Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi hâlinde kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Kiracı bu iddiasını İİK’nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle kanıtlamak zorundadır. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.” hükmü hatırlatıldı.

Ev sahibi haklı bulundu

Kararda şu ifadelere yer verildi:

O halde anahtarın teslim edildiği borçlu tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu‘nun 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanamadığından alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Kiralananın tahliye edildiğinin ve anahtarın da kiralayana teslim edildiğinin borçlu tarafından İİK’nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanması zorunludur. Anahtarın teslim edildiği borçlu tarafından İİK’nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanamadığından alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Hâl böyle olunca direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)