'Beşi' bir yerde büyüyorlar
AA

Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinde, marangoz baba ve ev hanımı annenin 2012'de prematüre olarak dünyaya gelen beşizleri, birbirlerinden ayrılmadan büyüyor ve en çok annelerini zorlasalar da mutlu bir hayat sürüyor.

İbrahim ve Özlem Bulut çifti, daha önce dördüz hamilelik heyecanı yaşadı ancak bebekler anne karnında öldüğü için mutlulukları yarım kaldı. Bir oğulları olan çiftin çocuk sevgisi bir sonraki hamilelikte yine dördüz bebek bekleyişiyle yeni bir heyecana dönüştü.

TÜRKİYE'NİN YAŞAYAN İLK BEŞİZ ÇOCUKLARI 7 YILI GERİDE BIRAKTI

Dördüz beklerken beşiz doğumla büyük şaşkınlık yaşayan Bulut ailesi, 2012'de prematüre olarak dünyaya gelen ve Türkiye'nin yaşayan ilk beşiz çocukları Muhammet Emin, Ömer Faruk, Yunus Kerem, Davut Ege ve Zeynep Muteber ile 7 yılı geride bıraktı.

Bu yıl okula başlayan beşizlerin bir günü özelikle anneleri için adeta maraton gibi geçiyor. Güne erken saatlerde başlayan ve birbirlerinden hiç ayrılmayan beşizler, evde aynı odayı paylaşıyor, aynı sınıfta eğitim görüp, aynı tip kıyafet ve aynı tip ayakkabı giyiyor.

Çocuklarına aynı tip kıyafet bulmakta zorlanan Bulut çifti, eksik olan ayakkabı ve kıyafetlerin ya bir numara büyüğünü ya da bir numara küçüğünü alarak seriyi tamamlıyor.

'Beşi' bir yerde büyüyorlar

"MEVLAM MÜKAFATI İLE VERDİ"

Anne Özlem Bulut, 5 çocuğunu bugünlere getirebilmek için verdiği tatlı mücadeleyi anlattı.

27 haftalık doğan ve ağırlıkları 850 gram ile bin 50 gram arasında değişen prematüre bebeklerinin, 85 gün kuvözde kaldıktan sonra normal bebek ağırlığına ulaştığını hatırlatan Bulut, zor günleri geride bıraktıklarını ve kendilerine yeni bir hayat kurduklarını dile getirdi.

Daha önce de dördüz bebeğe hamile olduğunu ancak erken doğumdan dolayı onları kaybettiğini dile getiren Bulut, "Duyduğum da yine mi dedim. Yine aynı şeyi mi yaşayacağız diye korku vardı. Doktorlar 'alınsın' dedi ama ben istemedim. Mevlam mükafatı ile verdi biz dört beklerken beş evlat verdi." diye konuştu.

'Beşi' bir yerde büyüyorlar

"ELBİSELERİN İÇLERİNE İSİMLERİNİN BAŞ HARFLERİNİ YAZIYORUZ"

Beşizlerin kıyafetlerini birbirlerinden ayırmak için bazı yöntemler kullandıklarını aktaran Bulut, şöyle devam etti:

"Onlar kendi kıyafetlerini buluyor ama yine de elbiselerin içlerine isimlerinin baş harflerini yazıyoruz. Doğduklarında bebekleri ayırt edemediğimiz için isimlerini bilekliklerine yazıyorduk. Daha sonra şapkalarına, kıyafetlerine isimlerini yazdık. İlk başlarda, ismine bakmadan kucağımıza alıp isim vererek seviyorduk, bilekliğe baktığımızda diğer bebek olduğunu fark ediyorduk. Onlar bir anı olarak kaldı. Şimdi karıştırmıyoruz. Maddi olarak bazen zorlandığımız oluyor; kıyafet alırken, okul masraflarında, 5 tane bir de ağabeylerine aldığımız için ister istemez zorlanıyoruz."

'Beşi' bir yerde büyüyorlar

"ALIŞVERİŞ YAPARKEN HEPSİNDEN 5 TANE ALIYORUM"

Baba İbrahim Bulut  da eşinin sıkıntılı bir hamilelik dönemi geçirdiğini, özellikle bebeklerin 85 gün kuvözde kalmalarının kendilerini çok etkilediğini aktardı.

Bebekler ev ortamına alışana ve beslenmeleri düzene girene kadar çok zorlandıklarını belirten Bulut, "Geceleri 3-4 defa uyanıyorlardı. Beş bebeğe birden bakmak çok zor oldu. Annesi daha fazla zorlandı." dedi.

Bebeklerin büyüdüğünü ve okula gittiğini dile getiren Baba Bulut, "İki yıl anaokuluna gittikten sonra bu yıl da birinci sınıfa başladılar. Sabah okula bırakıyorum, akşam gelince birlikte ders yapıyoruz. Alışveriş yaparken hepsinden 5 tane alıyorum. Herkese ilginç geliyor ama biz seviyoruz." ifadelerini kullandı.

'Beşi' bir yerde büyüyorlar

'Beşi' bir yerde büyüyorlar

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)