Neslican Tay kimdir

Neslican Tay

Bugün 14 Mart! İyi ki doğdun Neslican...

*

Neslican, dünyadaki zamanını doldurdu. İnsan, ölüm sözcüğünü gencecik, yaşam dolu bir kıza yakıştıramıyor tabii. Hoş, her ölüm de erken ölüm. Evet, Neslican öldü. Ama o kadar çok insanın kalbine dokundu, o kadar çok insana umut, ışık oldu ki… Şimdi onun ölümsüz bir yanı da olduğunu söylememek olur mu hiç! İnsanların onu unutmayacağı, kanserle mücadele eden her bireyin onun mücadelesinde hayat bulacağı gün gibi ortada değil mi? Neslican, sen gencecik yaşınla büyüttüğün kalbine ne kadar uzun bir hayat sığdırdığını fark ederek gittin, biliyorum. Dünyada eminim daha dokunacağın çok kalp, gerçekleştirmek istediğin çok hayalin vardı. Evet, zamanın bu kadarmış belki; ama olsun! Sen ruhunda sonsuzluğu keşfettin…

Ruhun şad olsun çiçeğim!

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Çocukluğu ve eğitim hayatı

Neslican, 14 Mart 1998’de, Bursa’da, Rizeli bir anne ve Manisalı bir babanın kızı olarak dünyaya geldi. Çok mutlu bir ailede doğmuş, kabına sığamayan, deyim yerindeyse hiperaktif bir çocuktu o. Bir gün hayat hikâyesini anlatırken de söyleyeceği gibi, “Komşu çocukların ezeli rakibi”ydi…

Neslician’ın çocukluğu ve eğitim hayatı, annesinin memleketi Rize’de şekillendi. İlköğretim ve lise eğitimini Rize’de tamamlayacak; basketbol ve atletizmle ilgilenecek, hareketli ruhuna araçlar bulacaktı. 2016’da Fen Lisesi’nden mezun oldu. Hiperaktivitesi, tüm yaramaz ruhu bir yana, çalışkan bir öğrenciydi Neslican. Henüz 19’unda hayat hikâyesini anlatmak için Ayşe Arman’a verdiği röportajda, Arman’ın “Fen lisesine girebilmek zor…” cümlesini karşılarken, üniversite hayallerini de şöyle anlatıyordu: Valla bitirebilmek, girmekten daha zor! Ama çok sevdim okulumu, aldığımız eğitimi. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık’a girmek istiyordum. Sıralamam kötü değildi; ama ben tercih yapmamayı seçtim…”

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Bu cümlenin devamında Neslican, hayat hikâyesini anlatılmaya değer kılan kanserden bahsediyordu: “O sırada hastalığım nüksetti. Ama tekrar gireceğim sınavlara ve İTÜ’ye girebilmek istiyorum. Çok da sıkı çalıştım aslında. Biraz da stres oldum. “Stres tetiklemiş olabilir!” diyorlar. Çünkü duygusal olarak zayıf olduğunuz zamanlarda kanser besleniyormuş...”

Neslican, kanser olduğunu öğrenecek ve güzel bir mücadelenin içine girecekti şimdi. Üstelik bu savaşın içinde hayatından vazgeçmediği gibi eğitiminden de vazgeçmeyecekti. Neslican, Bahçeşehir Üniversitesi, Psikoloji Bölümü’nü kazandı ve eğitimini başlattı. Şimdi mimarlık hayalinden uzakta bir yerdeydi; ama hayatı ile ilgili keşfettiği öyle şeyler vardı ki…

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Kanserle ilk yüzleşme

Evet, Neslican aslında hiç de fena sayılmayacak bir puan almıştı üniversite sınavından; ama o, daha iyisini istiyordu. Canla başla çalışıyordu. İşte bu sıralarda başladı bacağındaki o ağrılar. Sürekli spor yapan, hareketli bir yapısı olduğu için olsa gerek, doktorlar pek ciddiye almadı. Kas ağrısı, yırtılması olabileceği düşünülüyordu. Sınava hazırlanıyordu nihayetinde Neslican ve bunca stres arasında bu tür şeyler normaldi. Doktorlar haklı olsaydı, belki Neslican’ın sıradan bir hayatı olacaktı ve biz, onu hiç tanımayacaktık. Aslında sanırım hepimiz bunu dilerdik; hatta kendisi de. Ama bir yandan bu süreç ona ne çok şey öğretecekti; ona ve bize! İşte bu, insan olmanın kekremsi yanıydı. Bir şey başımıza gelmeden hayatı sevmek, yaşamanın değerini öğrenmek öyle çok kolay değildi…

Doktorlar, Neslican’ın genç, hareketli, hayat dolu ruhuna yakıştıramamıştı belki; ama bu ağrıların sebebi tümördü. Üstelik güçlü bir tümör! Teşhisin konması 3 ay sürdü. Neslican, üniversite sınavına 2 hafta kala öğrendi kanser olduğunu. Kanser teşhisi konduğunda tümör bacağını sarmış, kemiğini aşındırmış ve damarını tıkamıştı. Yani, geç kalınmıştı. Şimdi tümörün bacaktan cerrahi müdahale ile çıkartılmaya çalışılması, bacağı kaybetmek demekti. Böylece ağır bir Kemoterapi süreci başladı. Haftada 3 gün, her doz 8 saatten oluşan bu tedavi, bacaklarındaki ağrı ile birlikte, Neslican’ı eve hapsetmişti. Neslican tümörle, tümör de Kemoterapi ile inatçı bir savaşa girdiler…

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

3 aylık Kemoterapi süreci

Neslican, bir anda her şeyin alt üst olmasıyla hızlı ve ağrılı bir süreci yaşarken, arkadaşları da LYS’ye girmişlerdi. Hayata küsmek için çok sebebi vardı. Üstelik hakkı da vardı. Ama Neslican, pes etmeyecek, ona moral vermesi gerekenlerin moral destek ünitesi olacaktı…

Kemoterapinin korkunç, insana ağır gelen sonuçları vardı oysa. Bir gün saçları avuç avuç elinde alırken, bir diğer gün sudan bile midesi bulanıyordu. Ve bir başka korkunç gün ise, bir doktor karşısına geçip Neslican’a hiçbir zaman çocuğu olamayacağının yüksek olasılıklarından bahsediyordu. Duyduğu acı çok derindi. Neslican gibi hayat dolu, hayallerinin sınırı olmayan bir genç kız için vazgeçmek, düşünsenize ne kadar kolay olurdu. Ama o vazgeçmedi ve 2 yıl sürecek çok güzel bir mücadeleye imza attı. Çıkıp milyonlara bu korkunç hallerin derin acısı yerine, onlarla nasıl baş ettiğini anlattı. Bu gencecik kızın ağzından çıkan sözler, adeta birer hayat dersiydi…

Kanseri içselleştirmedi. Onu yok da saymadı; ama gözünde de büyütmedi. Çok sağlıklı bir çocukluk geçirip, çok sağlıklı bir ilk gençlik yaşadıktan sonra o bile kanser olduysa, demek ki kanser olmak bu kadar kolaydı. Ve en önemlisi bu hayat olgusunu öyle güzel kavramıştı ki, her şey insanlar içindi. Tedx konuşmasında da vurguladığı gibi, “Neden ben? Neden ben?” diye kendini hırpalamadı; kansere seçilmişse, onu yenebilecek güçte olduğu içindi. Böyle düşünüyordu. Bunun için kendine söz verdi; tüm bu tedavi süreci sonunda tümörü küçülse de, büyüse de onu güçsüz bırakmasına izin vermeyecekti. Evet, bunu başardı. Kanserin beynini ele geçirmesine hiçbir zaman izin vermedi. İnsanlar ne düşünür diye kafasında bir el alem tabusu yaratmadan, maskesini, peruğunu takıp, makyajını yapıp en güzel haliyle çıktı sokağa. Kan değerleri ayakta duramayacak kadar güçsüz olduğunu gösterdiği anlarda bile Neslican, doktorlarının odasına dans ederek girdi. Belki hastaydı; ama yaşama sevinci, her şeyin üstündeydi. Ve bunlar için ne ilaç kullandı ne de psikolojik destek gördü. “Çünkü ben her şeyi beynimde halletmiştim.” diyordu.

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

(Ameliyattan önceki fotoğrafı)

Sol bacağını kaybetti

3 aylık Kemoterapiden sonra tümör, tedaviye olumlu cevap vermiş, az da olsa küçülmüştü. Yine de bu, bacağının kurtarılabileceği anlamına gelmiyordu. Bir sonraki adım olarak doktorlar, Neslican’ın daha ağır bir Kemoterapi almasına karar verdi. Bu kez bu süreç 2 ay sürecekti…

Umudunu bir an olsun yitirmiyordu Neslican. Ama azalması gereken ağrıları, daha da artmaya başlamış, bir şeylerin yolunda gitmediğini haber veriyordu. Tekrar girdiği kanser taraması, bu haberi doğruluyordu. Neslican’ın tümörü o kadar inatçı, o kadar savaşçıydı ki, en ağır Kemoterapiyi bile yenmişti. Bu kez doktorlar Neslican’ın bacağını yitirme riskine rağmen, tümörün cerrahi müdahale ile çıkartılmasına karar verdi. Aksi bir durumda durmak bilmez tümör, hayati bir organa sıçrar ve çıkartılamazsa, Neslican’ın hayatı tehlikeye girecekti…

Neslican’ın hayatının ilk dönüm noktası kanser olduğunu öğrendiği an ise, ikincisi de kesinlikle ameliyat olduğu gündü, 20 Temmuz 2017. Elinde ruju ile bacağı ile son pozunu verdi. Ve Neslican tüm hayat bağı ve ışığı ile bunun bacağı ile olan son fotoğrafı olduğuna kesinlikle inanmıyordu. Bacağı, onun bacağı olmaktan vazgeçmesin diye 5 ay, koskoca 5 ay Kemoterapi almış, tarifsiz acılardan geçmişti. İsyan etmedi, vazgeçmedi! Tüm güzelliği ile ameliyat sedyesine uzandı. Ameliyat başlamadan önce yaptığı son şey, bacaklarını, ayaklarını birbirine dokundurmak oldu. Uyandığında, bunun bacağına veda etmek anlamına geldiğini kavrayacaktı. Sol bacağı, eşinden ayrılmadan önce ona son bir kez dokunmadan edememiş gibiydi…

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Saat 16.00’da girdiği ameliyattan saat 18.30’da uyandı. Bu anı, “19 yılımın içindeki en kötü uyanıştı.” diye anlatacaktı. Duyduğu müthiş acı, tüm bedenini sarmıştı ve sadece iki buçuk saat uyumuş olduğunu öğrendiğinde artık bacağının kendisinde olmadığını anladı. Gökyüzünden hızla yere düşen damlaların dolu tanesi olup toprağa hızla düşüşü gibi bir şeydi. Hala hayatta olduğu için toprağın kokusu muhteşemdi; ama dolu taneleri de bedenini, ruhunu yaralıyordu. Bir hışımla pikeyi üzerinden attı ve bacağının olmayışını ilk kez gördü. Acıyı tüm hücrelerinde hissediyordu ve bu hissedişe kanserli hücreler de dahildi...

Aklına hücum eden yüzlerce sorunun esiri olmuştu. Bundan sonrası nasıl olurdu? Nasıl devam ederdi? Bacağı yokken nasıl yaşayacaktı? Bir iş kadını olursa, hiç topuklu ayakkabı giyemeyecek miydi? Olur ya bir gün anne olabilirse, çocuklarının peşinden nasıl koşacaktı? Hem sonra toprak nasıl kabul edecekti onun yalnız bacağını? Neslican nasıl kabul edecekti onun diğer eşini bırakıp gidişini?  Sorular böyle uzayıp gidiyordu. Zaman geçip de sorularının yerini içinde bulunduğu durumun gerçekliği almaya başladığında, yükünün de hafiflediğini gördü. O, nihayetinde hayatta kalabilmek için bacağını feda bir genç kızdı. Öyleyse hayatının hakkını vermeliydi. Aynanın karşısına her geçişinde bunu düşündü, düşündü, düşündü… Yalnızlık, çaresizlik, eksiklik hissine kapılıp kedere boğulmaktansa, o kederi parlatıp yeniden yaşam sevincine dönüştürdü. Düşülen zamanlar olacaktı hayatta elbet, hala bir bacağı varken ayağa kalkma zamanıydı. “Kendimi böyle de sevmeliyim, böyle de kabul etmeliyim ve hayata karışmalıyım!” dedi…

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Ironwoman yükleniyoooor

Ameliyattan 15 gün sonra hastaneye dikişlerini aldırmaya gitti. Orada, siyah bir poşetin içinde bacağını da teslim ettiler. Koşar adım yürümekten zevk alan bacağı, şimdi bir kütle halinde, Neslican arabada önde otururken onlarla birlikte bagajda geliyordu. Bu, bacağını kaybettiği ilk andan daha ağrı bir yük, daha ağır bir acı bıraktı yüreğine. Hayatının en berbat günü bu olsa gerekti. Daha önce çok nadiren yaptığı bir şey yaptı ve çıkıp balkonda oturdu. Sonra bir kuş gördü orada. Bir işaret olarak algıladığı bir andı bu. Çünkü karşısında duran kuşun da sol ayağı yoktu ve gelip Neslican’ın karşısına konmuştu. Mucizeydi işte bu! Nasıl görmezden gelsindi şimdi? Önce biraz bakıştılar, sonra kuş uçup gitti. Neslican’ın aklına, ruhuna en önemli şeyi tamamen geri bırakmıştı bu an; yaşama sevincini. Kuş, engelini engel görmeden uçuyordu. Evet, belki ayağı eksikse kanadı vardı; ama olsun, Neslican da yapabilirdi. Çok değil, 2 gün sonra hazırlanıp dışarı çıktı; hiçbir şeye aldırmadan…

Şortunu giydi, çok güzel bir makyaj yaptı, değneklerini de alarak ailesine, alış veriş merkezine gitmek istediğini söyledi. Ailesi, ona AVM’nin kalabalık olduğunu, şortla rahatsız hissedebileceğini söylüyordu. Oysa Neslican bunu özellikle seçmişti. Bir kere kaçarsa, gizlenirse bunun hep böyle devam edeceğini biliyordu. Dimdik yürüyüp, korkularının üzerine gitmeliydi. Öyle de yaptı. Acınacak halde olmadığını önce kendisine söyledi. O kendine acımadığına göre, şimdi kimse ona acımayacaktı. “Hem acınacak ne vardı ki, insanlar böyle doğabiliyor; bacakları olmadan, belki bazı yetileri olmadan. Ya da sonradan kaybedebiliyorlarsa, bu neden acınacak bir şey olsun ki! Acınmamalı, ötekileştirilmemeli ve normalleşmeli bence.” diyordu. Neslican bu normalliği hayatında kendisi var etti…

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Şimdi bir protezle bacağı varmış gibi olacaktı işte. Instagram’da bir fotoğrafı ile birlikte protezi için ölçüleri vermiş ve Ironwoman oluyorum diye duyurmuştu bunu: “O kadar güzel yaratılmışız ki! Bir şeyimiz eksildiğinde, vücudumuz öyle güzel geliştiriyor ki kendini, kapatıveriyor o eksiği! İlk başlarda “Nasıl yürüyeceğim ben?” diyordum. Şimdi o değneklerle, yağmur, çamur demeden, koşar adım ilerliyorum. Protez için de gerekli olan buydu: Hareket ve kondüsyon. Bugün ölçülerimi verdim. Bakalım yeni bacağım nasıl olacak? Sonuçta yarım demirden olacak. Buna hazır mısınız? Ben Ironwoman oluyorum! Ironwoman yükleniyoooor...”

Kaybettiği bacağının yerine gelen protezi aslı gibi sevdi; onu sahiplendi. Her şeyin normal olduğunu önce kendisi kabul etmiş, var olanı yok saymamıştı. Bu ilk bakışta yok saymak gibi görülebilir, ama değildi. Hala yaşam devam ediyordu, Neslican da sadece yaşıyordu. Bunun için işte, hiç durmadı! Her gün koltuk değneklerini kaptığı gibi gezmelere gidiyordu. Bir ortama “Bacaksız geldiiii!” diye çığlıklar atarak giriyor, kendisini önce kendisi seviyordu…

Hayallerini, yaşama sevincini şu birkaç cümleyle ne de güzel anlatıyordu: “Kendimi eksik hissetmiyordum ve eğlenebiliyordum. Çünkü ben eksik değilim! Tek bacaktan ibaret de değilim! Çok daha fazlasıyım, bir sürü hayalim var! … Kansere hayatımı bırakmıyorum. Hayatımın peşinden koşuyorum…”

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Kanser akciğerinde yeniden nüksetti

Her şey yoluna girmişti. Vücudu kanserden temizlenmişti ki, bir kez daha akciğerinde nüksetti; 25 Aralık 2017! Yeni yıl kutlama planları içindeydi ve yeni yıldan tek beklentisi sağlıktı. Artık yaşayarak tecrübe etmişti ki, planlarımızı gerçekleştirmek için sadece sağlıklı olmaya ihtiyacımız vardı. “Demir kadın oldum!” dediği, yeni keşiflere yelken açtığı şu zamanda, kanseri aklına bile getirmiyordu. Ancak Neslican, sağlık dilediği şu günlerde bir kere daha kanser olduğunu öğrendi. Akciğerinin sağ alt lobunda nüksetmişti. İlk düşüncesi, çok şanslı olduğuydu. Evet, çok kötü bir haber almıştı; ama bu kötülüğün içindeki iyi şeyi görebiliyordu artık. Tümör çıkarılabilir demekti. Demek ki bacağını bırakmak kadar ağır bir şey değildi. İşte bu şanstı! Yine karalar bağlamaktansa, yeni yıla vücuduna takılmış borularla girse de, mutlu olmayı seçti. Mutsuz olmak için çok sebebi olabilirdi; ama o, mutlu olmak için var olan bir sürü sebebe sarılmayı tercih etti. Çok sevdiği mükemmel bir ailesi ve kalbine dokunduğu, kendisinin kalbine dokunan, ulaşabildiği insanlar vardı. Neden mutlu olmayı seçmesindi ki! Küçük sevinçleri ile büyük mutluluklar yaşamayı çok istiyordu.

Akciğerindeki o tümör çıkarıldı. Daha sonra kanseri küçük bir hapla kontrol edilmeye başladı. Kemoterapiyi alt eden tümörünün bu küçük hapla ne kadar kontrol edileceğini bilmiyordu ve diyordu ki: “Ne kadar zamanım kaldı bilmiyorum; ama siz de bilmiyorsunuz. Hiçbirimiz ne kadar zamanımızın kaldığını bilmeden yaşıyoruz. O zaman en güzel şekilde yaşamalıyız.”

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Benim için sol bacağınızı sevin

Neslican, tüm karanlıklarından çıktığı aydınlık yerden sesleniyordu; “Yapabilirsin!” diyordu. Tedx konuşmasında onunla bütünleşen sözlerden birini şöyle sığdırmıştı cümlelerine:

“Bana bakın! Ben iki kanser atlattım, bacağımı kaybettim; ama hiçbir zaman yaşama sevincimi, yaşama umudumu kaybetmedim. Çünkü hayat her zaman yaşamaya değer; ben bunu çok iyi biliyorum. Ve bir misyona sahibim. Bugün bunun için buradayım; ailedeki en sağlıklı bireylerin bile kanser olabileceğini anlatmak için. Hayatında hareket etmeden duramayan bir insanın bile bacağını kaybettiğinde hayata tutunabileceğini, demir bacaklı kadınların bile gururla etek giyebileceğini göstermek için bugün buradayım. Herkes kanser olabilir, herkes engelli olabilir klişesinin arkasına sığınarak söylemiyorum hiçbirini. Bizzat yaşamış biri olarak konuşuyorum. Bana bakın, iyi bakın! “Şükürler olsun ki bacağım var!”dan çok daha fazla şey ifade ediyorum. Mücadeleme kulak verin. Dünyam başıma yıkıldığındaki umudumu düşünün ve harekete geçin! Osho’nun söylediği gibi: “Karanlık olmadan yıldızları göremez insan!” 19. yaşının tamamında yıldızları izleyen bir kız söylüyor bunu. Kendi yıldızlarınızı keşfetmek için karanlığı beklemeyin. Hayatınızı sevin! Kendinizi sevin! Bedeninizi sevin! Ruhunuz başka beden bulmayacak. Saçlarınızı, kilonuzu,  boyunuzu sevin. Benim için sol bacağınızı da sevin!”

Ve insanların kalbine dokunmanın hayatında ne kadar önemli olduğundan bahsediyordu Neslican. Sosyal medyada çokça insana ulaştıktan sonra sokakta karşılaştıklarında neden sol bacağının kendisinden gittiğini anlamıştı. Üniversite sınavını kazanıp enfes bir kariyerle hayatına devam etse, bu kadar mutlu ve bir şeyler yaptığından emin bulamayacağından emindi artık kendini…

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Ve yeniden

İkinci kez nükseden ve tekrar kazanılan savaştan sonra bir kez daha yaşadı aynı şeyleri Neslican. Kanseri üçüncü kez de yenmişti ki, dördüncüsü de geldi. Neslican bir video ile yaşamak istediğini, bunun için savaşacağını anlattı. Yenilirse de savaşırken yenilecekti. Videoda şunları söylüyordu, hala gülümseyen güzel yüzüyle:

“Bu yaşadığım kaçıncı nüks ya da metastaz sayamıyorum. Ciğerlerim zaten berbat durumdalar. Benim tümörün en iyi Kemoterapi ile durdurulabiliyormuş. O yüzden kemoterapi almaya başlayacağım. Bunu kabul etmem çok zor oldu. Çünkü gerçekten iyileşeceğime çok inanıyorum. İyileşmeyeceğime bir gün bile düşünmüyorum; ama iyileşirken bu kadar acılı olması beni çok yıpratıyor. Saçlarımı kaybetmek, yaşam kalitemin düşmesi, özgürlüğüm vesaire Kemoterapinin getirdiği bir sürü acı şey var maalesef. Bunları yaşamak gerçekten istemiyorum; ama onunla savaşmak için, bu hayatta kalmak için bunu yapmam gerekiyorsa Kemoterapiye alacağım ve o şekilde devam edeceğim. Konuştuğumda bile sesim gidiyor zaten. Bir ciğerim resmen çalışmıyor tümörler yüzünden. 'Bu kadar ileriye gidemezsin. 2 adım attığımda nefesimi kesemezsin. Sen nesin, kimsin de benim vücudumu, benim hayatım bu kadar etkiliyorsun. Madem beni bu kadar etkiliyorsun alıyoruz Kemoterapiyi ve paşa paşa seni öldürüyoruz' dedim. Çünkü bunu yapmak zorundayım, savaşmak zorundayım, onu yenmek zorundayım. Çünkü gerçekten bu hayatta kalmak istiyorum. Çok acılı olacak yine bir sürü şey yaşayacağım hiç umurumda değil ben hayatta kalmayı, yaşamayı çok fazla istiyorum. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. Ben ağlarken çok çirkin oluyorum benim gözyaşım akmamalı."

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Neslican, mücadelen çok güzeldi çiçeğim

Evet, biyografilerin en sevmediğim kısmı. Şimdi biliyorum ki, Neslican yenildi vs gibi söylemler istemiyordu. Hoş, ben de yenildiğini düşünmüyorum ya! Evet, Neslican tedavi sırasında yaşanan çoklu organ yetmezliği sonucu hayata gözlerini kapadı. Hastane şu bilgilendirme ile haberi duyurdu:

"Neslican Tay kızımız 6 Eylül 2019 tarihinde uzun süredir mücadele ettiği “yaygın tutulum yapmış malign mezenşimal tümör”e bağlı artmış olan semptomları nedeniyle hastanemize müracaat etmişti. Durumunun ağırlaşması üzerine 15 Eylül Cumartesi günü yoğun bakıma alınmıştı. Ancak süreç içerisinde gelişen çoklu organ yetmezliği nedeniyle 20.09.2019 saat 21.20 de kendisini kaybettik. Allah’tan rahmet tüm sevenlerine sabırlar dileriz.”

Neslican’ın vasiyetini ise, dayısı Ömer Yazıcı duyurdu: “Bu süreçte bizi bırakmayan, yanımızda olan herkese teşekkür ediyorum. Neslican’ı dün gece kaybettik. Ama Neslican’ın bedenini kaybettik. Neslican'ın ruhu ve başlattığı savaş, başlattığı mücadeleyi miras olarak, vasiyet olarak kabul ettik. Bu konuda Türkiye'deki bu hastalıkla mücadele eden bütün herkese vermiş olduğu umudu ayakta tutmak için Neslican'ın ruhunu yaşatacağız. Neslican'ın bize bırakmış olduğu mücadelenin mirasını yaşatacağız. Neslican, bıkmadı, bırakmadı, salmadı belki onun yerinde bizler olsaydık çok daha erken pes ederdik. Bu hastalıkla, bu illetle mücadele eden herkese şu mesajı verdi. 'Bırakmayın, savaşmayı bırakmayın lütfen bırakmayın.' Bunu ben bütün süreci birinci dereceden yaşayan dayısı olarak söylüyorum. Lütfen Neslican'ın umut olduğu bütün hastalar, bütün insanlar lütfen mücadelenizi bırakmayın. Neslican'ın ruhunu bu şekilde yaşatacağız inşallah. Birazdan gideceğiz. Neslican'ın annesinin ve kendisinin istediği bir şey vardı. Biz iki sene evvel, Neslican'ın bacağını kestiğimiz zaman bacağını bırakmamıştık hastanede. Onu memleketimizde, Rize'de gömmüştük. Cenazesini de bacağının yanına, bedenini bütünleştireceğiz orada. Cenazesi Rize'de olacak. Yarın Rize Sahil Camii'nde öğlenden sonra cenaze namazını kılıp aile kabristanımıza defnedeceğiz. Birazdan Rize'ye doğru hareket edeceğiz.”

Canım Neslican, sen hayata veda ederken bile vazgeçmeden insanların, kanserle savaşan herkesin ruhuna ışık olmaya devam ettin. Allah rahmet eylesin! Ailene sabır versin!

Neslican Tay kimdir? Demir Kadın Neslican Tay biyografisi

Şöyle bir paylaşımın çıkmıştı karşıma: "Kardeşim yaşında bir arkadaşımın vefat haberini aldım onkoloji koridorunda. Herkes dayanamadı, gücü yetmedi, bilmem ne. Sanki kanserin ne olduğundan, çektiği acıdan haberleri varmış gibi. 'Mücadelesi çok güzeldi!' diyeceksiniz; dayanamadı değil! Güzel uyu Taner'im, mücadelen çok güzeldi.”

Sen çok olmuş seni nasıl uğurlamamızı istediğini söyleyeli… Öyleyse tüm kalbimle diyorum ki: Neslican, mücadelen çok güzeldi çiçeğim!

Gülen yüzü, mücadeleden hayata veda ederken bile vazgeçmeyen ruhu ile bir Neslican Tay geçti bu dünyadan…

İyi ki…

Not: Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın.

Instagram: biyografivekitap