AA & Ensonhaber

Pakistan ile İran arasında yaşanan gerilimin düşürülmesi için Ankara harekete geçti.

İki komşu ülke, birbirlerine karşılıklı saldırılar düzenlediklerini açıkladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün ziyareti sırasında düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, üzerlerine düşeni yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Taraflara sükunet çağrısı

Bakan Fidan, "Biz Türkiye olarak sorunun daha fazla büyümemesini ve bir an önce sakinliğin sağlanmasını tavsiye ettik." dedi.

"Üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz"

Fidan, "Türkiye olarak Pakistan ile İran arasındaki gerilimin düşmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin nihai barış hedefi güden tüm girişimlere destek olmaya devam edeceğinin altını çizdi ve ekledi:

Umarım olaylar burada kalır. İki kardeş ülke arasında daha fazla bu olaylar büyümez.

Fidan, bu açıklamaları, Amman'da Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safedi ile görüşmesi sonrasında yaptı.

Pakistanlı ve İranlı mevkidaşlarıyla görüştü

Dışişleri Bakanı Fidan ayrıca, Pakistan Dışişleri Bakanı Jalil Abbas Jilani ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bölgedeki gelişmelere ilişkin telefonda konuştu.

Görüşmede Fidan, bölgede yeni sorunlar yaşanmaması gerektiğine dikkati çekerek, her iki tarafa da itidal çağrısında bulundu.

Jilani ve Abdullahiyan da gerilimin tırmanmasını kendilerinin de istemediklerini ifade etti.

"Yayılmacılık ve işgalden başka bir şey değil"

Öte yandan, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını güvenlik gerekçesiyle meşrulaştırmaya çalışmasının asla kabul edilemez olduğunu belirten Fidan, şöyle dedi:

İsrail'in kendi güvenliğini sağlama iddiasıyla yaptıkları, yayılmacılık ve işgalden başka bir şey değildir.

"Filistinlilerin topraklarını çalıyorlar"

Fidan, her savaştan ve krizden sonra İsrail'in topraklarının genişlemesinin bunun en somut kanıtı olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:

İsrail, Batı Şeria'da yerleşim diye adlandırdığı işgal faaliyetleriyle de Filistinlilerin topraklarını çalmaktadır.

Açık konuşalım, güvenliği tehdit altında olan aslında İsrail değil tam aksine Filistinliler ve bölge ülkeleridir. Tüm dünyanın bu gerçeği görmesi gerekmekte.

Ürdün'le istişare vurgusu

Fidan, Ürdün'ün istikrarlı siyasi ve ekonomik yapısıyla Orta Doğu jeopolitiğinde her zaman hesaba katılması gereken bir ülke olduğunu vurgulayarak Ürdün'ün bölgenin güvenliğine ve barışına yapacağı katkılara her daim ihtiyaç duyulan bir aktör olduğunu ifade etti.

Bölgede yaşanan krizlerin hem Türkiye'yi hem Ürdün'ü çok yakından ilgilendirdiğine işaret eden Fidan, bu nedenle Türkiye olarak Ürdün'le düzenli istişarelere çok büyük önem verdiklerini dile getirdi.

"Bu katliamın derhal durdurulması gerekiyor"

Fidan, bugünkü görüşmede de Filistin'deki gelişmeler başta olmak üzere bölgesel konuları etraflıca ele alma imkanı bulduklarını aktararak şöyle dedi:

İsrail'in Gazze'de hiçbir ayrım gözetmeden sürdürdüğü saldırılar maalesef ve maalesef hâlâ devam etmekte. Bu katliamın derhal durdurulması ve Gazze'ye uygulanan yasa dışı ablukanın kaldırılması gerekiyor.

"Derhal kalıcı ateşkes gerekiyor"

Gelişmeleri hem ikili hem de çok taraflı platformlarda hep beraber aktif bir şekilde ele aldıklarını kaydeden Fidan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Ortak Zirvesi'nde alınan kararların takipçisi olduklarını söyledi.

Fidan, Safedi ve zirvede görevlendirilen diğer mevkidaşlarıyla çok önemli temaslarda bulunduklarını anımsatarak İslam dünyasının ve uluslararası toplumun ortak beklentisi olarak Gazze'de derhal kalıcı bir ateşkes sağlanması gerektiğini her zaman vurguladıklarını belirtti.

Bu girişimlerinin somut sonuçları olduğuna işaret eden Fidan, dünyanın çoğunluğunun yaşanan insanlık trajedisinden endişe duyduğunu ve uluslararası kamuoyunun bu noktaya gelmesinde girişimlerinin de katkısı olduğuna inandığını kaydetti.

"İsrail aleyhine başvuruyu memnuniyetle karşılıyoruz"

Fidan, sadece İsrail'in güvenliğinden söz eden, Filistinlilerin maruz kaldığı güvenlik tehdidini görmezden gelen bir anlayışın bölgeye barış değil savaş getirdiğini vurgulayarak Güney Afrika'nın İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanına (UAD) yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

UAD'nin saldırıların durdurulması için vereceği geçici tedbir kararının kalıcı ateşkes için fırsat yaratmasını temenni ettiklerini kaydeden Fidan, Mescid-i Aksa'nın kutsiyetinin ve tarihi statüsünün korunmasının tüm Müslümanların kırmızı çizgisi olduğunun altını çizdi.

Fidan, Ürdün'ün Kudüs'teki kutsal mekanların hamisi rolüne ve bunun muhafazasına da büyük önem verdiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:

Filistin meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesisi mümkün gözükmemektedir.

Bu konuda herkesin sorumluluk almasıyla artık somut adımlar atılması gerekiyor.

"Üçüncü ülkelere gönderilmesine tümüyle karşıyız"

Çözümün ancak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe haiz, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olduğunu vurgulayan Fidan, şunları dile getirdi:

Biz Gazzeli Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ve üçüncü ülkelere gönderilmesine tümüyle karşıyız.

Türkiye nihai barış hedefi güden tüm girişimlere destek olmaya devam edecektir.

Fidan, bölgede daha fazla soruna ve çatışmaya ihtiyaç olmadığına dikkati çekerek Gazze'deki savaşın ne yazık ki bölgesel tırmanmayı artırdığını; yaşanan gerilimin Lübnan, Suriye, Irak, Yemen, Basra Körfezi ve Kızıldeniz'e de yansıdığını gördüklerini kaydetti.

Görüşmede Suriye meselesi de ele alındı

Safedi ile bugünkü görüşmesinde bölgesel konuları da ele aldıklarını söyleyen Fidan, Gazze ve Filistin meselesine ilave olarak Suriye meselesini de Ürdünlü mevkidaşıyla görüştüklerini dile getirdi.

Fidan, Suriye'de hem Ürdün hem Türkiye'nin önemli tehdit ve çıkar konuları bulunduğuna dikkati çekerek her iki ülkenin de Suriye'de yaşanan iç savaştan ziyadesiyle etkilendiğini belirtti.

Mülteci ve güvenlik sorununun uzun yıllardır devam ettiğini kaydeden Fidan, bu sorunların giderilmesi için iki komşu ülke olarak ne yapabileceklerini ve ilişkileri bu sorun etrafında nasıl devam ettirebileceklerini etraflıca görüştüklerini belirtti.

İşbirliği çok iyi düzeyde

Fidan, bölgesel gelişmelere ilave olarak ikili ilişkileri de ele aldıklarını aktararak özellikle ekonomi, ticaret, yatırım, eğitim, kültür ve turizm gibi alanlarda işbirliğinin çok iyi düzeyde olduğunu dile getirdi.

Küresel ve bölgesel krizlerin Türkiye ile Ürdün arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri etkilemediğini kaydeden Fidan, geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar doları aştığını ve bu yıl da olumlu bir gidişat gözlemlendiğini söyledi.

Fidan, Ürdün'ün son yıllarda modernizasyon alanında attığı adımları da takdirle takip ettiklerini dile getirerek Türkiye-Ürdün Karma Ekonomik Komisyonunun ilk toplantısını gelecek dönemde gerçekleştirmeyi planladıklarını ve Türkiye'nin Ürdün'le mevcut işbirliğini her boyutta daha da güçlendirme yönündeki iradesini ifade etti.

"Önemli olan bölge ülkeleri olarak nasıl bir birliktelik geliştirdiğimiz"

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, bu tür krizlerin hep var olacağını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

Önemli olan, biz bölge ülkeleri olarak, Müslümanlar olarak bu sorunları çözmede nasıl bir beceri ortaya koyuyoruz, nasıl bir birliktelik geliştiriyoruz, ne kadar fazla problem çözme yeteneğimiz var, bunlara biraz yoğunlaşmamız gerekiyor.

"Diplomasinin buradaki alanı biraz sınırlı olabiliyor"

Fidan, özellikle bu son kriz vesilesiyle ortaya koyulan işbirliği modelinin çok verimli sonuçlar ürettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

Katliamın durması, Filistin meselesinin çözülmesi, Filistinlilerin hak ettiği devleti, egemenliği ve güvenliği kazanması için her türlü diplomatik girişimi ortaya koyuyoruz. Konu doğası itibarıyla güç kullanımıyla alakalı bir konu. Dolayısıyla diplomasinin buradaki alanı biraz sınırlı olabiliyor.

Fidan, bölge ülkeleri olarak, Müslümanlar olarak bir araya gelindiğinde bu konuda son derece oyun değiştirici adımlar atılmasının mümkün olunacağını vurguladı.

"Yarın başka bir Müslüman ülkeyi bulur"

"Filistin meselesi hem uluslararası hukuk açısından hem ahlaki normlar açısından bizim son derece haklı bir tarafta olduğumuz bir mesele. Eğer bu kadar haklı bir meseleyi, biz bir araya gelip onurlu bir biçimde, güçlü bir biçimde hep beraber savunamazsak bunun yeterliliğini göstermezsek bugün bu kriz Filistinlileri gelir bulur, yarın başka bir Müslüman ülkeyi bulur." diye konuşan Fidan, birlik olup bu haksızlığa, hukuksuzluğa karşı sesin olabildiğince yükseltilip, gereken çabanın ortaya koyulması gerektiğini söyledi.

Fidan, "Biz bu mekanizmayı hayata geçirdiğimiz zaman, buranın altını çizerek söylüyorum, hiçbir güç bölgede bizi istikrarsızlığa sürükleyemez." diyerek Filistin meselesinde ortaya konulacak çabanın çok değerli olduğunun altını çizdi.