
İranlı yazar Amir Taheri, Times gazetesindeki yazısında, Arap Baharı'nın vaad ettiği demokrasiye ulaşmanın, Müslümanlar arasındaki mezhepsel bölünme nedeniyle git gide zorlaştığını yazdı. Taheri, Türkiye'nin bölgedeki bu mezhep kavgasındaki rolüne de değindi.
"Dini hizipleşme Arap Baharı'nı baltalayabilir" başlıklı makalesinde Taheri, dünyada Müslüman çoğunluğun olduğu 57 ülkenin, Ramazan'ın hangi gün bittiği konusunda bile uzlaşamadığını ifade ediyor. Batı'nın ise İslam dünyasını bir bütün olarak görme hatasına düştüğünü belirten İranlı yazar, dini farklılıkların politik rekabetin örtüsü olarak kullanıldığını düşünüyor.
MÜSLÜMANLAR 3 KAMPA AYRILIYOR
Taheri'ye göre dini hizipleşme Müslümanları üç kampa ayırıyor:
Bunlardan biri, başta Mısır olmak üzere birçok ülkede iktidara ortak olan geleneksel Sünni Müslümanlar. Diğeri, halifeliği canlandırma düşü kuran Selefiler. Üçüncü kampta ise Sünni rejimleri devirip nüfuzlarını Asya, Afrika ve Latin Amerika'ya yaymak isteyen Şii militanlar var.
Afganistan, Pakistan, Irak, Yemen ve Bahreyn'de terör ve savaşın nedeninin bu mezhep ayrılığı olduğunu ifade eden Taheri'ye göre, "ABD, Rusya ve İran'ı engellemek için harekete geçmezse demokrasi umutları ölecek".
"YENİ-OSMANLICI TÜRKLER DE KAVGADA"
Bölgede, en büyük Şii aktör olan İran ile Sünni güç Suudi Arabistan'ın husumetini vurgulayan yazarın Türkiye'nin rolüyle ilgili görüşüyse ilginç. Taheri, makalesinde, "Yeni-Osmanlıcı liderlerin yönettiği Türkiye de ring kenarında durmaktan vazgeçip Libya ve Suriye'de kavgaya dahil oldu. Şimdi Mısır da nabız yoklamakta" ifadesini kullanıyor.
İranlı yazar şöyle devam ediyor:
"Esad rejiminin de dahil olduğu İran'ın öncülük ettiği taraf, Obama'nın geride durmasının yarattığı boşluğu doldurmayı uman fırsatçı güçler Rusya ve Çin tarafından destekleniyor. Ama müdahale ile hiçbir şey yapmamak dışında da seçenekler olmalı. ABD ve Batılı müttefikleri Arap Baharı'nın vaatlerinin yerine getirilmesini sağlayacak bir strateji ortaya koyabilir".
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış