NESLİŞAH OSMANOĞLU Sultan Vahideddin ile Halife Abdülmecid’in torunu 1921’de Nişantaşı’nda bir konakta doğdu. Hanedan defterine Fatma Neslişah olarak kaydedildi. Zaten kendisi bu deftere adı yazılan son kişiydi. 2 Nisan 2012’de vefat etti. Hanedanın gözbebeğiydi. Liseyi Fransa Nice’te bitirdim. Türkçenin yanı sıra İngilizce, Almanca ve Fransızca öğrendim. Osmanlıca ve din dersini evde, Arapçayı Mısır’da öğrendim. Mısır’da at binmeye başladım. Kayak, at binme ve deniz sporlarına 60 yaşıma kadar yoğun bir şekilde devam ettim. Büyükbabam Halife Abdülmecid Efendi şöyle der: “Telkin edilen vazifelerinizi yapın, sultan olduğunuzu hiç unutmayın.” Üst üste iki devrim görmek herkese nasip olmuyor. Böylelikle kendimi müdafaa etmeyi öğrendim.
EMEL NURCİHAN HODO Sultan Reşad’ın torunudur. Maddi açıdan ailenin diğer üyelerine oranla daha rahat bir hayat sürdü. Tabii bunda eşinin varlıklı olması da etkiliydi. Hayatı yıllardır Ortaköy’deki evinde geçiyor. Ne para, ne pul, ne hanım sultan unvanı. Bunca yaşına rağmen hâlâ annesini bir bebek gibi özlüyor. Ben bebekken annem ölmüş. “Mısır’da, hasta. İyi olunca gelecek” dediler. Hep bekledim, gelmedi. Sonra kadının biri dedi ki “Ne bekliyorsun, çoktan öldü.” Hariciye’de kâtiplik yapan biriyle evlenecektim, bir gün iki polis geldi kapıya. “Hariciyeciyle evlenemezsin” dediler. “Eeee iyi” dedim. Osmanlı hanedanından biri Hariciye’den biriyle evlenemezmiş. O zaman öğrendim Osmanlı ailesinden geldiğimi. ”Dolmabahçe Sarayı’na git otur” deseler gitmem. Soğuk bir saray. Kışın da soğuk. Ailemizden kimse Atatürk’e karşı değil, saraydan kim mal çaldıysa ona karşı.