Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin son dönemde tartışılan konularını ele alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında, Anayasa değişikliğine yönelik açıklanaları öne çıktı.

Türkiye'nin son 7 yılda sınırlarının içinden ve dışından sayısız işgal girişimiyle karşı karşıya kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm partileri ortak çalışmaya davet etti.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclisimizi yeni ve tarihi bir dönem daha bekliyor. Reform paketimizi milletimiz ile paylaştık. MHP'nin de bu teklife olumlu bakması ile, Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama ve millete sunma şansına sahip olmuştur." ifadelerini kullandı.

"KİBİR ABİDELERİNİN SALDIRILARIYLA KARŞILAŞTIK"

Darbe sonrası hazırlanan Anayasa'nın kusurlu olduğunu dile getiren Erdoğan,  Darbeler sonrası hazırlanan anayasaların ülkemize ağır darbeleri olmuştur. Milli iradenin yetkilerini kısıtlayan anayasalardaki çarpıklıklar tüm değişikliklere rağmen tam giderilememiştir.

İktidarımızın ilk döneminde, nice demokrasi ayıbı ile karşı karşıya kalmıştır. Adını utanmadan Cumhuriyet mitingleri koydukları gösterilerle kendisini devlet ve milletin üstünde gören nice kibir abidelerinin saldırıları ile karşılaştık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu VİDEO

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu

"DARBE ANAYASASI RUHU..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

Partimize kapatma davası açıldığında, buna karşı omurgalı bir duruş sergilemek yerine belge üretme peşine düşenleri de unutmadık. Türkiye son 7-8 yılda sınır içi ve dışından sayısız işgal girişimi ile karşı karşıya kaldı. Alçaklığın, sinsiliğin her türlüsünü yaşadık. Bunların hepsi aziz milletimizin sinesine çarparak paramparça oluyor.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmayı başardık. Darbe anayasasının ruhundan kaynaklanan anaforlar bir türlü bitmek bilmedi.

Adalet Bakanlığımızca hazırlanan yargı reformu strateji belgesi hazırlıkları sırasında da buna şahit olduk. Yakında kamuoyu ile paylaşacağımız insan hakları eylem planında da bunu gördük. Meclis'teki pek çok çalışmamız sırasında da bu karşımıza çıktı.

"CHP'NİN İŞİ YOKUŞA SÜRMESİ, ÇALIŞMAMIZI AKAMETE UĞRATMIŞTI"

Bilindiği gibi geçmişte aynı tespitler ve ihtiyaçlarla anayasa çalışması başlatmıştık. Mecliste çoğunluk bizde olmasına rağmen eşit sayıda üyeler alarak çalışma yapmıştık. CHP'nin işi yokuşa sürmesi ve masayı devirmesi ile bu çalışmamız akamete uğramıştı.

Bugün artık vesayetin gücünü kırmış, darbe niyetlilerine açıkça mesajını vermiş, uluslararası alanda özgürce hareket etme iradesini ortaya koymuş bir Türkiye var. Yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar artık gayet uygun.

Yeni bir anayasa metni ortaya çıkarmalıyız. Öyle bir metin olsun ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin 150'inci 200'üncü yıllar konuşulurken, tarihi bir dönüm olarak gösterilsin. Anayasa hukukunda tüm dünyada örnek gösterilsin.

Gelin anayasa önerilerimizi hazırlayalım, tartışalım. Farklı yönleri tekrar tekrar konuşalım, tartışalım. Ülkeyi en uzun süre taşıyacak metni milletimizin karşısına koyalım. Bu ülkenin 100'üncü yıldönümünü darbe anayasası ile değil, yeni ve ülkemize yakışan bir anayasa ile karşılayalım.

Yeni Anayasa'mızın şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını istiyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu

SAĞLIK ALT YAPISI VE PANDEMİ ÇALIŞMALARI

Batılı ülkeler salgınla baş etmeye çalışırken, biz salgın sonrası dönemin hazırlıklarına başladık. Bu sıkıntıların çözümü için sürekli yeni destek programları geliştiriyoruz.

Bay Kemal bunları takip edemiyorsa biz ne yapalım? Biz kasamızdan çıkanı biliyoruz. Neredeyse her hafta yok bir yerde viyadük açılışları, bir bakıyorsunuz hastanelerin açılışları, bütün bunlar devam ediyor. Çünkü yola çıkarken, 'Durmak yok, yola devam' dedik.

Daha geçen hafta Elazığ depreminden sonra ilk etabı biten konutların teslim töreni için Elazığ'daydık. Yıl sonuna kadar kalanları da bitirecek, onları da sahiplerine teslim edeceğiz.

Bay Kemal Malatya'yı görsün, Belki 'Yahu, nasıl da bunları yapmışlar' der. Şu salgın döneminde yaptığımız işler bile başlı başına başarı hikayesi.

Türkiye, üretmek, eser yapmak, şehrini geliştirmek isteyen hiçbir belediyenin mazeretlerinin arkasına sığınamayacağı yerel yönetimler esnekliğine sahiptir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu

CHP'Lİ BELEDİYELERİN YÖNETİMİ

Geçtiğimiz günlerde, burası önemli, bizi izleyen milletime sesleniyorum. Zira insan oğlu unutur. Bundan sonra sık sık bunları hatırlatacağız. İzmir'deki yağışlar sonrası yaşanan sele ilişkin bir haber benim de dikkatimi çekti.

Bir kadın kardeşim, şöyle diyor Kılıçdaroğlu'na, 'Burada 35 senedir CHP var, lütfen şu altyapıyı düzeltin.'Kendisi de CHP'li olduğu anlaşılan vatandaşımız CHP'yi, CHP Genel Başkanı'na şikayet ediyor. Kimi kime şikayet ediyor da demedim değil.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesinin 2.5 katı borçludur. Bir daha borçlanamaz, bunu da öğren Bay Kemal. Ortada borçlanma izni bulunmadığı için herhangi bir oranla kredi kullanabilmesi söz konusu değildir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı onaylamadan hiçbir belediye bu şekilde bir borçlanmaya gidemez. Eski belediye başkanı Aziz Bey'e sorarsan sana anlatır. Eskiden bana böyle bir şey gönderdi, onadım. Sana anlatır. Ama inanın bu Bay Kemal bir şey bilmiyor!

Devamlı hatırlatmamız gerekiyor. Hatırlatmadan olmuyor. Bundan sonra ayda 1 kez vatandaşımız ekranda izleyerek gerçekleri de görecek.

İZMİR'İN YEREL YÖNETİMLER SORUNLARI

Görüyorsunuz İzmir'in hali ortada. 35 yıldır sizde. 35 yıldır hiçbir şey yapılmaz mı yahu?

İzmir gibi muhteşem bir şehrimizin halini görünce eyvah diyorum. Yahu suyunuz yoktu, biz DSİ'ye verdiğim talimatla İzmir'e suyu biz getirdik. Niye? Çünkü halk, benim halkım. Biz onları susuz bırakamayız.

Aslında büyükşehirler suyu kendileri yapmak zorundadır. Ama İzmir'de biz hallettik. İstanbul, Ankara... Temenni ederim ki, kar falan geldi de toparladık işi. Buraların barajlarını da biz yaptık. Bu barajlar sayesinde İstanbul susuzluk yaşamıyor.

"CHP'Lİ BELEDİYELERİN OLDUĞU YERLERDE YENİDEN HORTLAMAYA BAŞLADI"

İstanbul'u sokakları çöpten geçilmeyen, ulaşım felç, havası kirli, insanları sahipsiz bir şehir olarak devralmıştık. El ele verip, birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk. CHP belediyesinden devralmıştık. Bu meselelerin bazıları yeniden hortlamaya, CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerde görülmeye başlandı.

Bu ülkede kimin hizmet, kimin eser, kimin istismar siyaseti yaptığı bu örneklerle ayan beyan ortaya çıkmıştır. Öyle zannediyorum ki ayda bir bazı başlıklarda görüntülerle gerçekleştireceğim. Devamlı hatırlatmamız gerekiyor. Milletimize bunları hatırlatmak şart.

Aklı erdiği günden beri bu partiye hizmet etmiş kişileri dahi isyan ettirecek istikamet sapmasına uğramış olan şu andaki CHP, siyasetin nice önemli isimlerinin CHP'si midir? Siyasetteki rekabeti kendi ülkesini felaketini dileyecek, kendi halkını aşağılayıp azarlayacak seviyesizliğe indiren şu anki CHP, adını aldığı kavramların CHP'si mi? ABD ve AB'den demokrasi dilenen, oradan kulağına üflenenleri içeride tekrarlamayı siyaset sanan şu andaki CHP, yıllarca emperyalizme karşı yumruk sallayanların CHP'si mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu

BAKANLARIN ATANMASINA TEPKİ GÖSTEREN KILIÇDAROĞLU'NA: EVET CHP'DEKİ GİBİ KASETLE GELİP GİTMİYORLAR

Bakanların atanarak gelmesine tepki gösteriyor. Evet, yeni sistemde bakanlar milletin seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. CHP'deki gibi kasetle gelip, kasetle gitmiyor.

Bu ülke için ne yaptınız da karşı çıktık diyor. Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın önünde kamp kuran, her kanunu yargıya taşıyan bunlar değil miydi? Esasen biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de karışışmasını istemeyiz.

Kiralık milletvekili vereceksin, böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle demokrasi mi olur? Bunlar bunu da yaptı. Diğer partilerden istifa edenleri alkışla karşılayanların CHP'deki istifaları yerden yere vurmasını da ibretle takip ediyoruz. Bu tabloyu faşist zihniyetin ifşası olarak değerlendiriyoruz. Gelişmelerin düğüm noktası 2023 seçimleri olacak.

KIBRIS MESELESİ

Türk tezinin ilk görüşmeleri 1971'e kadar sürdü. Görüşmeler 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi ile son buldu. Kıbrıslı kardeşlerimizin can güvenliği için gerçekleştirdiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı ve sonra 1982'te KKTC kuruldu. 1960'larda Kıbrıs Türk tarafına otonomi hakkı bile tanımayan Rumlardı.

AB üyeliği perspektifi güçlenince federasyon fikrini savunur görünen Rumlar asıl fikirlerini daha sonra gösterdiler. Amaçları Türkiye'nin üye olmadığı bir AB içinde hakları aşındırarak adayı tek başlarına yönetmekti. Çalışmalarımızı sürdürürken yine Rumlar kayış attı. Kofi Annan ben söz verdim dedi.

Bir referandum gerekiyordu, referandumda Türk tarafı olarak soydaşlarımız bu işe yüzde 75 'evet' dedi, Rumlar ise yüzde 65 'hayır' dediler. Bunlara rağmen Güney Kıbrıs AB'ye alındı, Kuzey Kıbrıs ile alınmadı. Bunlar hiçbir zaman sözlerinde durmadı. Bundan sonra da durmayacaklar.

"TÜRK VE KIBRIS HALKININ ORTAK DAVASIDIR"

Kıbrıs meselesi, Türk ve Kırbıs halklarının ortak davasıdır. Tüm çabalara rağmen kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuturulamadı. Türk tezinin yerel özerklik şeklinde ortaya konduğu görüşmeler 1971 sonuna kadar sürdü. 15 Temmuz 1974'te yaşanan Rum-Yunan darbesiyle son buldu.

Kıbrıslı kardeşlerimizin can güvenliğini sağlamak için gerçekleştirdiğimiz Barış Harekatı ve Kıbrıs Cumhruiyeti kuruldu. 1960'larda Kıbrıs Türk tarafına otonomi tanımayan Rumlardır. 1970'lerde iki toplumlu federasyonu kabul etmeyen yine Rumlardı. Amaçları bu süreçte Kbırıs Türk tarafının elde edebileceği hakları, üye olmadığı AB içinde aşındırarak adayı tek başlarına yönetmekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında konuştu

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)