ensonhaber.com

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yerli ve Milli Araç Üstü Sinyalizasyon Ekipmanı Temini Töreni'ne katıldı.

Burada açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, Marmara'da batan 59 metre boyundaki kargo gemisine de değindi.

Bakan Uraloğlu, bölgede herhangi bir bulguya henüz rastlanmadığını belirtti.

"Tehlike safhası ilan edilmiştir"

Uraloğlu, bölgedeki son duruma ilişkin şu ifadeleri kullandı:

Marmara Denizinde İmralı Adası'nın güneybatısında 59 metrelik ve 6 mürettebatın bulunduğu Batuhan A isimli kuru yük gemisinden 06.32'de bakanlığımız sistemlerine acil durum sinyali gelmiştir.

Söz konusu gemi, dün akşam saat 20.00 sularında Marmara Adası'ndan Gemlik’e Dolamit madeni yüklü olarak seyre başlamıştır. Bölgeye derhal Kıyı Emniyeti genel Müdürlüğümüz ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın deniz ve hava unsurları yönlendirilmiştir. Bölgedeki gemilere Türk Radyo aracılığı ile çağrılar yapılmıştır.

Saat 07.12 itibarı Batuhan A isimli gemiden alınan AIS sinyal kesilmiştir.
Batuhan A isimli geminin çağrılara cevap verememesi nedeniyle, Arama Kurtarma Yönetmeliğinin (c) bendine göre "Tehlike safhası" ilan edilmiştir.
Arama ve Kurtarma Faaliyetleri tüm ilgili unsurlarca devam etmektedir.

"Bölgede gemiye dair bir bulguya rastlanmamıştır"

Batuhan A isimli gemi, son durumuna bakacak olacak TCSG-313 botu bölgeye ulaşmış olup, bölgede gemiye dair bir bulguya rastlanmamıştır. Arama-kurtarma faaliyetleri yoğun bir şekilde devam etmektedir. Ümidimiz mürettebatımıza sağ salim ulaşılması noktasındadır.

"Sahil güvenlik komutanlığı botu orada bir can salına ulaştı"

6 kişilik bir mürettebatımız söz konusu. Sahil güvenlik komutanlığı botu orada bir can salına ulaştı. Muhtemelen geminin batması sırasında otomatik olarak açılmış ve deniz yüzeyinde tespit edilmiştir. Yoğun bir şekilde arama-kurtarma çalışmalarına devam ediyoruz.

Türkiye'nin dışa bağımlılıktan kurtulması için adımlar atılıyor

Bakan Uraloğlu, konuşmasının devamında sinyalizasyon sistemine de değindi.

Yerli ve Milli Araç Üstü Sinyalizasyon Ekipmanı Temini kapsamında iki stratejik kurumun iş birliğiyle önemli bir projenin hayata geçirileceğini belirten Uraloğlu, dünya ve uluslararası konjonktüre bakıldığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin dışa bağımlılıktan kurtulması için atılan adımların ne kadar önemli olduğunun vicdan sahibi herkesin daha iyi anladığını söyledi.

"Özgün üretime büyük önem veriyoruz"

Türkiye’nin yerli ve milli teknoloji ürünleriyle dünya çapında küresel üretici ve ihracatçı bir ülke olduğuna işaret eden Uraloğlu, şöyle konuştu:

“Kendi uçağını, SİHA’sını, uydusunu, trenini, gemisini, helikopterini, tankını, arabasını üreten bir Türkiye var artık. Haberleşme, ulaşım, savunma sanayi, otomotiv, denizcilik, demiryolu… Hangi alanda olursa olsun özgün üretime büyük önem veriyoruz. Kamu, özel sektör ve üniversitelerimizin öncülüğündeki yerli ve milli projeleri kendi kaynaklarımızla, kendi teknolojimizle ve kendi iş gücümüzle hayata geçiriyoruz. Demiryolu Araç Üstü Sinyalizasyon Sistemleri kapsamında TCDD Taşımacılık ile ASELSAN’ın yaptığı bu iş birliği de bunun en güzel örneklerinden biridir.”

"Bu sistemleri başarıyla yöneten ülkelerden biriyiz"

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, Avrupa Birliği standardında tren işletmeciliği yaptığının altını çizen Uraloğlu, “Demir yolu hatlarının tren trafiği güvenliğini sağlamak için Avrupa Demiryolu Trafik Yönetim ve Tren Kontrol sinyalizasyon sistemlerini kullanıyoruz ve bu sistemleri başarıyla yöneten ülkelerden biriyiz.” dedi.

"Milli ve yerli çalışmalar başlattık"

Uraloğlu, demir yolu sinyal sisteminin tamamlayıcı unsurunun ise araç üstü sinyal sistemleri olduğunu ifade ederek, yüksek teknoloji ve maliyete sahip olan bu araç üstü sinyal sistemlerinin bugüne kadar yabancı firmalardan tedarik edildiğini, dışa bağımlı olunan bu sistemlerin yüksek döviz kaybına neden olurken yeterli teknik destek ve bilgi akışını sağlamadığını söyledi.

Bakan Uraloğlu, “Sinyalizasyon sisteminin sürdürülebilir olması ve tüm trenlerde yaygınlaşabilmesi için bu alanda da milli ve yerli çalışmalar başlattık. Böylece hem maliyetleri düşüreceğiz hem de sistemi bilen teknik personelin yetiştirilmesini sağlamış olacağız.” dedi.

"Yük ve yolcu taşımacılığında daha güvenli bir trafik yönetim sistemi kurulmuş olacak"

Uraloğlu, sinyalizasyon ekipmanı olmayan 99 adet dizel-elektrikli ana hat lokomotifimiz için araç üstü sinyalizasyon ekipmanının geliştirilmesi, imali ve montajıyla anahtar teslim olarak; ASELSAN ile TCDD Taşımacılık A.Ş. arasında Araç Üstü Sinyalizasyon Sistemi Temini Projesi ile ilgili olarak 1 milyar 690 milyon Türk Lirası tutarında bir sözleşme imzaladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“ASELSAN, hali hazırda Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattımızda kullanılmakta olan yerli metro sinyalizasyon sisteminden sonra lokomotif ve trenlerimiz için de yerli bir sinyalizasyon sistemi geliştirecek. Avrupa standartlarına göre sertifikalandırılacak sistem ile yük ve yolcu taşımacılığında daha güvenli bir trafik yönetim sistemi kurulmuş olacak. 57 ay olan sözleşme süremiz kapsamında, 2026 yılında 17 lokomotife, 2027 yılında 48 lokomotife ve 2028 yılında ise 34 lokomotife araç üstü sinyalizasyon ekipmanımızı yerleştireceğiz.”

"Emniyetli tren sürüşü sağlayacağız"

Sinyalizasyon sistemlerinin, teknolojik altyapı ve emniyet fonksiyonları sebebiyle raylı sistemlerin en kritik parçaları arasında yer aldığını belirten Uraloğlu, “Geliştireceğimiz bu sistem, yönetim ve birlikte çalışabilirlik yönünden Avrupa'da ana hatlarda kullanılabilecek ortak bir tren yönetim ve kontrol platformu oluşturarak Avrupa Demiryolu Ajansı (ERA) tarafından geliştirilen ERTMS adlı sistemin standardına uygun üretilecek. Böylece uluslararası tren işletmeciliği, Otomatik tren koruması, merkezi trafik kontrolü ile yüksek hızlarda emniyetli tren sürüşü sağlayacağız.” diye konuştu.

"Bakım maliyetlerini düşüreceğiz"

Uraloğlu, ERTMS Sinyalizasyon Sistemi sayesinde; tren hız ve trafiğinin sürekli ve anlık denetimini daha yüksek bir güvenlik seviyesinde sağlayacaklarını belirterek, "Trenler arasındaki minimum mesafenin veya sürenin azaltılmasına izin vererek demiryolu trafik kapasitesini artıracak ve daha isabetli bir planlama yapacağız. Hat boylarında daha az bileşen kullanacağımızdan bakım maliyetlerini düşüreceğiz. Demir yolu yük taşımacılığının rekabet gücünü artırarak daha ekonomik ve çevreci bir ulaşım sağlayacağız.”