Bingür Sönmez: Yaşamamı şehitler istedi

bingür sönmez

Prof. Dr. Bingür Sönmez Balçiçek İlter'e Sarıkamış'ta yaşadığı mücadeleyi anlattı. Dünyaca ünlü bir kalp cerrahı olan Sönmez Ortaokul sona kadar Sarıkamış’ta yaşadığını, ayrıldıktan tam 25 yıl sonra memleketine döndüğünü söyledi. 2003 yılından beri Sarıkamış şehitleri için çırpınan Sönmez, "Onlar bir avuç çaresiz değildi, yenilmiş olabilirler ama böyle anılmayı hak etmiyorlar 15 gün çatıştılar’’ dedi.

YAŞAMAMI ŞEHİTLER İSTEDİ

"Ameliyat yapamamak sevgiliden ayrılmak gibi" diyen Prof. Sönmez yaşamasını Sarıkamış şehitlerine bağlıyor: "Ölebilirdim. O şehitler 'Biraz daha hizmet etsin bize' dediler. O meydana bir süre gidemeyebilirdim ama Sarıkamış'a gideceğim"

10 KEZ 65 KM'LİK YÜRÜYÜŞ DÜZENLEDİ

Sarıkamış'a sembolik yürüyüşler düzenleyen Sönmez'in, siyasetçisinden sanatçısına, gazetecisinden askerine kadar oraya götürüp gezdirmediği kimse yok gibi. On kez 65 km’lik yaz yürüyüşü düzenledi, 3 kez de 9 km.’lik kış yürüyüşü... Son yürüyüş ise araya ramazan ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri girdiği için bu yıl temmuz ayında değil, ağustosta yapıldı.

SARIKAMIŞ MEYDANI'NDA BACAĞINDAN VURULDU

Bingür Sönmez, 3 gece 4 gün süren yürüyüşten döndükten sonra Sarıkamış Meydanı’nda eski belediye başkanı tarafından hem elinden hem bacağından vuruldu. Saldırıyı ucuz atlatan Sönmez, hem canını kurtardı hem de kıl payıyla mesleğini... Sönmez, söyleşi sırasında defalarca vurulma anı görüntülerini seyretmiş İlter'le. Balçiçek İlter o anı şu sözlerle anlatıyor;

O KADAR KALABALIKTI Kİ...

"Bingür Hoca en çok vurulup yere düştükten sonra kendisini tekmeleyen gence takılmış, yüz ifadesini dondurup gösterdi, “Bak Balçiçek ne büyük öfke, nasıl bir hırs! Niye? Sarıkamışlılara hakkımı helal etmiyorum, izin vermemeliydiler buna!’’ Bingür Sönmez İstanbul’a getirildiği an hastaneye koştum, özel bir adamdır, sadece doktorluğu değil insanlığı da farklıdır. O kadar çok kişi vardı ki benim gibi kapıda sadece nasıl olduğunu sormaya gelen, kalabalıktık. Bunu anlatınca “Gel bir daha sarılayım’’ dedi. ‘’Vurulduktan sonra anladım sarılmanın değerini, o kadar güzel bir hismiş ki...’’"