Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde, Uluslararası Demokratlar Birliği heyetini kabul etti.
Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Avrupa'da yaşayan Müslümanların maruz kaldıkları kötü muameleye değindi
"MÜSLÜMANLAR ÇİFT YÖNLÜ BİR CENDEREYE ALINIYOR"
Batı dünyasının zehirli bir sarmaşık gibi günden güne büyüyen Müslümanlara karşı tehdit karşısında önlem almadığını söyleyen Erdoğan, "Müslümanların mukaddes değerlerine yapılan saldırılar görmezden geliniyor. Eş zamanlı olarak Avrupa İslamı, Fransa İslamı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor. Bu bir asimilasyon projesidir. Giderek yaygınlaşan bu projeye karşı hep birlikte mücadele etmemiz şarttır." ifadelerini kullandı.
Erdoğan: Avrupa'da Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"ARKADAŞLARIMIZLA BAĞLARIMIZI YENİLEMELİYİZ"
Kendisini yenilemeyen, kadrosunu güncellemeyen bu tür yapılar bir süre sonra statükoya teslim olur. Kopmalara, ayrılıklara, küskünlüklere sebebiyet vermemelidir.
Değişim kadroların açısından yaprak dökümüne dönüşüyorsa orada sorun var demektir. Uluslararası Demokratlar Birliği'nin bu hassasiyetle çalışmalarını sürdüreceğine inanıyorum.
Daha önce bir şekilde bizimle irtibatı olmuş, şimdi aramızda bulunmayan arkadaşlarımızla bağlarımızı tekrar yenilemeyiz. Ne kadar farklı olursa olsun meselesi, millet ve memleket olan herkese kapımızı açık tutmalıyız.
Davamızı husumeti ayyuka çıkanlar dışında herkesi birlik çatısı altında birleştirmeye, buluşturmaya çalışmalıyız. Uluslararası Demokratlar Birliği'nin bu hassasiyetle çalışmalar yürüteceğine inanıyorum.
"AVRUPA'DA BAZI ÜLKELER MEZAR BULAMADILAR"
Bu noktada yeni üye seferberliği çok güzel bir örnek oluşturuyor. 1 milyon 300 bin yeni üyeyi partimize kazandırdık. Güçlü ve eksik yönlerimizi, vatandaşlarımızı bizden beklentilerimizi görmek fırsatını bulduk. 2023'e giden süreçte sizlerden azami çaba bekliyorum.
Son bir yıldır tüm insanlık olarak koronavirüs salgınıyla mücadele ediyoruz. Gelişmiş ülkeler dahil dünyanın birçok ülkesini hazırlıksız yakalayan bu salgın sürecini Türkiye hamdolsun başarıyla yönetmiştir. Türkiye, gelişmiş ülkeler dahil birçok ülkeyi hazırlıksız yakalayan salgını başarıyla yönetti. Avrupa'da bazı ülkeler mezar bulamadı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin avantajlarını en iyi şekilde kullanarak zaman, enerji, kaynak israfına mahal vermedik. Sadece sınırlarımızda bulunan vatandaşlarımız değil yurt dışındaki insanlarımızı sahipsiz bırakmadık. 141 ülkeden 100 binden fazla vatandaşımızı ailesiyle buluşturduk. 233 vatandaşımızı ambulans uçakla Türkiye'ye getirdik.
Türkiye'den memleketlerine dönmek isteyen 90 ülkeden 38 bin yabancıya da destek sunduk. Ülkemizden yardım talep eden 156 ülkeye tıbbi malzeme desteğinde bulunduk. Türkiye vatandaşlarına sahip çıkmasıyla büyük devlet olduğunu bir kez daha göstermiştir.
"SALDIRILAR TESADÜFİ DEĞİL"
Yurt dışında yaşayan siz kardeşlerimin göğsünü özellikle kabartırken birilerini de çok ciddi manada rahatsız ettiğini biliyoruz. Ülkemizi hedef alan saldırıların hiçbiri tesadüfi değildir. Türkiye'nin Libya, Suriye, Ege, Doğu Akdeniz'de, en son Dağlık Karabağ'da bileğini bükemeyenler asimetrik yöntem, asılsız iddialarla çelme takmaya çalışmaktadır.
Türk ve Müslüman düşmanlığının sebeplerinden biri de işte budur. Neonazi teröründen Müslümanlarla birlikte etnik kimliği, görünüşü, dini aidiyeti farklı olan kişiler olumsuz etkileniyor. Camilere, okullara yönelik eylemler akıl almaz noktalara ulaşmıştır. Basın özgürlüğü adına hazreti peygamberi aleyüsselatı vesselamı tahkir eden karikatürler bunlardan sadece bir tanedir. Batı dünyası bu tehdit karşısında önlem almamakla direniyor.
Eş zamanlı olarak Avrupa İslamı, Fransa İslamı, Avusturya İslamı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor. Batı dünyası zehirli bir sarmaşık gibi büyüyen tehdit karşısında önlem almıyor. Bu projelerin amacı Avrupalı Müslümanların ana vatanları ve İslam ümmetiyle bağlılıklarını kopartmaktadır. Bu bir asimilasyon projesidir. Bu projeye karşı hep birlikte mücadele etmemiz şarttır.
Bunu da muhataplarımız nezdinde tezlerimizi güçlü bir şekilde savunarak gerçekleştirebiliriz. Başta sizler olmak üzere tüm kurumlarımız aktif sorumluluk üstlenmelidir.
"ASİMİLASYONA KARŞI EN BÜYÜK SİLAHIMIZ..."
Sizlerden ricamız, vatandaşlarımıza yönelik ırkçı, ayrımcı, İslam düşmanı muamelelerin büyükelçilik ve başkonsolosluklarımıza derhal bildirilmesidir. Asimilasyona karşı en büyük silahımız çocuklarımıza ana dillerini ve dinlerini en iyi şekilde öğretmektir.
Özellikle gençlerimizin yaşadıkları ülkelerde yüksek öğrenime devam etmelerini, çalışma hayatlarında en üst mertebelere gelmelerini önemsiyoruz. Bu alanda halen ciddi eksikliklerimizin olduğunu biliyoruz. Sizlerin de eğitim çalışmalarına dahil olmanızda büyük fayda görüyoruz. Sizlerin şahsında başta Avrupa olmak üzere Türkiye dışında yaşayan tüm vatandaşlarımıza, tüm dünyada saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
