Deprem uzmanı: Yıkılan binaların büyük bölümü 1998 öncesi yapılanlar
DHA

Türkiye'de aynı gün meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 2 büyük deprem ile yüzlerce artçı sarsıntı, Kahramanmaraş ve Hatay başta olmak üzere 10 ilde yıkıma neden oldu.

Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kişinin yaralandığı depremin ardından sarsıntılar da devam ediyor.

Hasar görenler ikinci depremde yerle bir oldu

Artçılarla depremde hasar gören bazı binalar yıkılırken, bazılarında da yeni hasarlar oluşuyor.

Felaket sonrası büyük yıkımla ilgili konuşan Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik, Türkiye'nin deprem kuşağı üzerinde olan bir bölge olduğunu her an başka bir noktasında da deprem olabileceğini söyledi.

"Deprem; rüzgar, yağmur ve kar gibi bir gerçek"

Prof. Dr. Özçelik, “Bugün Doğu Anadolu Fay Hattı'nda meydana gelen deprem, yarın başka bir fay hattında meydana gelebilir. Nüfusumuzun da büyük bir kısmı deprem kuşağı olan bölgelerde yaşıyor. Deprem bizim hayatımızda rüzgar, yağmur, kar gibi bir gerçek.” dedi.

Ege Bölgesi için deprem uyarısı

Depremlerin nerede yaşanabileceğini az çok tahmin ettiklerini belirten Özçelik, şunları söyledi:

Van'ı nokta olarak alırsak, Karadeniz'e paralel bir şekilde İstanbul'a ve oradan da Hatay'a doğru uzanan bir fay bölgemiz var. Ege Bölgesi yine deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Bu fay bölgesindeki illerin tamamı deprem tehlikesi ile karşı karşıya. Bu bölgelerde deprem olacağını biliyor, büyüklüğünü az çok hesaplayabiliyoruz. Sadece ne zaman meydana geleceğini bilmiyoruz. Biz hep 'yarın deprem olacak gibi davranmalıyız' diyoruz.

"Bugün yıkılan binaların büyük bölümü 1998 öncesi yapılanlar"

Herhangi bir bina yapılırken deprem yönetmeliği kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Özçelik, “Yönetmelikteki en kapsamlı değişiklik 1998 yılında meydana geldi. O şartnameyi kullanmayı fırsat bulamadan 1999 depremi yaşandı. Problemimiz 1998'deki şartname kullanılmadan yapılan binalar. Bugün yıkılan binaların büyük bölümü 1998 öncesi yapılan binalar. Bu yapılarımızdaki beton ve demir miktarının yetersiz olmasından yıkımlar gerçekleşiyor. Deprem şartnamemizde 25 birimden daha düşük betona izin verilmezken, yıkılan binalarda muhtemelen 5 ile 10 birim civarında.” dedi.

"Sorun eski binalarda"

Depremdeki yıkımlarda en büyük sorunun eski binalar olduğunu belirten Prof. Dr. Özçelik, şunları söyledi:

Dayanıklı bina inşa etmede bir problemimiz yok, problemimiz eski binalar. Binanızın iskanı bu tarihten önce alındıysa yıkım tehlikesi altında kalabilirsiniz. Bu yapılar ile ilgili çok acil bir şekilde müdahale gerekiyor. Bu konularda belediyelere çok büyük görev düşüyor. Yapılan ölçüm ve araştırmalar sayesinde depremlerin az çok nerelerde olacağını tahmin edebiliyoruz. Bugün AFAD'ın sayfasına girdiğinizde oturduğunuz konumun depremselliği konusunda tehlikenin ne seviyede olduğunu görülebiliyor.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)